Dünkü yazımızda sendikalar sussun gençler konuşsun dedik ya…
Bazı sendika başkanları belli ki gücenmiş bu yazıya!
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel de sitem edenlerden…
Dünkü yazımızın altına uzunca bir yorum yapmış, önce onu paylaşalım;
“Bilimsel olan saati hükümet ortadan kaldırdı, bu kadar çocuk öldü hiç bir siyasi istifa etmedi ama sendikalar suçlu?
Yani günlerdir eylem yapılıyor, hükümetin aldığı kararlar yaratılan düzenin devam etmesi ve kaos yönünde yine sendikalar suçlu?
Sendikalar genel grev yaptı Facebook kahramanları oturduğu yerden yine sendikalar suçlu? Siyasi partiler, dernekler, aklı evveller, herkes ötekine sorumluluk yükleyerek en hiç sorumluluk üstlenmeden her şeyin iyileşmesini bekliyor…
Öğrencilerimizi öne sürüp arkalarına saklanan bazı devrimciler!!! Soytarılık yaparken yine de sendikalar suçlu diyor..
Sürekli sendikaları eleştirip yıpratmak istemenin anlamı bellidir. Belli ki birileri tamamen örgütsüz kalabalıklar yaratmak istiyor… Belli ki emek yeniden dönüştürülmek isteniyor.. Bu güne kadar her konuda en çok sendikalar direndi. Sarı sendikalara da en çok sendikalar karşı çıktı…
Sorarım bazı faceebook devrimcilerine, toplumu zarara sokan hangi kararın altında Sendikaların imzası var?
3’lü kararname mi?
Mercedes alınması mı?
Yasalarda adamına göre istisna mı?
Batırılan bankaların parasını halka ödetmek mi?
Denizlerin dağların peşkeş mi?
Yargılanmayan suçlular mı?
En son yaşanılan cinayette çalışma izni olmayan kamyoncu eğer insanlık koşulları altında, güvenceli çalıştırıldaydı, sendikası olsaydı bu gün o CANLARIMIZ YAŞAYACAKTI..
Sapla samanı karıştırmayalım artık …
Sendikaları bilinçli olarak itibarsızlaştırmak isteyenlerin niyeti belli…”
Biraz ağır bir yorum ama saygı duyarız…
Kendi adımıza konuşacak olursak;
Biz sendikacılığın ortadan kaldırılmasını filan isteyen kesimden değiliz!
Aksine şimdikinden daha güçlü olsunlar iktidarlar üzerinde daha fazla baskı unsuru yaratsınlar…
Bizim derdimiz sendikaların olup olmamaları değil, görevlerini kötü niyetle kullanmaları, son eylemde öğrencileri buna alet etmeleridir!
Israrla vurguluyoruz;
Ülkemizdeki sendikalar artık sendika olmaktan çıkmış, siyasi düşünen ve siyasi karar veren kurumlar haline gelmişlerdir!
Samimi değildirler…
Bunun örneklerini geçmişte çok yaşadık!
Sokakta Ankara karşıtlığı yapan sendikalar perde gerisinde iktidarlara ‘gidin Ankara’dan para alın gelin’ demişlerdir…
Bu nedenlerden dolayı bütün sendikaları aklıselime davet ediyoruz…
Her biri demokrasinin birer parçasıdır ve olmazsa olmazımızdırlar!
Ama bu şekilde değil…
Yaz saati uygulamasının devam etmesine biz de karşıyız çünkü akıl ve mantık olmayan bir konudur!
Ama bunu eleştirirken öğrencileri ön saflara yerleştirip bundan rant elde etmeye çalışmak samimiyetsizliktir, art niyetliliktir…
Lütfen sapla samanı karıştırmayın Tahir hocam!
Sendikal hareket bir şeylerin ardına sığınarak Anavatan düşmanlığı yapmak derseniz, işte o zaman size ancak hak veririz…
Ama bunu yarken bile dürüst olmak zorundasınız!
 
 
 
“Çocuklar üzerinden sivil itaatsizlik olmaz!”
 
“Sabah küçük kızıma soruyorum saat kaçta otobüsün seni alacak .
Bilmem ama ne olur ne olmaz her zamanki saatte, saat 7 de hazır olalım .
Otobüs saat 7.30 geldi.
Öğlen büyük kızım aradı.’’Baba biz çıktık otobüsü bekliyoruz. Yalnız diğer okul 40 dakika sonra ders kesimi yapıyor . Bizi 13.40 da alması gereken otobüsümüz diğer okuldaki arkadaşlarımızı da alacağından saat 14.30 da bizi alacakmış.Merak etmeyin’’.
Kusura bakmayın ama çocuklar ve çocukların eğitimi üzerinden sivil itaatsizlik yapılmaz. ve umarım bu durumdan dolayı çocuklarımız bir zarar görmez.
Hükümette erk ise gereğini yapar…”
 
(Hakan ORAN)
 
 
“Tuhaf bir mantıksızlık!”
 
