Dün belki de son yılların turizm organizasyonu vardı Grand Pasha’da…
Almanya’nın önde gelen turizm acentelerinden 120 tanesi kendi vatandaşlarına KKTC otellerini pazarlamak için adaya gelmişlerdi…
Hem de Rum kesiminin tüm engellemelerine rağmen!
Çünkü onlar için turizm ambargo ve sınır tanımazdı ve Almanya’da turizm destinasyonu yapan Ali Doğan’ın da büyük gayretleriyle belki de bir çoğu ilk kez ayak bastılar Kıbrıs’ın Kuzeyi’ne…
Burada Akmina Travel’in direktörü İsmail Abidin’i de unutmamak lazım…
Anlayacağınız KKTC’de bir ilk gerçekleşmiş ve Almanya’da turizmde söz sahibi olan bir çok kesim KKTC destinasyonunu geliştirmek için buradaydı…
Organizasyon çok ciddi olunca insan ne bekler?
Şahsen ben kendi adıma KKTC devletin tüm organlarının dün aynı salonda olmasını beklerdim…
Sadece turizm değil tüm yetkililerin!
Zira hepsinin de yaka kartları çok önceden hazırlanmış ve masalara konulmuştu…
Peki sadece kimler vardı;
Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Ünal Üstel…
Mağusa milletvekili Ersan Saner…
Lapta Belediye Başkanı Fuat Namsoy…
Hepsi o kadar!
Herkes davetliydi ama salonun ön koltuklarında sadece bu üç isim vardı!
Serdar Denktaş’ın Isparta’da olduğunu biliyoruz ama dokunmadan geçemeyeceğiz!
Çok ayıp etti ama çok!
Orada işi neyse ne erken bitirip bu toplantıya mutlaka katılmalıydı…
Hadi çok daha önemli bir işi var, buradaki iki müsteşarını göndermeliydi ki onlar da salonda yoktu!
Turizm bakanlığı daire müdürleri de teşrif etmediler!
Tek bir müdür muavini geldi, izledi ve gitti iş olası bir amaçtan başka bir şey değildi bu, göstermelik yani!
Ayrıca turizm tek kelimelik bir sektör değil…
Çevre Bakanı da olmalıydı, Ulaştırma Bakanı da...
Ama yoktular işte!
Hele de panelin moderatörlüğünü yapan Alman turizmcinin şu sözlerini alsal unutmayacağım;
“Denktaş maalesef yok!”
Dünkü organizasyona sadece devlet değil turizm örgütleri ve otelciler de pek ilgi göstermedi…
KTOB dışında ne gelen oldu ne giden!
Alman turizmciler Rumların tüm engelleme girişimlerine rağmen KKTC destinasyonunu geliştirmek için buraya gelecek ama bizim turizmciler orada olmayacak!
Anlamak mümkün değil!
 
 
 
KTOB çuvalladı!
 
Dünkü Alman çıkarmasına katılan tek turizm örgütü Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Hüseyin Aktığ oldu…
O da toplantıya geç geldi ve skandal bir konuşma yaparak Alman konukları bile hayretler içinde bıraktı…
Aktığ burada yaptığı konuşmada üç büyük hata yaptı;
Konuşmasının hemen başında seste bir sorun yaşanınca ilk gafını patlattı;
“Özür dilerim teknoloji daha buraya gelmemiş” dedi…
Sonra nereden aklına geldiyse turizmdeki korkuları ön plana çıkardı…
İslami fobilerden, Afrika’ya yakın olduğumuz için salgın hastalıklardan, dağcıların ayaklarını kırabileceğinden bahsetti!
Ve çok daha önemlisi ‘cinsellik’ dedi ama detay vermeyerek Almanların büyük merakına neden oldu…
Resmen konuştukça hem kendisi battı, hem de KKTC turizmini batırdı…
Allah var ki Alman turizmci bile bu konuşmaya tepki göstererek ‘KKTC’de korkulacak bir şey yok” dedi…
KITOB’un ayıbını örttü!
Aktığ niçin öyle bir konuşma yaptı hala anlamış değilim…
 
