Çok uzun süre önce hizmete açıldı ama…

Bozulan yola yama yapmaktan başka bir şey yapmadılar!

Yamalar arttıkça araçlar daha fazla zıplamaya başladı…

Hele de hızlı sürücüler için büyük risk!

Lefkoşa-Girne anayolunda yüzlerce insan trafik kazasında hayatını kaybetti ama bu yol hiçbir zaman gerektiği kadar ilgi görmedi…

Ortaya bir bariyer bile hala yapmadılar!

Direksiyon hakimiyetini kaybedip de karşı şeride geçip hem de ölümlü trafik kazalarının ardı arkası kesilmiyor…

Giden canlar, akıtılan göz yaşları bile kimsenin umurunda olmadı!

Her geçen zaman ise tehlikeyi daha büyük boyutlara taşıyor…

Eskiden ıssız bir bölgeydi ama şimdi çeşitli yerleşim birimleri yapıldı, insanlar daha fazla bu yola çıkar oldu…

Bırakın çarpışan araçları, yoldan çıkanları, artık bu yolda yayalar ölmeye başladı!

Gerekli kavşaklar yapılmayınca insanlar kendi çarelerini üretmeye başladılar…

Ama tehlikeli ve hiçbir önlem alınmayan yollar bunlar!

Binlerce kişinin oturduğu bölgede artık araçlar için toprak tali yollar yapılmaya başlandı ama kimin umurunda…

Devlet yapmazsa biz yaparız mantığı hakim o da büyük tehlikelere gebe!

Yapılması gerekeni yapmıyorlar ama bir de hız gösteren tabelalar yerleştirmeye başladılar…

İnsanların araçlarında zaten hız gösteren göstergeler var sanki oradan değil de tepeye bakarak hızlarını görecekler!

Bunların sürücüler için sadece birer tuzak olduklarından bile haberleri yok…

Sırf bu bölgede tepedeki hız gösteren levhayı görünce panikleyip frene basıp, sonradan arkadaki araçların tosladığı kazalardan haberleri yok!

Yollarda Allah’a emanetiz…

Bu yüzden tüm inisiyatif biz sürücülere kalıyor!

Daha dikkatli daha yavaş daha sakin olmazsak kaza her an gelebilir…

Ve bunu adı asla görünmez kaza değildir!

(NOT: Kısa bir yurt dışı ziyaretinden sonra Salı günü yine bu sayfada sizlerle birlikte olacağız. Güzel bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle sağlıcakla kalın…L.Ö.)

Çıralı’dan kötü savunma!

Sanayi Odası’ndan çelişkili açıklamalar gelince eski başkan Ali Çıralı devreye girdi…

Onun açıklamaları yeni yönetimi kurtarır mı bilemeyiz!

Ama bize göre kötü bir savunma yaptı…

Her ay KKTC’de kalması gereken 9 Milyon TL yurt dışına gönderiliyormuş!

Bunu hangi verilere göre söyledi onu da bilemeyiz ama…

Gariban işçi takımının harcayacağı parada bile gözleri varsa pes artık deriz!

Üç kuruşa çalışanlar memleketlerine ister 200 Dolar gönderir, ister 400 Dolar…

Bundan kime ne?

Konuştukça batıyorsunuz yani…

Biraz susmayı becerseniz unutulup gidecek çünkü, iki yanlışın bir doğru ettiği nerede görülmüş!

“Zizzi Pizza’ya gitmeyin…”

“Kaçak işçi çalıştıran, öğrenimi için para kazanmaya çalışan genç kadına maaşını bile vermeyen, daha önce de bunu yapan Zizzi Pizza'ya gitmeyerek işe başlayabiliriz. 
Bu genç kız hangi üniversitenin öğrencisi bilmiyorum. Sorun genel.
Bizim üniversitemiz dahil her üniversitede kaçak öğrenci işçi çalıştırılıyor. Devlet üniversitesi kampüsünde kaçak işçi. Kampüs inşaatlarında kaçak işçi. Devlet yok, çalışma bakanlığı yok, sendika yok, vicdan yok, YÖDAK yok, ahlak yok... Butaforistan. Bloğumda bunu yazdım. En azından Zizzi'ye gitmeyin…”

(UlaşGÖKÇE)

“Doktora tezlerine dikkat…”

“Sayın Mustafa Akıncı hazır Rumları bir 50 sene daha bekleyerek zaman harcamak yerine kendi evimizi temizleyip yaşanır kılmayı söyleminiz haline getirdiniz, önce yüksek öğretimden başlasak nasıl olur?

Memleketin en üst makamındaki kişi olarak bugüne dek çalıştığınız, atama verdiğiniz, komitelere yerleştirdiğiniz bütün akademisyenlerin doktora tezlerini (tam metin halinde) temiz akademiye inançlarını belirtmeleri için kamuoyu ile paylaşmalarını isteseniz?

Ne de olsa bilimsel tezler paylaşılmak için yazılır. Bütün bu insanlar her alandaki genci yetiştirmek için her gün sınıfa giriyorlar. Orası ehil ve etikse adayarısı içinde bulunduğu buhrandan kurtulur…”

(Umut ÖZKALELİ)

41 kere maşallah…

Kıbrıs Türk basınının duayen isimlerinden…

TAK Eski Müdürü Emir Ersoy eşi ile birlikte evliliklerinin 41’nci yılını kutluyorlar.

Ersoy, bir kez daha ne kadar romantik ve düşünceli bir eş olduğunu gösterdi.

Pırlanta gibi çocuklar, boy torunlar daha ne ister ki insan bu hayattan?

Nice mutlu Ersoy ailesi…