Yatırımlarıyla sürekli taktir ettiğimiz aile…

Altınbaşlar…

Yıllar önce KKTC’ye gelmişler, ailecek sıfırdan başlamışlar işe!

Dişleriyle tırnaklarıyla çalışmışlar…

Bu arada namazlarını niyazlarını da eksik etmemişler!

Muhafazakar bir aile…

Namazında, niyazında, aile geleneklerine önem veren bir yapıya sahipler!

Milliyetçi, ulusalcı, vatan millet deyince her türlü fedakarlığı gösterdiler…

Allah yürü kulum da deyince şu anda hem KKTC’de hem de Türkiye’de parmakla gösterilen işletmeler arasına girdiler…

Her işte başarılı oldular, servetlerine servet kattılar!

Şimdi bakıyoruz da…

Altınbaş ailesi tüm siyasi güçlerini kullanarak Kıbrıs Türkü için manevi değeri büyük olan Vakıflar İdaresi’ne ait olan bir bölgeyi kiraladılar…

5 yıldızlı otel yapacaklar!

Kumarhanesi de olacak tabi ki…

Daha çok zengin olmak için!

Her halde mantık şu;

Madem ki KKTC bir kumarhaneler ülkesi onların niye olmasın!

Başka biri böyle bir işletme kursa belki bu kadar tepki göstermeyiz ama…

Altınbaş gibi, milli ve manevi değerlerine bir aile olunca işte ters kaçıyor!

Yakışmıyor…

Bu aileden en fazla Vakkas Altınbaş’ı tanırız, birkaç kez de konuşmuşluğumuz vardır…

Saygıda kusur etmeyen davranışlarıyla da sempatimizi kazanmıştır!

Ama bu icraat olmadı işte…

Belli ki siyasi güçlerini de haddinden fazla artırdılar ve şehit kanlarıyla sulanmış topraklara otel yaparak eski değerlerinden uzaklaşmışlar!

Vakkas Altınbaş ve ailesi nasıl böyle bir proje için girişim başlatırlar, manevi değerleri nasıl böyle ayaklar altına alırlar, elbette bundan sonrası kendi vicdanlarına kalmış ama biz yine de deriz ki bu işi çok da hevesle yapmayacaklardır…

Yok, paranın dini imanı yok derseniz o da ayrı bir seçenek!

Hadi Altınbaşlar için burasını kiralamak çok da zor olmadı…

Peki bu hükümet nasıl oldu da bu vakıf arazisini kumarhaneli otel yapımı için bir işletmeye verdi!

Bunun da mutlaka bir açıklaması vardır, açıklamak zorundadırlar da…

En milliyetçi hükümet bu değil mi!

Manevi değerlere bağlı olan…

Bayrak, millet ve şehit deyince mangalda kül bırakmayan!

Bu kararla yani şimdiye kadar yapılan açıklamalar ve nutuklar palavra mıydı…

Büyük ihtimalle öyleydi!

Zira yıllardır orada bulunan özgürlük anıtı yıkılmaya yüz tutmuşken, kimse bir harç atıp o yapıyı onarmayı düşünmedi ama…

İş peşkeş çekmeye gelince çok rahat ve tartışılacak bir kara vererek göründükleri gibi olmadıklarını dosta düşmana gösterdiler!

Altınbaşlara  yakışmadı kendi örf adet ve gelenekleriyle ters düştüler…

Hükümete yakışmadı, kamuoyu vicdanını çok rahatsız eden bir icraata imza attılar!

Konu anne ise…

Bu resmi Lefkoşa Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Bülent Dizdarlı paylaştı…

Merhum Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’ın eşi Aydın Denktaş hastaneye kaldırılınca kan ihtiyacı olduğu için oğul Serdar Denktaş’ın kan verirken resmini çekmiş ve şöyle başlık atmış;

“Konu anne ise gerisi teferruattır…” diye!

Hoş Aydın hanım hepimizin anasıdır ama bu resim de çok duyguya tercüman oluyor…

Acil şifalar diliyoruz…

Kim kime rüşvet verdi!

Önce Güzelyurt Hastanesi ihalesini kazanan Ali Kofalı ‘çekileyim diye bana rüşvet teklif ettiler’ dedi…

Sonra da Cafer Gürcafer’den geldi buna benzer açıklama!

Ali Kofalı açıklamadı…

Ama Cafer Gürcafer belgeleriyle açıklayacağını söyledi!

Ufak tefek iddialar değil bunlar…

Ağır suç, ağır ceza anlamına da geliyor!

Merakım şudur;

Taraflar birbirini rüşvetle suçlarken, bizim tarafsız organlar niçin bunun üstüne gitmiyor…

Mutlaka bir açıklaması olmalı!

Sahi matbaa makinesi ne oldu!

Şaka maka ülke bir seçim havasına girdi…

Madem hükümet de muhalefet de çok meraklı ve hazır artık geri dönüşü yok bunun!

Seçim sistemi de değişti ve mühürlerin vurulacağı pusulalar da epey uzadı ve geçenlerde bu konuda açıklama yapıldı;

Bu kadar uzun pusula basacak matbaamız yok diye…

Dün küçük bir araştırma yaptık yeni bir matbaa makinesi alımı için hiçbir girişim yapılmamış!

Yani yeni sisteme göre seçim olması imkansız gibi görülüyor…

Seçim için birbirine hodri meydan çekenler kendisine gelsin!

Önce şu makineyi halledin deriz zira yasalara göre pusulalar sadece KKTC sınırları içinde basılabilir…

Cikla düşmanı mısınız!

