Hüseyin Alanlı’nın dünkü çıkışı çok konuşulup tartışıldı…

Serdar Denktaş’a ağır eleştirilerde bulundu!

DP’nin kurulduğu tarihten itibaren aldığı seçim sonuçlarını da açıklamasına ekledi:

1993 yılında %29.20

1998 yılında %22.61

2003 yılında %12.93

2005 yılında %13.50

2009 yılında %10.64

2013 yılında %23.16

2018 yılında %7.8

Görüldüğü üzere UBP’den kopulduktan sonra alınan sonuçlar UG’li dönem dışında çok da iç açıcı değil…

Haliyle Alanlı biraz da kendine yapılan eleştiriler nedeniyle biraz fazlasıyla duygusal bir açıklama yaptı ve ipleri tamamen kopardı!

Şunu hemen belirtelim…

Alanlı her ne kadar Serdar Denktaş’tan şikayet etmekte haklı olsa da seçim gecesi UBP’nin seçim zaferi kutlamalarına katılarak yanlış yaptı!

Belki de haklıyken işte o görüntüleri verip haksız konuma geçti…

Yıllarını siyasete veren bir vekil olarak bunu neden yaptı bilmiyoruz ama inancımız odur ki Alanlı’nın açıklaması eksiktir, bir şeyler hala sis perdesinin ardında durmaktadır!

Onun için şimdi kendisine şu soru soruluyor:

“Siz DP’yi ileriye götürmek için ne yaptınız?”

Başka bir soru;

“Serdar Denktaş’ı partinin kötü gidişatı konusunda hiç uyardınız mı?”

Alanlı bu sorulara da yanıt vermeli!

DP kamuoyunda biraz da Denktaş Partisi olarak anılmaktadır…

Doğru ya da yanlış!

Bu parti baba Denktaş’ın UBP’ye karşı kurdurduğu bir partidir ve ilk kurulduğu günlerde çok ses getirse de sonrasında Serdar Denktaş’ın liderliğinde hep düşüş süreci yaşamıştır!

Serdar Denktaş koltuğu bırakmamıştır ama…

Salih Coşar’dan sonra da Denktaş’ın karşısına hiçbir rakip çıkmayarak parti biraz da onun kaderine terk edilmiştir!

Burada Serdar Denktaş’ı her türlü eleştirebiliriz ama asıl suçlama kişisel değil partinin tabanına yapılması gereken bir eleştiri olmalıydı…

Denktaş, koltuğu kimseye kaptırmak istemedi ama zaten kimse de o makama göz dikmedi!

Haliyle parti içinde bir rekabet olmayınca doğal olarak rehavet yaşandı ve Denktaş sevap ve günahlarıyla partiyi bir şekilde bugünlere kadar taşıdı…

Hata yaptığı dönemlerde de parti içinden kimse hesap sormadı, buna cesaret bile edemedi!

DP’nin başarısız sonuçlarının tek sebebi Serdar Denktaş değildir…

Babasından da aldığı genetik özelliklerden dolayı, pratik zekası, iş bitirici icraatları ve siyasetteki tecrübeleri sayesinde iyi bir devlet adamı portresi çizmektedir…

Ama kurumsal bir parti yaratamamanın da bedelini ödemekte, bu da seçim sonuçlarına yansımaktadır…

Kendisine ve partisine gönül verenlerin daha az sayıya düşmemesi için de artık çok ciddi manevralar yapmak zorunluluğu ortaya çıkmıştır!

Tecrübelerini parti içinden hele de genç kesime aktarmayı başarabilirse DP’nin önünü de açmış olacaktır…

Hele de bir şekilde yine iktidar partisi olacak olması en büyük avantajlarından birisidir!

“Her aklına gelen polise şikayet edemez!”

“HP dokunulmazlıkları kalkan eski 2 bakan hakkında devleti zarar uğrattıkları iddiası ile polise şikayette bulunmuş!

