Askerliğe, 1970 yılında mücahit eri olarak başladım ve 2000 yılında albay rütbesinde emekliye ayrıldım. Görevde bulunduğum sürede, mevcut yasa, tüzük ve yönetmeliklere uygun olarak amirlerimin verdiği görevleri, askeri disiplini koruyarak yerine getirmeye çalıştım. Askeri yaşantım boyunca askerliği hep bir bilim ve sanat olarak algıladım. Bana ve komuta ettiğim unsurlara verilen görevleri aksatmadan ve yapabileceğimin en iyisini ortaya koyarak gerçekleştirdim.
Ben şunu çok iyi yaptım, şu konuda başarılı oldum diye övünmüyorum. Yaptıklarımın doğruluğunu veya yanlışlığını emir komuta silsilesi içinde sıralı komutanlarım, emrimdeki askerler ve yapılanlara şahit olanlar değerlendirmiştir. Beni başarılı bulanlar olduğu gibi başarısız bulanların da olması gayet doğaldır.
Ayrıca şimdi emekli olduktan sonra bunları tartışmanın hiçbir anlamı yoktur. Fakat şunu vurgulamak isterim ki 30 yıl boyunca askerlik görevimi severek yaptım. Halen de askerliği bir bilim ve bir sanat olarak seviyorum. Özellikle muvazzaf askerlerin iyi yetişmiş, bilgili, yasal kurallar çerçevesinde hareket eden ve güvenilir kişiler olmasını arzu ediyorum.
Görev yaptığım dönemde olduğu gibi şimdi de bizim askerlerimize emir komuta edecek olanların bizim insanımız olmasını ısrarla talep ediyorum. İşte bu düşüncelerle internet ortamında, sosyal medyada paylaştığım düşüncelerimi tartışmak yerine yalan yanlış iddialarla şahsımı eleştirmek durumunda olanlara bazı şeyleri tekrar hatırlatmak istiyorum.
***
Ülkemizdeki zorunlu askerlik uygulaması, insanlarımızı askerlikten soğutmaktadır. Mevcut yasalara göre zorunlu askerlik şartı varsa ve bu sürdürülecekse vicdani ret konusunun da yasada uygun şekilde yer alması gerekmektedir. Vicdani ret, birçok devlet ve uluslararası hukuk tarafından korunmaktadır. Ülkemizde vicdani retçi olduğunu iddia edenlerin cezalandırılması ve kötü muameleye maruz kalması endişe verici, ilkel bir davranıştır.
Ülkemizde uygulanan bedelli askerlik konusu ise askerlik çağındaki kişiler arasında ayırımcılık yaratmakta ve askeri disiplini bozmaktadır. Bedelli askerlik, parası olan askerlik yapmasın, parası olmayan da gitsin asker olsun anlamına gelmektedir.
Halkın RET oylarıyla vekillik vasfını kaybetmiş kişilerin doldurduğu mecliste kabul edilen askerlik değişiklik yasasıyla, askerlik çağındaki insanlarımız arasında yeni bir ayırım yapılmaktadır. Hiçbir bilimsel açıklama olmadan askerlikteki görev sorumluluk sürelerinin farklılaştırılması adil bir davranış değildir ve yanlıştır.
Profesyonel askerlik daha az personelle daha çok iş yapılmasına imkân verebilir. Büyük paralar harcayarak alınan askeri silah ve teçhizat profesyonel askerler tarafından daha uygun kullanılarak daha uzun süre ve daha iyi korunabilir. Daha az personelle, daha gelişmiş silahlar ve çeşitli elektronik teçhizat kullanılarak güvenlik daha mükemmel bir şekilde sağlanabilir.
Mevcut yasalara göre ülkemizde zaten mukaveleli ve uzman personel alımı yapılmaktadır. Bu personel profesyonel asker olarak değerlendirilirse bunun yaygınlaştırılması mümkündür. Halktan alınan yasal vergilerle her gün biraz daha fazla gelişen Güvenlik Kuvvetleri Güçlendirme Kurumu’nun maddi imkânları da profesyonel askerlik hizmetinin uygulanması maksadıyla kullanılarak devletin yükü azaltılabilir.
Mevcut askerlik yasasının düzeltilerek zorunlu askerliğin kaldırılması ve profesyonel askerliğe geçilmesi için öncelikle kafalardaki düşüncenin değişmesi gerekir. Uygun karar verildikten sonra belirlenecek kısa bir sürede belirli adımlarla uygulamaya başlanabilir.
Öncelikle yapılması gereken, askerlikle ilgili muhtelif yasalarda yapılacak değişikliklerle, mevcut askeri teşkilatın yönetiminin KIBRISLI personele devredilmesidir. Böylece birkaç yıllığına ülkemize gelerek “astığı astık kestiği kestik” hareket eden ve devletin hiçbir makamına hesap vermeden çekip gidenler yerine gerektiğinde hesap sorulabilecek KIBRISLI kişiler emir komuta makamında bulunacaktır. Bu uygulamayla Sayın Erdal Süreç’in yazdığı “Bitmeyen BEY Dönemi” de sona erebilecektir. Ülkemizde güvenlikten esas sorumlu bu ülkede yaşayanlar olacak, üzerinde yaşadığı vatan topraklarını ve vatandaşlarını koruma sorumluluğuyla daha çok sevecektir.