Rahmetli babamın bir lafı vardı, hiç unutamam…

“Allah devlet hastanelerine kimseyi düşürmesin ama eksik de etmesin…”

Aslında büyük bir laftı ama bir o zamanlar büyük düşünemezdik!

Beğenir ya da beğenmeyiz…

Ama olmazsa olmazlarımızın başında gelir devlet hastaneleri!

Parası olan için sorun değil…

Zaten onlar için hiçbir şey zor değil de!

Parası olmayanlar için tek adrestir o eski köhnemiş ama içinde özveriyle çalışan sağlık ekiplerinin özverileri…

Ülkede istediği kadar çok özel hastane açılsın açılmasına da…

Çoğunluk yine sabahın çok erken saatlerinde kuyruktadır sıra almak için!

Allah devlete zeval vermesin diyenlerin çoğunluğudur bu…

Aslında konu çok başka…

Devletin ülke insanına bakış açısıyla ilgili!

Şu hiç bitmeyen bir tartışma, devlet çalışanıyla özel sektör çalışanı arasındaki uçurum meselesi…

Devletin hastanelerinde bile göze batıyor bu!

Yaşayanlar bize aktardıkça biz de daha iyi kavrıyoruz olayı…

Dün sigorta emeklisi bir vatandaş aradı hastane içinden.

Aort damarından ameliyat olmuş, stent takılmış!

Ama 75 bin TL’lik faturayı görünce adam sevinememiş, şükredememiş bile yaşadığı panikten…

Fatura 75 bin TL, bunun yüzde 20’sini istemişler kendinden!

15 bin TL ödedi ödedi, ödemezse hastaneden çıkış yok…

Sonrası da polislik!

Dedik ya burada bile devlet insanına tek gözle bakmıyor…

Sigorta emeklisine yüzde 20 ödeme!

Ama devletten emekli olanlara bu rakam yüzde 10 olarak belirlenmiş…

Hadi kamuda emeklileri bir yana koyalım da!

Ayda eline taş çatlasa 2 bin küsur geçen bir sigorta emeklisinin bir çırpıda hastaneye 15 bin TL ödemesi kolay mı?

Ayın 20’sini bile getiremeyen sigorta emeklisi o parayı nasıl denkleştirsin ki…

Bankadan kredi mi çeksin, karısını bileziklerini mi bozdursun ya da altındaki emektar külüstür aracını mı satsın?

Hoş ne yaparsa yapsın, kimin umurunda ki!

Dolayısıyla, bu ülkenin en büyük sorunlarından birisi kamu çalışanı ile özel sektör çalışanı arasındaki dev uçurumdur…

Devlet bu konuda kamuda ve özelde çalışanlar arasında yıllardır yanlış politikalar uygulamış ve yıllar geçtikçe aradaki fark büyük boyutlara ulaşmıştır…

O yüzdendir gençlerin ve ailelerinin birinci hedefi devlete kapağı atmak olmuştur!

Buna bir de emeklilik döneminde yapılan haksızlıklar ve adaletsizlikler eklenince yetkililer her ne kadar özel sektörde istihdamı destekleme nutukları atsa da yakın bir gelecekte bu mümkün değildir çünkü bu konuda gözle görülür hiçbir adım atılmamıştır…

“Bakanlık ve okul yönetimi uyuyor mu?”

“Sayın Gazeteci,

Çocuğumuz doğma büyüme bu topraklarda yaşamaktadır. Anaokuldan beridir bu eğitim sisteminin içerisinde mücadele vermekteyiz. Biz anne-baba olarak yemedik içmedik uğraştık çocuklarımızın okuması için.

Koleje hazırladık ama maddi olanaksızlıklardan dolayı sınavı kazanamadı. Atleks ortaokuluna gönderdik. BEAL okuluna girmeyi de 2 puanla kaçırdı. Şimdi fen lisesi 12. Sınıf öğrencisi olarak üniversiteye hazırlanıyor. Okulumuzdan çok memnunuz. Tabi ki ilk hedefimiz BEAL di. Çocuk 2 puanla giremediğinde çok ağladı. Morali o kadar bozuldu ki tedavi görmek zorunda kaldı.