Popülizmin en uç noktası!

Çünkü ceza usulümüzde böyle bir yöntem yok!

Hukuka saygılı olacağız diyoruz ama gündem yaratmak için hukuk yerle bir ediyoruz!

Devleti zarara uğratanlar için isteyen vatandaş polise şikayet etmek gibi bir usul yok!

Önce Sayıştaylık araştırma yapar sonra dosya hazırlar ve savcılığa gönderir!

Savcılık ise suç unsuru tespit ederse o zaman polis devreye girer!

Öyle her aklına gelen devleti zarar uğrattı diye polise şikayetçi olamaz!

(Hasan YÜCELEN)

Sadece Merak İşte?

Özersay şov mu yapıyor?

Sayfada Avukat Hasan Yücelen’in açıklamasını sayfada paylaştık…

Tahsin Ertuğruloğlu ve Kemal Dürüst’ün HP tarafından polise şikayet edilmesi olayı!

Yücelen böyle bir şey olmasının imkansızlığından bahsediyor bir hukukçu olarak…

İyi de Kudret Özersay da iyi bir hukukçu!

Bu yöntemle yolsuzlukların üzerine gidilemeyeceğini bilmiyor mu?

Tabi ki o zaman soru şu;

Diğer siyasilerden bir adım önde olmak için işi şova mı dönüştürdü?

Niye mazbata diyorlar?

Mazbatanın bir diğer adı da tutanak…

Bizde bu kelime genelde hapse gönderilenler için kullanılır soğuk bir kelimedir!

Mazbatadan içeride yatanların çok olduğu bir ülkedeyiz…

Ama vekillere de verilen belgeye de bizde ‘mazbata’ deniliyor!

Biri içeri sokup mutsuz ederken, diğeri mutlu eden bir kelime…

Türkçenin azizliği bu olsa gerek!

Ruma kıyak niye?

KKTC’de radar cezası alan Rum vatandaşlarına indirim yapılmış…

Haliyle bu karar bizde çok hoş karşılanmadı!

Hatta bazıları konunun insan haklarına da aykırı olduğunu söylemeye başladı…

Ortada aynı suç, aynı radar ve aynı ceza var ama!

Dışarıdan gelene ceza indirimi yapılıp kıyak geçiliyor…

Nerde kaldı adalet?

Alanlı’nın asıl sorunu ne?

Hüseyin Alanlı’dan DP’den ihraç kararı çıktıktan sonra bir açıklama bekliyorduk ama…

Bu kadar ağır olanını değil!

Bu işin ardında başka şeyler var ve kimse bunları açıklamıyor…

Oysa hem DP tabanının hem de kamuoyunun bir partide yaşananları bilme hakkı var!

Asıl soru Alanlı’ya;

Seçim akşamı sonuçlar açıklanınca anında UBP saflarında almanın manası ne?

Bu nispet kimeydi?

MESAJ KUTUSU

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, olası bir hükümette parti başkanlarının bakan olması diğerlerinin ise teknokratlardan oluşması yönündeki açıklamanıza bazı partili arkadaşlarınızdan tepki mesajları gelmeye başladı. Konuyu bir kez da düşünmeniz gerektiği belirtiliyor, bizden uyarması!

Sayın Boysan BOYRA, koltuğunuzun altında çokalın dosyalarla hükümetin kurulmasını beklediğiniz ve yakında kamuoyuna çok ciddi açıklamalar yapacağınızı duyduk. İyi de bunun için hükümet kurulmasını niçin bekliyorsunuz işte orasını kavrayamadık!

Sayın Günay ÇERKEZ, bazı iş insanlarının bir kez daha Ticaret Odası Başkanlığını üstlenmeniz için girişim başlatacaklarını duyduk. Zira son dönemde yönetimde epey gevşeklik olduğu şikayetleri yapılıyormuş. Vatan millet için artık son karar sizin…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, olası bir UBP’li koalisyon hükümetinde bu kez Sağlık Bakanı olarak değil başka bir bakanlığın başında olmanız planlanıyormuş. Bu arada kaynaklar ser verip sır vermiyorlar hayırdır bizde merak ettik şimdi işte!

