Neredeyse kırk yıl önce bir sokağa saptık, bu yol tek kurtuluş görünüyordu, ya da şartlar öyle diyordu. Bu şartlar yıllarca üstünde çalışılmış, titizlikle kurgulanmış, dünyayı bu güne kadar kurguları ile yöneten, çeşit türlü akıl ve istihbarat harekatları ile hamleler yapan, kendilerine binbir yolla bağladıkları insanları, paydalayan iktidar odakları, bildiğimizin çok ötesinde, bir gurup bireyin dünya hamleleri ile oldu.
* * *
Bir şekilde bu yola saptık, halklar olarak da bu yol da sormadan sorgulamadan, bize dayatılanın tek gerçeklik olduğunu düşünüp ilerledik. Hep öncüleri seçimle yerleştirerek devam ettik, ben hiç bir yazımda isimlere odaklanmadım, isim ne olursa olsun olay kendisi, sistemin getirdiği ve varlığını sürdürdüğü alandır.
* * *
Yanlış olan sistemdir, bizi zoraki istikametler vererek, halkın korkuları ile beslenen, her zaman halklardan ayrı olarak, sermayedar odaklı bu sistemin kendisi benim esas sorun olarak gördüğümdür. Ancak bu sistemi sürekli olarak, çıkarlar uğuruna besleyenler, yine biz halkları, kurgulanan bu gerçek dışılığa kaptırarak yaptılar.
* * *
Devletler çok büyük amaçlar için kurulmuş olabilir, ancak en büyük sebep sistemin buna sürekli ihtiyaç duymasıdır. Çünkü dünyanın çok devletçiliği, bölünmüşlüğü sağlarken, kontrol ve çıkarlar doğrultusunda hamle olanaklarını artırır. Bu durum bire bir devletin kendi içinde de yapılmalıdır ki, sistemin bir kolu olan devlet kendi içinde de kontrolu sağlayabilsin.
* * *
Önce bir savaş sonrası kültürü oluşturulur, sonra bu oluşturulanın dışında yaşananların gerçekçiliğinde bir ayrışma oluşur. Sonra bu ayrışma siyasi olarak bölünmüşlüğe geçer, ardından vatan severlik bölünür, kimisi başka bir kurguyu vatan sayar ve onu sever, sebebi çok çeşitli olsada mantık aynidir. Kimisi kurguların dışında gerçeklikle bir vatan sevgisi besler, bu ayrışma çeşitleştikçe ayrılık kendini güvene alır.
* * *
Artık halklar ayrılmıştır, sonra o hakları daha da bölebilmek için emek sömrüsü başlar, en basit bir örnek gerekirse özel sektör ve kamu çalışanı gibi düşünülebilir. Amaç gerçekleşmiştir artık, halklar tüm emekçilerinin hakları için bir araya gelemedikleri gibi, üstlerinden döndürülen hiç bir konununda farkında değildirler.
* * *
Sırası geldikçe ve planın dakikliği çalıştıkça, bu durumlar kullanılmaya başlanılır, orta doğu bunun bir örneğidir. İktidar odakları, kendi silah tüccarlarına rant sağlarken hiç bir askerini göndermeden, zaten bölünmüş halkı bir birine sokarak ya da vatan severlik kullanılarak, ülkeleri devreye sokarak savaşı başlatırlar.
* * *
Bu gün Ukrayna’ya Rusya savaşıda benzer koşullarda başlamıştır. Burada en çok konuşanlar, kendi rantları için dilbazlıklarını, medyayı ve ne varsa onu kullanmayı sürdürerek harekete devam ederler. Bu savaş avrupanın, en temelinde gaz ve petrol alımının yönünü ABD ve ingiltere gibi ülkelerin menşeinde, İsrail şirket sahiplerine yönlendirirken, silah tüccarlarınıda adam akılı besleyerek, yine ayni noktadan Ortadoğu hareketlerinin de bir ön basamağı gibi tutmaktadır.
* * *
Ve biz bu küçük ada da her olan bitenin nisbeten merkezinde bir üst olarak. Bu savaşların üstümüzdeki sosyal ekonomik baskılarının, altında bölünmüşlüğümüze, daha da sım sıkı sarılarak anlamsız siyasilerin iradesizliği altında ezilmeye devam ediyoruz. Burası bir çıkmaz sokak mı? Gerçekten yol yok mu? Eğer yoksa bir yol açamaz ve yaşanabilir medeniyet seviyesinde var olamaz mıyız?
* * *
Önce kendi kendimizle olan savaşı kazanırsak, tüm yollar açılır.
Behiç Anibal…