“Cumhurbaşkanı bana göre bize hiçbir güven vererek adım atmadı. Bizim Cumhurbaşkanı ile diyalogumuz yok... Cumhurbaşkanı Başbakan ile haftalık görüşmelerini yapıyor. Burada bir koalisyon hükümeti var ve Akıncı bizimle görüşmüyor. Önce görüşmelerde beni tatmin etmen lazım UBP’ye karşı set bir duruş sergileyen bir Cumhurbaşkanı var. UBP ile ilişkilerini sıfırlamış bir Cumhurbaşkanı var. Bakanlıklarımıza ait bürokrat atamalarında anlamsız tavırlar sergilemekte ve hizmete engel olmaktadır. Kaldı ki, Cumhurbaşkanı bütün insanlarımızı kucaklamak zorundadır. Herkesle diyaloğu yüksek olmalıdır. Cumhurbaşkanı ‘ben giderim, ben yaparım havasına girerse biz bundan rahatsızlık duyarız.”
…
Özgürgün’ün yukarıdaki açıklamasını yüzeysel olarak okuduğunuzda ‘neler oluyor yine’ diyebilirsiniz!
Çok şeyler oluyor perde gerisinde…
Hüseyin Özgürgün bu açıklamasından sonra dün sabah kendini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda buldu…
Konu tamamen Turizm Bakanlığı’na müsteşar atanmasıyla ilgili.
Yeni hükümetle birlikte bu bakanlık UBP’ye geçince Hüseyin Özgürgün, şimdiki müsteşar Şahap Aşıkoğlu’nun görevden alınıp yerine Kemal Deniz Dana’nın atanması için düğmeye bastı ve bu konuda Başbakanlık da gerekli yazıyı yazıp Cumhurbaşkanı’nın önüne koydu, hem de tam 20 gün önce!
Ama ne Şahap Aşıkoğlu görevinden alındı ne de Kemal Deniz Dana bu göreve atandı!
Çünkü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bu atamaya şiddetle karşı çıkıyordu…
…
İşte sırf bu yüzden Hüseyin Özgürgün dün Saray’daydı;
Aralarında çok sert bir diyalog geçti!
Özgürgün ilgili atamanın niçin yapılmadığını sordu, Akıncı da ‘kesinlikle atamayacağım’ dedi…
Daha sonra Özgürgün, ‘o zaman Şahap Aşıkoğlu’nu görevden alın başkasını atayayım’ dedi…
Akıncı ona da karşı çıktı, ‘görevden almam’ dedi!
Böylelikle iki makam arasında ipler iyice gerildi ve hatta koptu bile…
Bir parti genel başkanı bir bakanlığa atama yapıyor ve bunu hükümet ortağı Başbakan da imzalıyor ama Cumhurbaşkanı Nuh deyip Peygamber demiyor!
…
Yani UBP’liler Aşıkoğlu-Harmancı ilişkisi nedeniyle Dana’nın atamasının yapılmadığına inanıyor…
Akıncı cephesi ise, tamamen Dana’nın bu görevi yapamayacağına inandıkları için bu atamayı onaylamıyor!
Ve Şahap Aşıkoğlu’nda ısrar ediyor…
…
Hüseyin Özgürgün, isyanında haklıdır;
Sonuçta bir parti başkanıdır, bir makama atama yapmak istemiştir ama bunu yapamamaktadır!
Sonuçta onlar siyasetçi olduklarından verdikleri sözler vardır, bir takım projeleri vardır…
Kim olsa bu tepkiyi koyar!
Ayrıca daha iki gün önce yarım saat içinde üç bakan değişikliğinin altına imzasını atabilen bir Cumhurbaşkanı ne olmuştur da müsteşar atamasında kalmıştır?
Ama bunun cevabını da kendisi verecektir, ya da her zaman olduğu gibi sözcüsünü görevlendirecektir!
Bize gelen duyumlarda bu konuda turizm örgütleri ile toplantı yapmış ve onların görüşünü de almıştır!
İşte bunları da tek tek açıklamak zorunda ve niçin Aşıkoğlu’nu görevden almıyor, niçin Dana’yı atamıyor, kamuoyunun bu konuyu açıklığıyla bilmesi şarttır!
Aksi dedikoduları gündeme getirir ve bundan sadece kendisi değil bütün toplum zarar görür…
Bizden hatırlatması!
Özgürgün sert bir açıklama yapacak!
Müsteşar krizi konusunu dün Özgürgün’e sorduk o da telefonda yanıtladı;
Bu konuda hayli gergin ve sinirliydi konuyu hazmedememişti!
Dün sabah bu konuda Cumhurbaşkanı ile Saray’da bir görüşme yaptığını da doğruladı ve Akıncı’nın tavrını asla kabullenemeyeceğini ifade etti!
Hatta konunun kurultayla yakından ve uzakta ilgisi olmadığını iddia etti…
Burada sizlerle paylaşamayacağımız çok ciddi iddialarda da bulundu!
Ve son olarak da bugün konuyla ilgili Akıncı’yı eleştiren sert bir açıklama yapacağın da…
Hakkımızda hayırlı artık!
“Sırada kim var?”
“Levent Bey.
