Yapılmış, yapılmamış, anlaşılmış, anlaşılmamış, olmuş olmamış, varlık, yokluk, adil ve ya değil, eşit ve ya değil vs bu çok uzun bir liste halinde uzar gider. Hayatımızın her anında, işte, evde, yemekte, eğlencede, siyasi ve ya olmayan harekette, alış verişte her ne varsa tüm hayatımızda hepsi ile olan bağımız, arkamızı döndüğümüz anda yazımıza başlarken ki tüm seçenekler belirginleşir ve umursamalıkla birlikte hareket eden boş vermişlik devreye girer.
* * *
Ve bu bizim toplumumuzda çok yaygın hata neredeyse hepimizde var olan bir durum. Bu düşününce ne kadar sağlıksız bir sosyal yaşam şekli değil mi? Ben merkezci oluşun ta kendisi. Bize sıra gelmediği sürece her oluşa, bakış açımız ve tavrımız eş zamanlı bu egoist psikolojik çepere girer.
* * *
Bu durum bir çok sebeple gelişir, ancak birincil olarak korku ile beslenir, daha sonra maddiyat ve peşi sıra sanki çok huzurlu hayatlarımız varmış gibi, ki kendi hayatlarımıza bile vurdum duymazız, huzursuzluk çıkmasın diyerek bunca yıldır yaşadığımız her kepazeliğin sebeplerini yaratırız.
* * *
Oysa ki bir düşünsenize, ‘’boş verin’’ üstüne kurulu olmasa hayatımız, ya da ganimete dayanmasa sırtlarımız. Çevremiz de olup bitene bu kadar duyarsız olmasak mesela, sırf üç kuruş kar yapılacak diye insaları mağdur etmeyecek kadar, işimizi severek ve en iyisini yapmak için kurulu olsa emeğimiz. Yere atılan bir çöpe, tokat atılan bir cocuğa, görmezden gelinen bir kadına, bir köşeye atılmış yavaş yavaş ölen bir yaşlımıza bu kadar duyarsız olmasak neler oldu mesela?
* * *
Her açıklamalarında bizimle dalga geçen siyasilere mesela, bu kadar duyarsız ve boş ver bu memleketen bişey olmaz diyen mantıkta olmasak, sorsak, sorgulasak kendimizi geliştiren sanata daha yakın olsak ne olurdu hiç düşündünüz mü?
* * *
Yani sevgili okur, kendi öz değerlerimizin yalnız bize ait olmadığını, bu öz değerleri yaratan sosyal, ekonomik, kültürel, sanatsal birlikteliğin bizde oluşturduğu ve daha da iyisi geliştirilebilen bir olgu olduğunu kavramak çok mu zor? İnanın; ‘’bu ülkeden bişey olmaz değişinin’’ doğduğu yer; yıllarca vurdum duymaz, boş vermişlik ve daha bir çok egoist tavrın ülkene yansıması bu.
* * *
Yaptığın işi sev bunun için içine insan kat, bir insanı insan olduğu için kabullen ve içine insan kat, bir emeğe saygı göster ve içine insan kat, doğaya sahip çık ve içine insan kat, mücadele etmekten korkma içine yine insan kat ve en önemlisi sevmeyi öğren. Sırf cevrenizdeki her şeyin size getireceği faydayı değil, onun varlığını sev.
* * *
Bir ülkeyi dönüştürmek için, en temel ilke sevmektir, ne yaparsan yap sevgi ile yaptığın sürece bir ülke kurulur.
Behiç Anibal……
* * *
Ve bu bizim toplumumuzda çok yaygın hata neredeyse hepimizde var olan bir durum. Bu düşününce ne kadar sağlıksız bir sosyal yaşam şekli değil mi? Ben merkezci oluşun ta kendisi. Bize sıra gelmediği sürece her oluşa, bakış açımız ve tavrımız eş zamanlı bu egoist psikolojik çepere girer.
* * *
Bu durum bir çok sebeple gelişir, ancak birincil olarak korku ile beslenir, daha sonra maddiyat ve peşi sıra sanki çok huzurlu hayatlarımız varmış gibi, ki kendi hayatlarımıza bile vurdum duymazız, huzursuzluk çıkmasın diyerek bunca yıldır yaşadığımız her kepazeliğin sebeplerini yaratırız.
* * *
Oysa ki bir düşünsenize, ‘’boş verin’’ üstüne kurulu olmasa hayatımız, ya da ganimete dayanmasa sırtlarımız. Çevremiz de olup bitene bu kadar duyarsız olmasak mesela, sırf üç kuruş kar yapılacak diye insaları mağdur etmeyecek kadar, işimizi severek ve en iyisini yapmak için kurulu olsa emeğimiz. Yere atılan bir çöpe, tokat atılan bir cocuğa, görmezden gelinen bir kadına, bir köşeye atılmış yavaş yavaş ölen bir yaşlımıza bu kadar duyarsız olmasak neler oldu mesela?
* * *
Her açıklamalarında bizimle dalga geçen siyasilere mesela, bu kadar duyarsız ve boş ver bu memleketen bişey olmaz diyen mantıkta olmasak, sorsak, sorgulasak kendimizi geliştiren sanata daha yakın olsak ne olurdu hiç düşündünüz mü?
* * *
Yani sevgili okur, kendi öz değerlerimizin yalnız bize ait olmadığını, bu öz değerleri yaratan sosyal, ekonomik, kültürel, sanatsal birlikteliğin bizde oluşturduğu ve daha da iyisi geliştirilebilen bir olgu olduğunu kavramak çok mu zor? İnanın; ‘’bu ülkeden bişey olmaz değişinin’’ doğduğu yer; yıllarca vurdum duymaz, boş vermişlik ve daha bir çok egoist tavrın ülkene yansıması bu.
* * *
Yaptığın işi sev bunun için içine insan kat, bir insanı insan olduğu için kabullen ve içine insan kat, bir emeğe saygı göster ve içine insan kat, doğaya sahip çık ve içine insan kat, mücadele etmekten korkma içine yine insan kat ve en önemlisi sevmeyi öğren. Sırf cevrenizdeki her şeyin size getireceği faydayı değil, onun varlığını sev.
* * *
Bir ülkeyi dönüştürmek için, en temel ilke sevmektir, ne yaparsan yap sevgi ile yaptığın sürece bir ülke kurulur.
Behiç Anibal……