 
Geleceğin Destinasyonu:KKTC
 
Konuklar Alman olunca konular da hep teknoloji üzerineydi…
Burada Almanların turizmle teknolojiyi nasıl harman ettiklerini gördük!
KKTC’deki turizm rakamlarını bizde daha iyi bildiklerini de gördük…
KKTC’de sadece kayıtlı 140 otelin olmasına fena halde şaşırmışlar!
Rum kesiminde bin 100 kadar otelin olduğunu bu nedenle KKTC’de otel sayısının mutlaka arttırılması gerektiğini vurguladılar…
Ve buna rağmen bir Alman acentesinin 2014’de Kıbrıs’a getirdiği Alman turistlerin yüzde 72’sinin Rum kesimine gelirken yüzde 28’inin de KKTC’ye gelmesini olumlu bir gelişme olarak bulduklarını söylediler…
Ve bir çoğu şu görüşte birleşiyordu;
“Bundan sonra geleceğin destinasyonu KKTC’dir…”
Hem de doğrudan uçuş olmadığı halde!
 
 
“Alman turist ilgi bekler”
 
Panelde yapılan sunumlardan hayli ilginç olanlardan biri de turizmde ‘tavsiye’nin çok önemli olmasıydı…
KKTC otellerini öyle güzel mercek altına almışlar ki ortaya şu çıkmış;
Bazı otel sahipleri internet sayfalarına hiç önem vermiyor…
Oteli ziyaret edenlere yorum yapma şansı tanımıyor…
Yapılan yorumları da yeteri kadar değerlendirmiyorlar…
Çünkü yine Alman acentelerine göre Alman turisti güzel bir profil bekliyor.
Otellerin internet sitelerinde çok daha detaylı bilgi istiyor…
Pasif olanları da çok tercih etmiyor!
Bizimkilerin kulaklarına küpe olsun artık…
 
 
Sanal gerçeklik…
 
Dünkü panelin ana konusu sanal gerçeklikti…
On line olarak turizmi pazarlamak yani!
Teknolojinin tüm detayları kullanmak onlar için olmazsa olmazdı…
Örneğin Berlin’de bir turizm acentesine gidiyorsunuz ve seçenek istiyorsunuz!
Büyük bir gözlük geliştirmişler gözünüze takıp basıyorlar düğmeye…
İster buzullara gitmek isteyin isterse Everest’in tepesine işte o sihirli gözlükte bir saniye içinde oradasınız…
Hem de üç boyutlu olarak!
Ve internetin tüm faydaları turizmin emrinde kullanılıyor…
Bir Alman acentesi turizmde yılda 1.5 milyar dolar kar ediyorsa vardır bir bildikleri değil mi?
 
 
Turizm yazarları nerede?
 
