Ülkemizde en çok üyesi bulunan spor sektörü olan avcılık yok olmak üzeredir. Kıbrıs’ta av bir tutkudur. Tüm adada sayısız avcı sezonun açılmasını büyük bir heyecanla bekler her yıl. Ülkemizde yaklaşık 13 bin kişi ava gitmektedir. Av hayvanlarının son iki yıldır daha önce hiç görülmediği kadar azaldığı gözlemlenmektedir. Her geçen gün ava gitmekten vaz geçen insan sayısının arttığı gibi, ava yeni katılmak üzere ruhsat almak için heyecanla bekleyen gençlerimiz de vardır.
Devletin avcıları müşteri gibi görmesi ise ayrı bir sorundur. Her yıl 10-11 gün ava gitmek için 200 TL vereceksiniz, ancak eve boş ellerle döneceksiniz. Bu işin ekonomisini şöyle hesaplayalım; 13 bin kişi av ruhsatı çıkartmıştır, yani 13 bini 200 ile çarpacağız. 25 TL’den herkes bir kutu fişek alacak, binlerce köpek yıl boyu sırf bu 10-11 gün için beslenecek, mamalar alınacak, kıyafetini ve tüfek satışını da ayrı hesaplarsak ekonomide yaklaşık 7-8 milyon TL tutarında bir Pazar söz konusudur. Böyle bir sektörün dibe vurmasının sebepleri neler olabilir sizce?
1. Gelmiş geçmiş tüm avcılık federasyon başkanları koltuk sevdasına kapılarak şov peşinde koştular. 2. Kaçak avcılık bir türlü önlenemedi. 3. Üretimde yanlış yöntemler uygulandı. 4. Israrla avcılık kulüplerine üretim yaptırılması. 5. Adaptasyonun çok amatörce yapılması. 6. Doğaya bırakılan kekliklerin ansızın kaybolmasının sebeplerinin bulunamaması. 7. Kaçak ava bazı federasyon başkanlarının bizzat katılmaları. 8. Yanlış yönetimlerden hesap sorulmamasıdır vs.
13 bin avcınınn bir anda doğaya çıktığını bir düşünelim. Her bir avcının da birer keklik vurduğunu var sayalım; sadece 10 günde bu 130 bin keklik eder. Bizim avcılık federasyonu doğaya 25 bin keklik saldığını söylüyor. Bu kekliklerin doğada sadece %10 ila %15’i hayatta kalabileceğine göre, doğada 3 bin keklik yaşadığını var sayabiliriz. Bunu avcı sayısıyla böldüğümüzde ise dört avcı başına ancak bir keklik düşer. Böylelikle de ava giden avcılar boş döndükleri için sürekli hayal kırıklığı yaşarlar ve eleştirilerde bulunurlar.
40 yıldır av hastası olan bir kişi artık ava çıkmaktan heyecan duyamıyorsa ve bu salt doğa yürüyüşüne dönüşüyorsa, avcılık federasyonu başkanı olsanız neye yarar? Sırf size birileri başkan desin diye o koltukta oturuyor ve hiç bir şey yapmıyorsanız, avcılar ise vermiş oldukları paranın boşa gittiğini düşünüyorsa bu sektör dibe çöker.
63 tane avcılık kulübünün kaç bin keklik ürettiğini başkan bize bir söylesin, hesabını versin, ya da herkese parasını geri versin. Devlet tüm spor kulüplerine maddi destek verirken, avcılık tek spor etkinliğidir ki, devlete para kazandırıyor. Yani kendi paramızla rezil oluyoruz. Devlet bir an önce bu sektöre el atmalıdır. Avcılık federasyonunu kapatmalıdır, çünkü rant kapısı olmuştur. Üretim yapmak isteyenler ihaleye girsin, her yıl 500 bin keklik doğaya salınsın. Bu üretimi bu ülkede yapacak nitelikte tesislerimiz vardır. Bu yazdıklarım hayal değildir. Bunu başaracak azim ve kararlılık ise devlette olmalıdır.
Ülkeye kontrolsüz şekilde havalı tüfekler gelmektedir. Bu havalı tüfekler bin ila 5 bin TL arasında satılmaktadır. Bu silahları satın alanların hepsi, silahlar ses çıkartmadığı için kaçak avcılıkta kullanılmaktadır. 200 metreden dürbünü ile nokta atışı yapabilen bu tüfeklerle herkes istediği hayvanı avlayabilir. Bunlara tedbir alınmazsa keklikleri artık ancak belgesellerde görebileceğiz.