Neyse ki yıllar geçtikçe toparladı.

Bugünlerde aldığımız bir haber ile çocuğumuz tekrar o kötü günlere geri döndü. Sebebi şu. Yıllarca beraber oynadıkları kuzenimizin çocuğu, maddi durumları daha iyi olduğu için Yakındoğu Kolejine gönderdi çocuklarını. V onlar bu yıl çocuklarını 2-3 haftalığına Türkiye’deki bir  Anadolu lisesi okula yazdırıp çocuğu alıp getirip BEALe yazdırdılar. Çocuk haziranda Yakın doğuda bitirdi 11. Sınıfı, sonra Türkiye’de okullar erken açıldığı için orda bir okula yazdırdı. Şimdi de alıp 1 ay dolmadan getirip BEAL okuluna kayıt yaptırdı.

Bu nasıl olur sorarım. Yasalara uygunmuş?

Peki bizim uğradığımız haksızlık. Paramız yok diye, tanıdığımız yok diye neden hep ağlayalım. Böyle sahtekarlık olur mu? Okul yönetimi, bakanlık yönetimi uyuyor mu?. Tabi eminiz ki bu ilk kere olmuyor. Bakalım daha neler olur. Burada yaşayan insanlar daha ne kadar hakkımız yenecek. Bizim çocuğumuz tedavi görsün, 2 puanla okula giremesin sınava bile girmeyen biri alla vere dalla vere ile seçme okula kayıt yaptırsın. Lanet olsun bu düzene.

Size de bunları niçin yazdık bilemeyiz ama dayanamadık artık.

(Anne ve Baba)

Sadece merak işte?

FETÖ’cü üniversite var mı?

Üniversite izinlerinin dondurulması için bir takım çalışmalar başlatılmış…

İyi de yapılmış!

Artık bir çizgi çizilip yeni bir plan ve projeye kadar bu işe bir nokta konmalı…

Ama bununla kalmayıp geçmişte kurulanlar da artık mercek altına alınmalı!

Hele de FETÖ’cü oldukları iddia edilenler var…

Yönetimde başka isimleri koyup bu işe soyunanlar olduğu söylenmeye başladı!

150 TL niye kesildi?

Barış ve Ruh Hastanesi’nde çalışan temizlik işçileri…

Bilindiği üzere bunlar özel bir temizlik şirketleri bünyesinde burada çalışıyorlar!

Geçenlerde bir çalışan aradı ve Maliye Bakanlığı’nın kendilerinden 150 TL kestiğinden şikayet etti…

Oysa asgari ücret arttığı için bu paranın da ödenmesi gerekiyormuş!

Sorumlu olarak Serdar Denktaş’ı gördükleri için epey sitem ettiler…

Umarız bu kesintinin nedeni açıklanır!

Anket var şirket yok?

Ayda neredeyse en az bir tane anket çalışması yapılıp sonuçlar bazı basın organlarında yayınlanıyor…

Tek bir eksikle;

Anketi yapan şirketin ismi cismi yok!

Bu yüzden iş ciddiyetten uzak bir algı çalışması olarak yorumlanıyor…

Niye bu şirketlerin ismi açıklanmıyor ki?

Kimlerin KC pasaportu var?

DİKO Başkanı KKTC’li siyasilerin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu olanlarını cezalandırmaya hazırlanıyorlar…

Tüm pasaportları ellerinden alacaklarmış!

Alsınlar da…

Bundan daha önce hangi KKTC’li siyasilerde Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu var onu bir açıklasalar la!

Ortalık cümbüş yerine döner…

MESAJ KUTUSU

Sayın Derya KANBAY, geleneksel olarak yeni yasama yılında Meclis açılışlarında TC Lefkoşa Büyükelçileri de katılırdı dün bu gerçekleşmeyince siyasiler aralarında bir takım yorumlarda bulundu. Yoksa artık gelenekler değişti mi diye soruyorlar!

Sayın Sibel SİBER, Meclis’in yeni yüzünü neredeyse tüm siyasiler beğendi ve beklediklerinden çok daha iyi bir çalışma yapıldığını ifade ettiler. Meclis değiştiğine göre artık kafalar da değişmeli değil mi?

