11 sene önceki Annan Planı günleri geldi aklıma;
Müthiş bir rüzgar esiyordu ülkede, herkes çözüme odaklanmış, bırakın sol partileri sağ partiler içinde bile bu konuda çatlaklar oluşmuş, parti yönetimi toplantılarında büyük kavgalar yaşanmıştı!
Bir çok kesim akıntıya karşı durulmayacağını ön plana çıkarıp suyun yolunu takip ediyordu!
Hatta rüzgarın karşında duranlar neredeyse ‘hain’ ilan edilecek noktalara kadar gelmişti…
Kıbrıs Türkü ‘artık bu iş bitti’ deyip çözüme olan inancını dile getiriyordu ve bunu da referandumda gösterip yüzde 65’lik bir kesim ‘evet’ diyerek çözüm istediğini bütün dünyaya haykırdı…
Rum kesiminden, çok daha güçlü bir ‘hayır’ çıkında büyük bir hayal kırıklığı yaşandı!
O havayı anımsatmak ihtiyacı hissettim çünkü bu kez de KOP olayında aynı hava esmeye başladı…
Daha doğrusu estiriliyor ve iki parti ve birkaç sivil toplum örgütü dışında Hasan Sertoğlu’na büyük destek beyanları yapılıyor…
Hatta şimdi de KOP’a üyelik konusunda karşı duruş gösterenlere büyük tepki var!
Annan Planı zamanındaki atmosfere doğru hızla gidiyoruz…
KOP’a üyelik konusunda destek olanlara saygı duymaktan başka bir şey yapamayız…
Ama onlar da KOP’a üyeliğe karşı olanlara saygı duymak zorundadırlar…
Burada kimse kimseyi ne hainlikle suçlasın ne de çözüm karşıtlığıyla!
Siyasi iradenin zayıflığı karşısında toplum bu kez KOP sürecinde karpuz gibi ikiye bölünmüş ve olay biraz da Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde rant olarak görülmeye başlanmıştır…
KOP’a koşulsuz destek verenlere en iyi cevap şu olacaktır:
Dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın 13 Ocak 2009’da KOP üyeliği için söylediklerini hatırlıyor musunuz?
“Bu iş akıl işi değil!”
Sayın Talat şöyle devam etmişti;
“KOP’a üyelik çorap söküğü gibi gelir…”
KKTC’den şikayeti olanlar bir bir Güney’deki örgütlere katılırlar…
Ticaret Odası, Sanayi Odası, çiftçiler, hayvancılar, narenciyeciler!
Hatta sivil toplum örgütleri…
Sayın Talat’ın bu sözü söylemesinin üzerinden tam 6 sene geçmiş…
Eğer yine böyle düşünüyorsa, çıkıp yine tekrarlamalı!
KOP’a üyelik süreci bize göre maceradan öteye gitmez!
Hasan Sertoğlu, KOP’a üyelik sürecini niçin başlattı?
Kendi ülkesinde dışlandığı, siyasiler tarafından kaale alınmadığı için!
45 günlük süre sonunda tükürdüğünü yalamadı ve süreci başlattı…
Ben eminim ki burada birkaç siyasetçiye olan kızgınlığı da ön plana çıktı!
Çünkü bunların isimlerini zaten kendisi bazı ortamlarda hiç çekinmeden dile getiriyor, söylerken de boynundaki damarlar gözüküyor!
Aslında KOP’a üye olununca Kıblıslı Türk futbolcuların orada maç yapamayacağını kendi de iyi biliyor…
Güney’deki yetkililer bunun imkansız olduğunu belirten açıklamalar yapıyor!
“Kıbrıs sorunu çözülmeden maç oynanmaz” diyorlar…
Ve biz bunları bildiğimiz halde KOP şemsiyesi altına girmek için birbirimizle yanış başlattık!
İyi de spor ambargosu kalkmayıp, gençler özgürce kimseyle top oynamayacaksa KOP’a üyelik akıl işi mi Allah aşkına!
Rumlar Hasan Sertoğlu’nun cesaretine hayran kalmış baksanıza!
Şişirdikçe şişiriyorlar…
Daha iki ay önce Değirmenlik’te futbol oynamak isteyen Rum futbolcu genci ‘hain’ ilan ettiklerini ne çabuk unuttuk!
 
 
Atun ve Uzun!
 
