İstediğiniz kadar kendisinin eleştirin, görüşlerine karşı çıkın, hatta kendisini kızdıracak sorular sorun kesinlikle alınmıyor, gücenmiyor, çoğu siyasetçi gibi surat asmıyor!
Aksine tüm eleştirilere önce güldükten sonra cevap veriyor…
Bu da onun siyasi olgunluğa çoktan eriştiğini gösteriyor.
Dün de kendisi ile Radyo Vatan’da yaptığımız söyleşide buna bir kez daha şahit olduk!
Bir siyaset adamı için bunlar olumlu şeylerdir…
Hatta dünkü program sonrasında ‘bene daha fazla sıkıştıracağını bekliyordum’ dedi…
Güldüm ve bunu bir kenara yazdım, bir daha ki sefere daha sert olmak gerecek galiba!
…
Farkındaysanız Talat, Kıbrıs müzakereleri sürecinde hep iyimsen tablolar çizmeye çalışıyor!
Son olarak da önceki gün Brüksel’de Türk ve Rum halklarının ortak noktalarının daha fazla olduğunu söyledi!
Hem de masada Akıncı ile Anastasiadis’in epey ters düştükleri bir süreçte…
Fazla iyimser olduğunu ve bunun nedenini sordum;
“Eroğlu gittiği için iyimserim” diye yanıtladı!
Artık bunu çekin nereye çekerseniz…
Sizin kafanıza yatar mı bilmem ama Talat’a göre Anastasiadis de Eroğlu gittikten sonra daha fazla çözüm yanlısı bir tavır izlemeye başlamış!
Buna inanmayı çok isterdik ama Eroğlu gittikten sonra daha çok taviz konusu aklımıza geldikçe insanın morali bozuluyor!
…
Eroğlu gittikten sonra bir kere Anastasiadis ile Akıncı’nın hatta Talat’ın da aynı çizgiye yakınlaşması iyi mi kötü mü?
Çözüm adına iyi de, nasıl bir çözüm adına olacak esas mesele burada!
Bir de şu meşhur çözüm karşıtlığı meselesi var;
Kendi kendime hep sorarım ben çözüm yanlısı mıyım yoksa çözüm karşıtı mı?
Ne çirkin bir soru değil mi…
Peki Eroğlu çözüm karşıtı mı?
Ya da bundan ne çıkarı var, cebine bir şeyler mi girecek yoksa!
Öyle bir şey söz konusu olmadığına göre öncelikle bu tanımlama çok kötü ve insanları kamplara bölen bir kelime!
Herkes bizdeki sözde çözüm karşıtlarını eleştiriyor da Güney’de hala Enosis zihniyetinde olup asıl çözüm karşıtlarını hiç yargılamıyor…
Bu kafayla nasıl bir yaşayabilir çözüm olacaksa artık…
…
Talat da elbet çözüm yanlısı ama onun da aslında milliyetçi kesimin çok önemsediği konularda ciddi hassasiyetleri var…
Örneğin Türkiye’nin garantörlüğü konusu…
“Bu ülkenin büyük bir çoğunluğu Türkiye’nin garantörlüğünü ister” diyerek güvenlik faktörünün önemini vurguluyor!
Peki başta Yunanistan olmak üzere, Güney Kıbrıs ve onların masadaki temsilcisi Anastasiadis Türkiye’nin garantörlüğüne şiddetle karşı çıkarken onlara ‘çözüm yanlısı’ demek olası mı?
Ya da başka bir deyişle;
Çözüm yanlısı olduğundan hiç şüphemiz olmayan Talat da Türkiye’nin garantörlüğünden yanaysa ve bunu da hiç çekinmeden söyleyebiliyorsa çözüm karşıtı birisi mi?
Elbette değil!
Onun için çözüm denirken, nasıl bir çözüm konusu detaylarıyla önemli!
Çünkü bazı şartlar çözüm yanlılarını ansızın çözüm karşıtı yapabilirken, bazı çözüm karşıtı olarak nitelendirilen isimleri çözüm yanlısı yapabilir!
“Eski bakanlar çok başarılıydı!”
Talat’ı yakalayıp da iç siyaseti konuşmamak olmazdı;
Malum CTP’li üç bakanın değiştirilmesi konusu epey polemik oldu kamuoyunda!
Basına da biraz şaka yollu sitem etti ‘abartıyorlar’ diye…
Alacağı olsun kendisinin, eğer bir Başbakan bakan değiştirdikten sonra ‘gençleştirdik’ derse abartmayalım da ne yapalım yani!
Biz de sorduk kendisine niçin değiştirildiğini, hemen görevden alınanlara sahip çıktı;
“Görevlerinde çok başarılıydılar” diye yapıştırdı cevabı…
Yarım elma gönül alma meselesi yani!