Sayın Özer KANLI, seçim sürecinde sosyal medyada eleştirilere ağır verirken seçim sonrasında yine ağır top atışlarına başladığınız gözlemleniyor! Hele de bir de UBP muhalefette kalınca bakalım eleştirilerin dozu nerelere kadar çıkacak?

Sayın Ali KİŞMİR, İstanbul’a ziyaret yapacağınız tarihlerde kar, don ve tipi olaylarının son yüzyılın en ağır şartlarında olacağını biliyor muydunuz? Bir kez daha düşünün deriz, aldığınız bileti de bir başka arkadaşınıza hediye edebilirsiniz…

Sayın Asım AKANSOY, dünkü mesajdan bir şey anlamamışsınız ama zaten o mesaj size değildi ve gerekli yerlerde aldı zaten! Demek ki seçim yorgunluğunu bir türlü üstünüzden atamadınız desenize!

Sayın Erhan ARIKLI, İskele bölgesinde oy patlaması beklenirken yaşanan hayal kırıklığı parti içinde tartışılmaya başlandı. Partilileriniz tüm bölgelerin seçim analizinin yapılmasını ve ona göre yeniden yapılanmaya gidilmesini istiyor…

Sayın Resmiye CANALTAY, Milletvekili seçildikten sonra gönlünüzün Turizm Bakanlığı’nda olduğu biliniyor da en azından ilk dönem bakanlık kabul etmenizin siyasi bir hata olacağı da konuşuluyor haberiniz olsun istedik!

Sayın Tolga ATAKAN, HP’li bir hükümet modelinde Ekonomi Bakanlığı için isminiz anılmaya başlandı. Belki onlardan hiçbir şeyiniz eksik değil ama bunu için çok erken olabileceğini de unutmayın sakın olur mu?

Sayın Akın AKTUNÇ, seçimler biter bitmek yerel seçimler için yine atağa kalktığınız parti örgütündeki kilit isimlerle dirsek temasına geçtiğiniz söyleniyor. Konuyu parti yetkili kurullarının bilgisine de getirmenizde yarar görüyoruz…

Sayın Barış SEL, millet seçim ve hükümet kurma derdindeyken sizin ekibinizle birlikte uyuşturucu tacirlerine şiddetli bir şekilde çökmeniz dikkatlerden kaçmıyor. Bu arada yurt dışından gelen gemi ve yatların da üzerine gidilmesini sakın ihmal etmeyin olur mu?

Sayın Önder SENNAROĞLU, sizin de yüreğinizin bir kısmının Meclis Başkanlığı görevinde olduğu konuşulmaya başlandı. Yani sizin gibi tarım kökenli bir vekile çok da yakıştıramadık. Çiftçi ve hayvancı bu dönem sizden çok şey bekliyor…

Sayın Bertan ZAROĞLU, genel başkanınızın özeleştiri yapmasından sonra şimdi gözler sizin üzerinize çevrildi. Milletin bir vekili olarak artık küçüklük bende kalsın deyip özrünüzü esirgemeyin deriz…

Sayın Aydın SOYER, belki ilk seferde olmadı ama seçim sürecinde bir çok partili ve partisiz vatandaşın beğenisini topladınız. Bu nedenle şimdi eskisinden çok daha fazla çalışıp şansınızı bir kez daha denemeniz öneriliyor…

Sayın Ziya EMİR, 96 bin Sterline aldığınız son aracınız Lefkoşa’da günün konusu haline geldi. Yatın kalkın dua edin de nereden buldun yasası basın dünyası için de uygulamaya geçmesin. Kazasız sürüşler dileriz…