Dün bazı gazetelerde iki siyasetçiyi ilgilendiren iki ciddi konu vardı;
Birisi Sunat Atun’un işyerinden iki daireye kaçak elektrik çekmesi diğeri de eski Maliye Bakanı Ahmet Uzun’a ‘rüşvet aldı’ diyen ve amme fesatçılından yargılanan bir avukatın beraat haberi!
Her ikisinden de bu iddialara ciddi bir açıklama yapılmadı…
Yapmak zorundalar!
Yapmazlarsa da hukuk süreci derhal başlatılmalı…
Burası Dingo’nun Hanı değil ya…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Mehmet Ali TALAT, KOP’a üyelik süreci konusunda herkes konuştu ama tek bir siz fikrinizi söylemediniz. Cumhurbaşkanlığı döneminde bu konuda yaptığınız açıklamaları hatırladınız değil mi? Şimdi size büyük bir sorumluluk düşüyor ve kamuoyuna bir açıklama borçlusunuz…
Sayın Bülent ARKIN, hadi sayın bakan yurt dışı ziyaretlerinin yoğunluğu nedeniyle Karşıyaka’da kiralanan 48.5 dönümlük orman arazisi konusunda bir açıklama yapamadı. Demek ki bu görev bakanlık müsteşarı olarak size düşer değil mi? Eğer iptal edilmezse birçok partilinizin zor duruma düşeceğini umarız tahmin edersiniz!
Sayın Ahmet UZUN, sizi rüşvet almakla suçlayan e yargılanan avukat arkadaş mahkemede beraat alınca şimdi bütün gözler sizin üzerinize çevrildi. Bu konuda söylentilerin önüne geçmek için en iyisi detaylı bir açıklama yapmak olacak değil mi?
Sayın Ersan SANER, Ercan’da ortaklar birbirine düşüp karalama kampanyası başlatınca şimdi sizin de cevap hakkınız oldu. İhalenin mimarı olarak kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklama yapmaya ne dersiniz?
Sayın Bilal SAN, önceki gün öğlen Galabalık’ta rakısız balık ziyafetinde görülmüşsünüz. Balıklar ağladı desenize! Bu arada masada bankaya ait evrakları imzalamanız ne kadar yoğun ve özverili çalıştığınızı gösteriyor değil mi? Umarız evraklar balık kokmamıştır!
Sayın Serdar DENKTAŞ, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik anket çalışması yaptırmaya başladığınızı duyduk. Önümüzdeki hafta bitecek olan anket sonuçlarını bizimle de paylaşırsınız değil mi?
Sayın Hasan SERTOĞLU, Kıbrıslı Türk gençler Kıbrıs sorunu çözümlenmeden futbol oynayamayacaksa şimdi KOP üyelik sürecinin başlatılmasının ne gereği var ki? Yol yakınken bir kez daha düşünün deriz. Bu arada alkışlara sakın aldanmayın suyunuzu çıkardıktan sonra bir kenara atıverirler…
Sayın Kenan AKIN, Mağusa’da küskünler ile ilişkilerin düzeltilmesi görevinin size verildiğini duyduk. Hadi partiye küskün olanları anlarız da hayata küskün olanları acaba hayata nasıl döndürmek gerek? Seçim bir yana geçim diyenlerin sayısı daha fazlaşmış diye duyduk…
Sayın Kutlay ERK, Cumhurbaşkanlığı seçileri sonrasında bazı gazetecilerle hesaplaşmaya hazırlandığınız iddia ediliyor. Bunu için bir değil birkaç kez düşünmekte yarar görüyoruz. Aksine size yakışan hepsiyle de barış çubuğu tüttürmek olmalıdır…
Sayın Hasan YÜCELEN, bir yandan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için koştururken diğer yandan olası bir erken genel seçim için adaylık kulisleri yaptığınız gözleniyormuş. Meclis’e daha çok avukat daha fazla demarkesi demektir değil mi? Hadi bakalım hayırlısı…
Sayın Zeki ÇELER, dünyanın bir ucuna Vietnam7a kadar gideceksiniz ve orada yediğiniz bir şeyden dolayı zehirleneceksiniz. Sizinki de ne şansmış yani değil mi? Bir dahaki sefere çakıztez ve hellimi valizin bir köşesine koymayı unutmayın olur mu? Büyük geçmiş olsun…
Sayın Kemal DEVECİ, siz bir zamanlar seçimlerin adamı olarak bilinirdiniz ama bu kez yakından bile geçmiyormuşsunuz. Bu arada kazı işleri ne zaman bitiyor, vatandaş köstebeğe dönen yollardan illallah etti…
Sayın Ahmet GÜLLE tahlil sonuçlarının bundan böyle internetten öğrenilecek olması vatandaşa hiç yoktan iyidir dedirtti. Bu tür icraatların artarak devam etmesini temenni ediyoruz…Bir da artık hastanelerde doktorlara koruma şart oldu değil mi?
Sayın Hasan TAÇOY, Lefke’den hatırı sayılır bir UBP’linin benzin istasyonunun yol sorununu çözemeyince konu Saray’a şikayet edilmiş diye duyduk. Vatandaş da haksız değil çünkü seçimler bitince kimsenin yüzlerine bakmayacağını iyi biliyor…
Sayın Mustafa ERTANIN, YDÜ Hastenesi’nde başarılı bir böbrek ameliyatı geçirdiğinizi duyduk. Büyük geçmiş olsun, ayağa kalkın eskiden olduğu gibi Cumartesi buluşmalarını hemen başlatalım olur mu?
Sayın Erhan ARIKLI, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra iki yeni partinin daha doğacağını söylüyormuşsunuz! Müneccimlik mi var yoksa bildiğiniz bir şey mi? Bu arada içlerinden birinde siz de olacak mısınız? Bu sıralar siyasete fazla uzak kalmadınız mı?
 
 
 GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 


---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Günün Fıkrası
 
Sarhoş
 
Yaşlı ve çirkin bir kadın soluk soluğa karakola gelip şikayetçi olur :
 - Adamın biri beni bir saattir izliyor, kendimi buraya zor attım, galiba sarhoştu memur bey, der.
 Polis çirkin kadını tepeden tırnağa süzüp cevaplar:
 - Galiba değil, besbelli sarhoşmuş, der.