UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, bölgeleri gezerek yeni tüzük hakkında bilgilendirme toplantısı gerçekleştiriyor. Böylelikle güven tazeleme ve bir nevi ‘’size yeni tüzükle birlikte güven ve bir takım garantiler veriyorum’’ diyor. Aslında ‘’Tüzük Kurultayı’’ UBP için demokrasi sınavıdır. UBP halen en güçlü ve en büyük parti olarak gücünü korumaktadır. Her ne kadar kan kaybetse de UBP’nin gücü küçümsenemez.
Çok yakında gerçekleşecek olan Tüzük Kurultay’ındaki sonuç UBP’nin geleceğini şekillendirmekle kalmayacak çıkan sonuçla bir demokrasi örneği yaşanacaktır. UBP, demokrasi acemiliği çeken bir parti. Yıllarca talimatla yürütüldüğü için bugün demokrasi adına sıkıntı yaşıyor. Birileri hep talimat vermiş, birileri de hep verilen talimatları yerine getirmiş. UBP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir darbe aldı. UBP’li seçmenler kararlılıklarını ortaya koydu. Tabiî ki UBP yalnızca kendi aldığı kararlarla bu değişimi gerçekleştirmedi; UBP’li vekillerin yön vermesi ile bu seçim şekillendi. Kısaca bu irade meselesiydi ve UBP’liler kendi iradelerini sandığa yansıtarak geçmişte yaşanan ‘’talimatla seçime hayır!’’ dedi.
Genel Başkan Hüseyin Özgürgün için de bugün ayni yol izlenecektir. Kendisi her ne kadar ‘’tek oy bile alacağımı bilsem, Genel Başkanlığa aday olacağım’’ diyor. Keşke olsa da görsek sonucunu. Eroğlu’nun da ısrarı bu yöndeydi. Belki de seçime girmese imajını asla kaybetmeyecek ve yenilmez bir lider olarak tarihe damga vuracaktı. Ama arkadan vurulacağı hesabını yapmadı. Şuan Özgürgün’ün de durumu aynidir. Yani o koltuktan kalkmam, yine adayım diyorsa sonucuna da katlanacaktır. Ya siyaseti zirvede ya da dipte sürdürmeye devam edecektir. Karar kendisinindir.
Özgürgün’ün istişare ettiği isimler, güvendiği dallar var. Ama unutmasın ki geçmişteki birçok şaibeli olayı bugün çarşaf çarşaf gündeme geliyor. Bu halk ‘’çiçekçi’’ olayını unutmuş değildir. UBP’nin gelirlerinin nereye harcandığı da ayrı bir konudur. Parti içerisinde yapılan harcamaların hesabı tutmayınca bunun hesabını kim verebilecektir.
Genel Başkanlık koltuğuna oturacak kişinin öncelikle şaibesiz olması şarttır. Şaibeli bir başkan UBP’yi toparlanamaz. Eğer UBP’nin Genel Başkanlık seçimi çok adaylı bir seçim olduğu an UBP yine ayni sorunu yaşayacaktır. Eğer seçime iki adaylı geçerse işte o zaman UBP gerçek başkanını seçecek ve güçlenmek adına bir adım atacaktır. Bu seçim UBP’nin demokrasi sınavını verme sınavıdır. Şaibeli başkanlarla bir adım dahi yürünmeyeceğini bilenler, umarım bu sınavı verecek kadar yüreklidirler.