Bizim avcılar da bir tuhaf doğrusu…

Bu sene cikla çok olduğu için avın uzatılmasını talep etmişler!

İnanasım gelmiyor ama böyle…

Vurdukları kuş yetmedi, daha fazla vuracaklar!

Sonra da vurdukları kuşları bellerine takıp sosyal medyada caka satacaklar…

Nasıl bir zevktir bu anlamak mümkün değil!

Madem ki bu kadar hırslısınız gidin biraz da şişe dizip onları vurun bari…

Anca hevesiniz geçer!

MESAJ KUTUSU

Sayın Vakkas ALTINBAŞ, ailenin diğer fertlerini pek değil ama sizi iyi tanırız. Namazında, niyazında, ibadetini eksik etmeyen inançlı birisi olarak Yavuz Çıkarma Plajı’na kumarhaneli bir otel dikince gönlünüz nasıl rahat edecek! Bir kez daha düşünün deriz, bu işler sizi bozar!

Sayın Derviş EROĞLU, ilk genel seçimlerde Halkın Partisi’ne destek vereceğiniz yönünde siyasi kulisler yapılmaya başlandı. Bunu duyan UBP’liler ciddi şekilde rahatsız oluyorlar. Kamuoyuna bir açıklama yapmak herkesin yararına olacaktır sanırız!

Sayın Kudret ÖZERSAY, ülke ansızın seçim havasına girince aday arayışlarını ve toplantıları yoğunlaştırdığınız gözleniyor. En fazla da hukukçuları milletvekili adayı göstermek için tekliflerde bulunuyormuşsunuz, devleti guguk devleti yapanların ülkeyi getirdikleri nokta belli değil mi!

Sayın Dilek ÖZGÜRGÜN, ne yazık ki Lapta Yaşlılar Yurdu, yıllardır layık olduğu binaya sahip olamadı. Bir çok Fırst Lady geçmişte söz verdi ama lafta kaldı. Şimdi sıra sizde bir el atıverin lütfen…Yaşlılara hizmet bu olmamalı diye düşünüyoruz…

Sayın Hasan UZUN, artık karar aşamasına gelmişsiniz ve hangi partiden aday olacağınızı çok yakında düzenleyeceğiniz kalabalık bir yemekle kamuoyuna açıklayacakmışsınız. Çok kişi şaşkına dönecek değil mi! Hayırlısı artık…

Sayın Fazilet ÖZDENEFE, geçtiğimiz yıl aktif siyasete artık devam etmeyeceğinizi söylerken artık yola devam mesajları vermeye başlamışsınız. Siyaset böyle bir şey insanın kanına girdi mi bir daha çıkmıyor değil mi! Hayırlı olsun deriz, sizin neyiniz eksik ki hepsinden…

Sayın Rauf DENKTAŞ, daha çok genç ve yeni bir siyasetçisiniz onun için konuşma yaparken bir değil bin kez düşünmekte yarar görüyoruz. Zira son Otomobil Kurumu gecesinde yaptığınız konuşmanın çekimleri elden ele dolaşıyor, vaatlerde bulunurken aman dikkat!

Sayın Dimağ ÇAĞINER, aktif siyaset için son günlerde epey arttığı söyleniyor. Kimisi milletvekili adaylığınızın garanti olduğunu söylerken, kimisi de daha temkinli tahminlerde bulunuyor. Sizin gibi birisi mutlaka girmeli ama sonunda pişman olmak da var…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, ülkenin hiç de beklenmedik bir anda seçim havasına girmesiyle sizin azı vekil ve bakanlar epey panik yaptılar. Siz tabi ki rahatsınız zira neshinde de en tepede çıktınız, o zaman icraatlara devam deriz…

Sayın Tülin BEROVA, geçtiğimiz günlerde bir kuruma yönetim kurulu başkanı yapılmak istenmeniz Demokrat Parti’nin kurmaylarını birbirine düşürdü diye duyduk. En iyisi son gelişmeleri bekleyip hükümetin akıbetini takip etmek olacak değil mi!

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, sizin partililerin yeni merakı Lefkoşa’dan mı yoksa Lefke’den mi aday olacağınız. Bu konuda bahse girenler bile var. Açıklayın bir zahmet de millet bir rahatlasın. Bu arada artık sokağa yani halkın yanına inme zamanı geldi, gecikmeyin deriz…

Sayın İzlem GÜRÇAĞ, geçen akşam Girne’de bir mekanda hep siyaset ve seçimler konuşuldu ve yoğunluk sizin aday olup olmayacağınıza odaklandı. Zira bazıları aday olmazsanız kurban bile kesmeyi planlıyor…

Sayın Fırat ATASER, geçen hafta içinde çok kalabalık bir UBP’li kurmay takımına bölgede yemek verdiğiniz bir bakanla da sıkı fıkı olduğunuz görülmüş. Hayırdır UBP’ye katılmak için sinyal mi veriyorsunuz acaba!

Sayın Hasan YÜCELEN, radyoda seçim havaları çalınmaya başlayınca siyasi kulislere başlamışsınız bile. Zira bu kez yeni yüzlerin seçimi olacak ve siz de çoktan potanın içine girdiniz bile! Hayırlısıysa olsun deriz…

Sayın Asım VEHBİ, seçimler artık çok yakın ve sizin de adınız anılmaya başlandı bile! İki partiden de teklif aldığınıza göre kara verirken çok zorlanacaksınız demektir. Aceleye getirmeyin deriz, biraz nabız yoklamakta yarar var elbette…