Sayın Ünal ÜSTEL, dünkü oturuma katılmamanız nedeniyle nisap sağlamakta epey zor anlar yaşandı diye duyduk. Hayırdır bir şeye tepki mi gösterdiniz yoksa olağanüstü bir gün mü yaşadınız? Asayiş berkemal mi?

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, parti içi anket sonuçlarında üst sıralarda çıkınca bundan birileri rahatsız olmuş olacak ki bir takım senaryolar yazılmaya başlandı diye duyduk. Bu sıralar arkanızı kimseye dönmemeniz öneriliyor…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, partinizin ada çapında tüm kadın örgütleri ile buluşup gövde gösterisi yapınca değir vekiller bu etkinliğe katılamadıkları için gönül koydu. Yüzünüze karşı epey şirin gözüküyorlar ama perde gerisinde öyle değil, haberiniz olsun…

Sayın Oğuz CEYDA, parti içi muhalefete başlamanız parti camiasında dikkatle izleniyor. Bu arada seçi startını verdiğiniz ve kulislere başladığınız da gözlerden kaçmıyor. Hani bir laf vardır ya erken öten horoz meselesi, acele etmeyin deriz!

Sayın Murat GEZİCİ, KKTC’de anket enflasyonu yaşanırken sizin geçen ay yaptığınız çalışma nedense bir türlü yayınlanmadı! Müşteri mi bulamadınız yoksa perde gerisinde başka hesaplar mı var diye merak konusu olmuş…

Sayın Kemal DÜRÜST, şu dağ yolu projesi bir türlü hayata geçirilmeyince muhalefet iyice işkillenmeye başladı. Zira bu konuda yaptığınız açıklamalar arşivlerde hala duruyor ve muhalefete de bolca malzeme veriyorsunuz!

Sayın İzzet İZCAN, koltukta olması gerekenden daha fazla oturunca doğal olarak sizi indirmek için parti içi muhalefet hızlandı. Bu arada bir takım dış güçlerin de bunda etkili olduğu iddiaları yapılıyor haberiniz olsun istedik!

Sayın Tigin KİŞMİR, Devlet Piyangosu büyük ikramiyesi devrettiği haftalar hep kulaklarınızın çınlatıldığını biliyor muydunuz? Şu işe artık ir çare bulun zira vatandaş böyle olunca Milli Piyango’ya rağbet etmeye başladı!

Sayın Hüseyin ALANLI, sizin seçim bölgesinde genel seçim çalışmaları çok önceden başladı ama siz de aksine bu sıralar derin bir sessizliğe gömüldünüz. Acaba diyoruz şimdilik saklanarak sonra büyük bir operasyon mu başlatacaksınız?

Sayın Ferhat ERİŞİR, bir siyasiyle yaptığınız özel görüşmenin sosyal medyada yayınlanması epey tepki görmüş diye duyduk. Bu arada Lefkoşa’daki restoranın bahçe koltuklarından da müşterilerden şikayetler gelmeye başladı, yatırım yapılmasını öneriyorlar…

Sayın Ertan ERSAN, bir rahatsızlık geçirip Türkiye’de tedavi görmeye başladığınızı üzülerek öğrendik. En kısa zamanda eski sağlığınıza kavuşacağınızdan hiç kuşkumuz yoktur. Büyük geçmiş olsun diyoruz, onca mücadele dolu yıldan sonra pes etmek yok!

Sayın Hüseyin KAVAZ, artık parti rozetini de taktığınıza göre aktif siyaset zamanı da gelmiştir değil mi? Yılların eğitimcisi olarak siyasette de başarılı olmanız bekleniyor, ama siz yine de çeşitli ayak oyunlarına dikkat edin ki hayal kırıklıkları yaşamayasınız…

Sayın İsmet AKİM, Kıb-Tek’de yaşanan gelişmeleri mercek altına aldığınız ve kısa bir süre sonra detaylı bir açıklama yapacağınız konuşuluyor. Bu arada genel seçimlerde aday olacağınız da konuşulmaya başlandı bilesiniz!