Geçtiğimiz hafta bazı meslektaşlarımız örgütlenip Turizm Yazarları Derneği’ni kurmuşlardı…
Turizm yazarı turizm ülkesinde kaçınılmaz olan bir şeydi ve büyük bir açığı kapayacaklardı!
Dün salonda onları da gözlerim aradı ama bulamadı!
Kendine turizm yazarı diyen birisi mutlaka o salonda olmalıydı…
Devlet uyudu, turizm örgütleri uyudu bizim turizm yazarları da modaya uydu!
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Serdar DENKTAŞ, Isparta’da ana-yavru edebiyatını her zaman yapabilirdiniz. Almanya’dan buraya işinin ehli 120 turizmci geldi ama siz yoktunuz. Sizi göremeyince hayal kırıklığı yaşayanlar bile oldu. Şimdi dizinizi dövün bakalım…
Sayın Şahap AŞIKOĞLU, hadi bakan yurt dışındaydı siz hangi delikteydiniz acaba? Ülkede önemli bir turizm organizasyonu yapılırken ilk sıralarda gözümüz hep sizi aradı. Acaba diyoruz bu işten artık soğudunuz mu?
Sayın Ersan SANER, charter  seferlerin mimarı olarak dünkü tablo size epey duygulu anlar yaşatmış. Demek ki temeli doğru zemine attınız ve şimdi de toplum olarak meyvelerini yiyoruz. Bir teşekkürü fazlasıyla hak ettiniz…
Sayın Ali DOĞAN, 120 Alman tur operatörünü KKTC gibi tanınmamış bir ülkeye getirmek her babayiğidin harcı değildi. Serdar bey umarız Isparta dönüşü sizi makamına çağırır ve bir de koskocaman bir madalya takar. Biraz zor değil mi?
Sayın Hüseyin AKTIĞ, dün öyle kötü bir konuşma yaptınız ki Alman turizmciler bunu hiç kaçırmadı ve sosyal medyada bolca sizden bahsettiler. Yılların tecrübesi olarak nasıy böyle bir hataya düştünüz artık bilemiyoruz. Herkesi hayal kırıklığına uğrattınız.
Sayın Hasan TAÇOY, dün Alman tur operatörleri tamamen teknoloji ağırlıklı sunumlara yer verdiler ve alt yapıdan bahsettiler ama ne siz ne de sizin bakanlıktan tek bir kişi bu etkinliğe rağbet etmedi. Oysa siz hiç kaçırmazdınız böyle toplantıları değil mi?
Sayın Sunat ATUN, genel seçim hesapları artık sizin kasada olduğuna göre partiliye ve kamuoyuna bir açıklama zamanı geldi değil mi? Bakalım açıklamanızdan sonra hele de isim verirseniz kimlerin eteği tutuşacak! Merakla bekliyoruz…
Sayın Talip ATALAY, Din İşleri başkanlığı göreviniz CTP içinde de büyük tartışma yarattı. Çoğunluk hiç gecikmeden görevden alınmanızı bekliyor. Torpili bugünlerde kullanamazsanız birkaç hafta sonra kapının yolunu gösterebilirler haberiniz olsun…
Sayın Sibel SİBER, sizi Başbakanlık listesi potasına koyduk diye bir çok CTP’li kurmay dün bize sitem etti. İşte o zaman parti içinde nasıl bir ihanete uğradığınızı daha iyi anladık. Elbet bir gün hesap sorulacaktır elbet değil mi?
Sayın Özdil NAMİ, hem bakanlığı hem de başbakanlığı teptiniz ya müzakerecilik göreviniz daha uzun süre tartışılacağa benziyor. Dedikoduyu bu kadar seven başka bir millet daha var mıdır acaba? En azından şimdilik üç maymunu oynamaya devam, gerisi de teferruat…
Sayın Dursun OĞUZ, Tarım Bakanı Sennaroğlu artık yeni konular ve eleştiriler beklediğini açıkladı. Demek ki siz de artık güncelleme yapıp başka konuları mercek altına almalısınız. Hani bir laf vardır ya kabak tadı verdi diye…
Sayın Mutlu AZGIN, siz Lefkoşa ilçe başkanlığından istifa ettiniz ama ne yazık ki partiniz sosyal medya üzerinden yapılan istifaları gündeme koymuyor. Allı pullu ve imzalı kağıt istiyorlar anlaşılan…Şunun şırasında bir şey kalmadı idare edin artık birazcık…
Sayın Barış BAŞEL, muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…
Sayın Rasıh REŞAT, üç günlük İstanbul kaçamağı hele de seçim yorgunluğunun üzerine iyi gelecektir değil mi? Bu arada dönüşte Ali Kişmir ile sakın aynı uçakta olmayın pişman olabilirsiniz. Hadi bakalım Bağdat Caddesi tüm ihtişamıyla sizi bekliyor…
Sayın Hamza BAŞ, piyasalara köy tereyağını yetiştiremediğinizi duyduk. Demek ki artık büyümenin ve Lefkoşa’ya büyük bir fabrika kurmanın zamanı geldi. Umarız ayağınıza kadar gelen kısmeti tepmezsiniz…