Geçen hafta içinde Kumyalı’daki doğa katliamını kaleme almıştık…
İyi de yazmışız!
O kadar çok duyarlı insanımız aradı ki bu yazıdan sonra mutlu olduk…
Özellikle bölgeli insanların ilgisine hayran kaldık!
Onlarca insanımız bizi arayarak tebrik etti ve bu tesisi yaptırmayacaklarını ifade etti…
Bölgelerine yatırım istediklerini ama böylesine asla müsamaha göstermeyeceklerini söylediler, hem de kızgınlıkla!
Sonra Dipkarpaz’daki yıkılan bungalovları örnek gösterdiler…
Hani şu sahiplerine 3 yıl da hapis cezası kesilen olay!
Noel Baba Barış Projesi’nde ise çok ayrı bir durum söz konusu…
Bölge halkı, çevre örgütleri de dahil bir çok kesim bu yasa dışılığa karşı çıkıyor ama!
Devletin birimlerinden ses seda yok…
Turizm ve Çevre Bakanı…
Müsteşarı…
Çevreden sorumlu koordinatörü!
Hepsi belli ki anlaşmış susmayı tercih ediyorlar…
Her ne hikmetse artık!
Eğer bu proje devam ederse ileride bunun hesabını nasıl verecekler elbette kendi bilecekleri iş…
Biraz detay vereyim size;
Bu proje önceki hükümet döneminde de geldi hükümetin gündemine!
İlgili işletmenin direktörü bu ülkeyi babasının çiftliği sanmış olacak ki devlet makamlarında resmen terör estirdi…
Dönemin Turizm Müsteşarı Kemal Deniz Dana ile neredeyse boğaz boğaza kavgaya ramak kalmıştı!
Dana Kıbrıs Türküne hakaret eden bu şahsı odasından kovdu…
Çünkü hiçbir yerde kabul edilmeyen bu proje KKTC’de yapılmak isteniyordu!
Hem de sit alanı ilan edilen yerde…
Yasalar göz ardı edilerek!
‘Hem doğa katliamı hem de hakaret’ başlıklı yazımız yayınlandıktan sonra ilgili işletmenin direktörü bizi de aramış ve epey de sitem etmişti…
Bu projenin KKTC için bir lütuf olduğunu filan!
Söyledikleri arasında en saçma olanı ise şuydu;
Bu bölgeye prefabrik evler yapılacağı için çevreye de zararı olmayacakmış sözde!
Belli ki buradaki yasaları bile bilmiyor daha…
Hele de alçak orman arazisi ilan edilen bir bölgede değil prefabrik tek bir çivi bile çakılmayacağını!
Sadece ‘ülke için büyük yatırım’ dedi başka bir şey demedi…
İyi de bizimkiler niçin susuyor işte bunu anlamak çok zor!
Madem ki hükümet edenler bu kadar sessiz ve tek bir açıklama bile yapmıyorlar, yapamıyorlar…
Bu ülkenin bağımsız organları devreye girmelidir!
 
 
 
 
Güzel haberlere öyle ihtiyacımız var ki!
 
Okuyucu bana bazen sitem eder…
Kötü haber ve yorumlarla benim sayemde güne hep kötü başladıkları için!
Bu durumdan ben de çok mutlu değilim…
Çünkü yazdıklarımızı sadece okumuyor aynı anda yaşıyoruz diye!
İşte bu kez güzel bir haber…
Mağusa’nın sevilen isimlerinden Ersoy İnce beyin kanaması geçirdikten sonra önce Lefkoşa Devlet Hastanesi’ne oradan da YDÜ Hastanesi’ne götürülmüştü!
Geçen hafta da nihayet çok sevdiği Mağusasına kavuştu…
Dün gidip ziyaret ettik ve hızla eski sağlığına kavuştuğunu görünce derecesiz mutlu olduk!
Hayata yeniden hoş geldin Ersoy İnce…
Allah seni sevdiklerine bağışladı!
Ne mutlu sana ki bu kadar sevenin varmış…
 
 
 
 
Kutlay Erk’in tahmini…
 
“Asgari ücret meblağının kaç olacağı ile ilgili öngörüm: 
DPÖ verilerine göre her eve ayda 4,651.- TL gerekiyormuş; ortalama olarak da her eve 2.2 maaş girdiği gibi bir kabul var. Dolayısıyla, asgari ücret (4651 / 2.2 = ) 2114.-TL olacak. Bu da %17 gibi bir artış demektir ki dövizin artış oranı da böyle...
Şimdi hükümet ve sendikaların görüşmelerini bekleyelim bakalım, bu öngörümüz doğru çıkar mı?..”
 