Aklımıza bişey takıldı, birisi bakanlık görevini bıraktıktan sonra
hangi kriterler üzerinden emeklilik hakkı kazanıyor?
Eğer 90 gün sonunda ciddi bir farkla emeklilik hakkı kazanıyorsa
müşavir yaratmayacağız diye yola çıkmışken eski bakan mı aratacağız?
Sorun yaşlılık ve sağlıksa sanırım sırada Sağlık Bakanı ve Başbakan mı var?
3 ay önce bu bakanların yaşlarını bilmiyorlar mıydı?
Kolay gelsin…”
(Salih Koçak)
MESAJ KUTUSU
Sayın Mustafa AKINCI, müsteşar krizi artık gizli olmaktan çıktı ve epey boyut kazandı! Görevden alma ve almama konusundaki görüşlerinizi muhakkak kamuoyuyla paylaşın ki bazı söylentiler gerçek yerine konulup yanlış algılar ortaya çıkmasın!
…
Sayın Kutlu EVREN, son birkaç gündür epey gergin olduğunuz görülüyormuş. Bazı ciddi kararları tek başınıza değil de partinizle birlikte alırsanız sonra başınız ağrımaz. Şimdilik sadece sizin anlayacağınız şekilde yazıyoruz sonra uyarmadı demeyin olur mu?
…
Sayın Rauf ATAÖV, müsteşarlık görevinizde artık son birkaç günün içine girdiniz. Görevden alma yazınız yazıldı ve hafta başı uygulamaya konuluyor. Müşavirliğin tadını çıkarmaya bakın ve dostlara artık daha fazla zaman ayırın, ne mutlu size!
…
Sayın Hüseyin ERÇAL, yani dün kalkıp da Meclis kürsüsünde konuşmasaydınız varlığınızla yokluğunuz hiç belli olmayacaktı. Hele de Güzelyurt gibi çok sıkıntılı bir bölgenin vekili çok ama çok daha fazla kürsüde olmalı değil mi?
…
Sayın Hüseyin GÖKÇEKUŞ, Başsavcılık sizin görevi kötüye kullanma konusunda öyle bir açıklama yaptı ki yine dört ayak üstüne düştünüz! Bu da demektir ki bu ülkede patronlar hep son sözü söyler ve onların dediği olur. Hadi gözünüz aydın!
…
Sayın Salih İZBUL, devlette çalışan doktorlar bir bir kaçmaya başlayınca erken mesai yapıp işin başına geçmişsiniz. Umarız kötü gidişata bir dur dersiniz. Bu arada devletin tek adli tıp uzmanı hala niçin kadrolanmadı bir bilginiz var mı? Yoksa onun da mı kaçmasını bekliyorsunuz?
…
Sayın Asım VEHBİ, Kalkınma Bankası yönetim kurulu başkanlığı için adınızın sıkça anıldığını biliyor muydunuz? Madem ki okulda çıtayı epey yükselttiniz pek ala bu konuda da ciddi projeleriniz olabilir değil mi?
…
Sayın Akın AKTUNÇ, Kalkınma Bankası yönetim kurulu üyeliğiniz hayırlı ve uğurlu olsun. Şu sıralar ciddi bir yükseliş grafiği çiziyorsunuz bakalım artık bundan sonra sırada ne var hep birlikte göreceğiz…
…
Sayın Özgün FARUK, önceki akşam Gönyeli tepelerinde İrsen Küçük ile aynı masa etrafında görülünce parti içinde minik bir kriz yaşandığını biliyor muydunuz? Kurultay öncesi bazı yemekler yanlış anlaşılabilir aman dikkat!
…
Sayın Sami ÖZUSLU, son yazınızda ‘gitme vakti’ dediniz ve sessiz sedasız yine bir yerlere kayboldunuz! Sizin gibi güçlü bir kalem asla nedeni ne olursa olsun mücadeleyi bırakmamak zorunda zira böyle bir şansı da yoktur diye düşünüyoruz!
…
Sayın Afet ÖZCAFER, yeni bir oluşumda adınız son günlerde sıklıkla anılmaya başlandı. Bizce de artık sizin gibi şahsiyetli kişiler geri adım yerine daima bir adım önde olmalıdır. Sevenleriniz sizi aktif siyasette görmek istiyor!
…
Sayın Asım AKANSOY, bakan olarak ilk ziyaretinizi Merkezi Cezaevi’ne yapmanız gayet yerinde bir ve zamanında bir eylem oldu. Ama yeni binanın ihalesi konusunda Müteahhitler Birliği’ni nasıl razı edersiniz işte o da sizin ustalığınıza kalmış bir şey…
…
Sayın Gülgün VAİZ, devlette çalışan 10 kardiyologdan 5’inin istifa mektubu eğer cebinizdeyse sistem zaten çoktan çökmüş demektir! Onları daha ne kadar frenleyeceksiniz bu da ayrı bir merak konusu, Allah sabırlar versin!
…
Sayın Mustafa GÖÇER, dün tavlada Alihan’ı öyle bir fena çarpmışsınız ki en az 6 ay tavlaya elini sürmeyeceğini söylüyorlar! Bu arada etli molehiyayı ne zaman ocağa koyuyorsunuz tarih ve mekan belli mi?