Seçilmiş siyasilerimizin eleştiriye, bazı iddiaların kamuoyunda tartışılmasına tahammülü yok denecek kadar azdır. Siyasal parti üyelerinin de hakeza. Her şey parti içinde tartışılacak, sosyal medyada parti içi iktidar mücadelelerine ilişkin zinhar yorum yapılmayacak!
Bazı siyasiler haklarında çıkan iddiaları kamuoyundan gizlemek için gün gelecek gazeteleri toplatacak, bazıları ise kendilerine dair düşünsel eleştirilerin toplumun önünde yapılmasına tepki gösterecek…
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, 2009 yılında genel seçimlere hazırlandığı günlerde hakkında çıkan, Ergenekon Örgütü üyesi olduğuna ilişkin savları basan gazeteleri “8 kişilik özel tim” aracılığıyla gazete bayilerinden toplattığının iddia edildiği yıllardan günümüze, Kıbrıs’ın kuzeyinde, sağında da solunda da değişen pek bir şey olmadı. Sosyal medyada CTP içinden birileri parti içindeki bir başkasını eleştirecek olsa, parti üyeleri derhal duruma el koyarak, yeri burası değil mealinde tepki göstermenin parti disiplininin bir gereği olduğunu savunuveriyor.
İki farklı örnekten yola çıkarsak, sosyal medyada bir siyasal partideki iç dengelere ilişkin yorum yapılmasına tahammül gösteremeyenlerle, haklarında çıkan yayınları gizli bir tim aracılığıyla toplattığı iddia edilenler arasında farkı nereden çizeceğiz? Faşizmin sınırı nerede başlar, nerede biter? Toplumdan gizli yapılması savunularak üretilen bir tartışma kültürü, toplumdan gizlenmeye çalışılan yayınların bir gün toplatılmasına dek faşizmini genişletir mi? Ya da faşizmi kısa boylu, uzun boylu olarak ayırabilir miyiz? Birini uzun boylu ve büyük bir faşizm; diğerini ufak tefek, küçük bir faşizm olarak nitelendirebilir miyiz? İfade özgürlüğüne mecra sınırları koyarak, faşizmin kapsamını keyfi daraltıp genişletebilir miyiz? Bunu yaparsan faşizm değil, ama şunu yaparsan faşizmdir diyebilir miyiz?
Tekrar sorayım: ifade özgürlüğüne sosyal medya sınırı çizenlerle, haklarında çıkan yayınları toplatanların yarattıkları faşizm arasındaki farkı tam neresinden, nasıl çizeriz? Tahtanın başına geçer, ey toplum bu gördüğünüz küçük bir faşizm, şu gördüğünüz büyük bir faşizmdir dersi vermeye kalkarsanız, bir çelişki yaratmaz mısınız? Faşizmin küçüğü faşizmden sayılmayacaksa, büyüğü hangi temelde faşizmden sayılacak?
Faşizm faşizmdir. Büyüğü küçüğü, genişi darı, uzunu kısası yoktur. İçselleştirdiğimiz faşizmi içimizden temizlemek için kendimizle mücadele etmeliysek, faşizmi hem kendimizden hem de her nerede görülüyorsa oradan kovalamak için kavga vermemiz gerekirdi…