Sonra ekledi;
“Başarılıydılar ama biz yeni vizyon ve yeni bir motivasyon için böyle bir değişiklik yaptık” dedi…
Sonra da ekledi;
“Parti içi dengeler de elbette göz önüne alındı…”
MESAJ KUTUSU
Sayın Kemal Deniz DANA, müsteşarlık olayı normal boyutundan çok daha büyük bir boyuta taşındı. Bu arada kurultay için 300 üye yaptığınız ve bunları partiye karşı silah olarak kullandığınız eleştirileri gelmeye başladı. Konuyu açıklığa kavuşturmak için bir açıklama yapmayı düşünür müydünüz?
…
Sayın Şahap AŞIKOĞLU, hani bir laf vardır ya ‘filler tepişir çimler de ezilir’ diye sizinki de aynen oldu değil mi? Bu kadar patırtıdan sonra o makamda kalmak istemeyeceğinizden eminiz. Zaten bundan sonra o makamda kalsanız bile kimseye faydası olmaz ki! Bakalım bu siyaset zihniyeti ülkeyi nerelere götürecek!
…
Sayın Tevfik PİLLİ, evinden olan Mağusalı kadının haykırışları ve bunun basına yansıması üzerine kulislerde isminiz konuşulmaya başlandı. Bu olayda gerçekten bir hukuk faciası yaşandı mı? Kamuoyunu aydınlatmaya ne dersiniz?
…
Sayın Mustafa AKINCI, müzakere sürecinde hem Anastasiadis’in danışmanı olan hem de sizin ekibe dahi olan Niyazi Kızılyürek’in durumu sizce normal mi? Bu konuya tepkiler çığ gibi büyüyor haberiniz olsun istedik!
…
Sayın Salih İZBUL, Genel Sağlık Sigortası’nın 6 ay içinde yürürlüğe gireceği yönündeki açıklamanız genelde memnuniyet yarattı ama şimdi de niye 6 ay kadar uzun bir süre bekleyecekler diye insanlar hayıflanmaya başladı. Sahi şu işi gece-gündüz çalışıp 2 ayda bitemez miydiniz?
…
Sayın Metin ŞADİ, ülkenin iki değerli basın mensubunun program yaptığı kanalınızda ekonomik nedenler öne sürülerek programın yayından kaldırılması ne size yakıştı ne de gazetecilik etiğine! Madem ki bu kadar zordasınız kanalı tamamen kapatın o zaman! Parayı öbür dünyaya mı götüreceksiniz yani!
…
Sayın Turgay HİLMİ, KKTC’de sağlık sisteminde dramatik olaylar yaşanırken sizin Almanya’da ki tedavi sürecini sosyal medyada paylaşmanız insanları hem imrendirdi hem de çok düşündürdü! Acaba bizimkiler kendilerine düşen payı alırlar mı dersiniz?
…
Sayın Bumin PAŞA, Milli Eğitim Bakanlığı müsteşarlığına atanmanıza artık sayılı günler hatta saatler kaldı! Önümüzdeki hafta müjdeli haber umarız elinize ulaşır. Sorumluluğunuz çok büyük kolları sıvayın bakalım..
…
Sayın Fikri ATAOĞLU, bu sene ekonomik sıkıntılardan dolayı 300 civarında öğrencinin kayıt yaptıramaması elbette acı ve çok düşündürücü ama inanın ki bu sayı ülke çapında binlerle ifade ediliyor! Ve ne gariptir ki YÖDAK hala kış uykusunda!
…
Sayın Nazmiye ÇELEBİ, Ulaştırma Bakanlığı Proje müdürlüğü göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun…Bundan böyle izin makamı görevini de sizin üstleneceğinizi duyduk. Bir kadın olarak umarız geçmişten beri yaşanan tartışmalara artık son noktayı koymak size nasip olur…
…
Sayın İzlem GÜRÇAĞ, önceki akşam sizin mekanda siyasetin ustalarından aile dostu Ramazan Özçelik’le derin sohbette görülmüşsünüz. Onun deneyimleri gerçekten çok önemli değil mi? Bu arada UBP Girne İlçe Başkanlığınız şimdiden hayırlı olsun…
…
Sayın Ersin TATAR, ünlü medyum Abdullah Abdülaziz kurultayda sizin ile Ünal Üstel’in ikinci kura kalacağı kehanetinde bulundu. Eğer doğruysa şimdi işin rengi epey değişeceğe benziyor değil mi? Dik ve sert duruşunuz en büyük avantajınız…
…
Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, bölgede ve adada bir ilki gerçekleştirerek tohum merkezi kurma projeniz büyük memnuniyetle karşılandı. Demek ki yerel yönetim sadece çöp toplamak değilmiş, herkese bunu gösteriyorsunuz, tebrik ederiz…
…
Sayın Serhat AKPINAR, GAÜ’nün büyük Kazakistan çıkarması epey ses getirdi. Çok yakında orada da bir fakülte açarsanız hiç şaşırmayacağız. Başarıları atılımlarınızın devamını dileriz. Artık kıskananlar çatlasın!