(Kutlay ERK)
 
 
 
Hastaneler mafyaya teslim!
 
Yok o kadar da korkmayın…
Bu mafya başka mafya!
Öyle asan kesen, haraç isteyen değil…
Hastanelerde hasta bakanlardan bahsediyoruz!
Büyük çoğunluğu Türkmenistan uyruklu…
Hiçbirinin bu konuda bir okuldan diploması filan yok ama bu sektör şu anda onların elinde!
Birçok aile hastanede yatan yakınlarını onlara teslim ediyor çünkü başka çareleri yok…
Ama sıkıntı şu;
Bazı uyanıklar birden fazla hatta 5 hastaya aynı anda bakanlar olduğu söyleniyor ailelerde büyük rahatsızlık yaratıyor!
Çünkü onların asıl amacı hasta bakmaktan daha ziyade para kazanmak…
Bu arada kazançlarından da devlete vergi filan verdikleri yok!
Gündüz başka işyerlerinde çalışıyorlar akşamları da hastanelerde…
Yasal mı yoksa değil mi, onu bilemem işte!
 
 
Gazetelerin başı kel değil ya!
 
Devletin gazetelere maddi yardım kararı bazı kesimleri fena halde kızdırdı…
Neymiş ekonomi bu kadar kötüyken bu hovardaca harcama da neymiş!
Herkesin fikrine elbette saygı duyarız…
Ama bu konuda çok da insafsız yorumlar yapmamak gerek!
Her sektörde olduğu gibi basında da çok ciddi bir kriz yaşanıyor…
Bir avuç memlekette 15 tane günlük gazete yayınlanıyor, elbette her aklı esen de gazete çıkarmamalı ama gazeteler yaşamalı!
Peki bu yardımlar gazetelerin çizgilerinden değişiklik yaratır mı…
Yaratmamalı!
Ayrıca, devlet çok uzun bir süredir televizyon kanallarına aylık 30 bin TL gibi uydu yardımı yapıyor ve onun için gazeteler için de alınan bu karar olumludur…
Onların başı kel değil ya!
 
 
Gözler Akıncı’da!
 
Mehmet Bayram’ın istifası ile boşalan DAÜ VYK Başkanlığına Beyarmudu Belediye Başkanı İlker Edip atandı…
Cumhurbaşkanı Akıncı da onaylarsa önümüzdeki hafta Edip görev başı yapacak!
Akıncı’nın bu konuda fazla arıza çıkaracağını sanmıyoruz…
Çünkü İlker Edip hiç yıpranmamış bir isim ve dün adı duyulunda tek bir olumsuz eleştiri bile yapılmadı kendisi için!
Bu arada Akıncı’nın da elini biraz çabk tutması gerekiyor çünkü DAÜ VYK’sı son 1.5 aydır toplantı yapamıyor, alınması gereken bir çok karar birikti…
Biraz gecikme bu ayki maaşların da tehlikeye girmesine neden olacak!
 
 
 
 
Saat uygulaması ne işe yaradı!
 
"Kış saatlerine geçilmemesi sonucu Türkiye Elektik Mühendisleri Odası elektrik üretiminin %6,5 arttığını açıkladı.”
KKTC’de durum nedir acaba?
Bu uygulama ile elektrik tüketiminde nasıl bir değişiklik oldu çok merak ediyorum.
Daha az elektrik mi tükettik yoksa daha mı çok?
Hükümetten yanıt bekliyorum?
EL-SEN de toplumu bu konuda aydınlatabilir.
Yaşadığımız sıkıntıların kaynağını bilmek toplumunda hakkı olduğunu düşünüyorum. Yaşanan kaos ortamının nedenini, verilen canların ne uğruna verildiğini ve halen hastanede yatan gençlerin ne uğruna bu acıları çektiklerini bilmek istiyorum…”
 
(Asım İDRİS)