“Bugün kızım Yaz, cinayet gibi kazadaki arkadaşlarına destek ve adada çagdaş, demokratik ve adil bir yaşam için eyleme katıldı.
Başından geçen bir durumu bana anlatınca çok canım sıkıldı ve sinirlendim...
Kızımın tanımadığı 40'lı yaşlarda eylemde bulunan kendini bilmez bir şahıs "Senin baban bürokrat; senin bu eylemde ne işin var ?" demesi kadar tuhaf bir absürd mantıksizlık olamaz...
Kendi öz iradesi ile bu eyleme katılan Yaz kızıma hiç kimsenin ama hiç kimsenin bu tür ifade kullanması kabul edilemez. Bu yaklaşım da yoz bir duşünce yapısından başka birşey olamaz ..
Ceviz içi büyüklüğündeki beyinleri esaret ve kira altında olan kişilerin kendi kendilerine bile bir yararı yoktur...
Demokrasi herkese lazımdır…”
 
(Ahmet Muratoğlu)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Hüseyin YEŞİLDAĞLI, belli bir kesimin Başbakanlık önündeki eylemde üzerinize gelmesine aldırmanıza ve dert etmeye hiç gerek yok! Siz sadece vatandaşı değil devleti korumakla da yükümlüsünüz ve herkese anladığı dilden hitap etmek göreviniz! Devlete saldıranlara sarılıp kutlayacak haliniz yoktu elbette!
Sayın Tahir GÖKÇEBEL, sendika sadece devlet memurlarına değil özel sektörde çalışanlara da lazım! Ayrıca ülkeyi memur cumhuriyeti haline getirenler de sendikaların ta kendisidir! Ülkenin tümünü ve devleti kucaklayın sizi omuzlarda taşırız!
Sayın Besim TİBUK, işletmelerinizde çalışan personelin vatandaşlık hakkı kazananları her nedense son imzada takılıp kalıyorlar! Bu konuda onlarca şikayet mesajı yapıldı. Ne yaptınız da hükümetteki bazı kesimleri küstürdünüz bir araştırın bakalım!
Sayın Burhanettin KAYA, ne yaptınız ne ettiniz sonunda yine devletten bir araziyi kaparak hükmet içindeki siyasi gücünüzü de göstermiş oldunuz! Yine de dikkat edin deriz çünkü mercek altındasınız ve son aldığınız arazi de bir takım pürüzler deşifre olabilir! Uyarmadı demeyin olur mu!
Sayın Özer KANLI, sosyal medyada olası bir referandumda ‘evet’ deme kararınız bazı kesimler tarafından ciddiye alındı ve siyasi kulislerde tartışma konusu oldu! Bu yüzden kamuoyunu bilgilendirici bir açıklama yapmak da zul oldu bilesiniz!
Sayın Oktay KAYALP, CTP Mağusa İlçe Başkanı olduktan sonra ilk açıklamanızın belediye konusunda yapılması dikkatlerden kaçmadı! Bu açıklamada niçin kendi imzanızı kullanmadınız o da ayrı bir tartışma konusu tabii ki!
Sayın Ahmet MURATOĞLU, demek ki bu ülkede eğer bir bürokratsanız öğrenci olan çocuklarınızın da her hangi bir eyleme katılması öyle yanlış değerlendiriliyorsa bu eylemlerin artık siyasi olduğu da kanıtlanmış demektir. Sadece gülün geçin deriz!
Sayın Hüseyin ÖZTÖREL, CTP Parti Meclisi üyesi olarak Başbakanlık önündeki eylemlerden dolayı Lefkoşa’da bir restoranda yemek yerken tutuklandığınızı öğrendik! Büyük geçmiş olsun diyoruz…
Sayın Serhat AKPINAR, GAÜ okullar grubunda dövizi sabitleme kararınız memnuniyetle karşılandı! Bu karar bir aylık da olsa en azından öğrenci ve veliler rahat bir nefes alacak! Artık darısı diğer okulların başına!
Sayın Hasan SUNGUR, madem ki son yaptığınız açıklamalara sendikalar da tepki göstermeye başladı demek ki doğru yoldasınız demektir! Onlar her nedense kendi gibi düşünmeyenleri eleştirmekten öte bir şey yapmıyorlar son zamanlarda!
Sayın Ersan SANER, bakanlığınıza bağlı Çalışma Dairesi’ne 7 aydır müdür atanmadığını üzülerek öğrendik! İşlerin randımanlı yürümesi için daha fazla gecikmeden şu atamayı ir gerçekleştirseniz diyoruz!
Sayın Erkut ŞAHALİ, eski hükümet döneminden tek bir siz özür dileme cesareti gösterip vatandaşın taktirini kazandınız! Diğer bazı arkadaşlar hala zeytinyağı gibi su yüzüne çıkmaya çalışıyorlar değil mi!
Sayın Serdar DENKTAŞ anlaşılan o ki bu süreçte ne papaza ne de hocaya yaranamayacaksınız gibi görülüyor. Maaş kesintisi dersiniz var, maaşlara zam dersiniz başka vay! Ağzınızla kuş tutsanız bu topluma yaranamazsınız artık!
Sayın Dursun OĞUZ, yaşanan son gelişmeler sanki de kabinede değişikliği de önlemiş oldu. Parti kurmayları yeni bakanlıkların başka bahara kaldığını söylemeye başladı, ne büyük talihsizlik değil mi!
Sayın Hasan Nihat ERDURAN, ülke genelindeki miyadı dolmuş yolları müşavirlik  döneminde gündeme getirmeniz manidar karşılandı! Ha keşke bunları bir rapor halinde görev başındayken kamuoyuna açıklasaydınız değil mi!
Sayın Tamay SOYSAN, Salı günü gerçekleştiren eylem ve grevde en az katılımın sizin sendikadan olduğu iddia ediliyor! Yönetim kurulu olarak konuyu masaya yatırmanız ve yeni bir değerlendirme yapmanız öneriliyor!