Hep bu Pembe Behçetoğulları kardeşimin yüzünden. Tam son eserimi tamamlayıp tashihçinin ellerine endişeli bir şekilde teslim eden mailin gönder tuşuna huşu içinde basıp akşam serinini karşılamaya hazırlandığım esnada, Facebook ablamızdan zırt zırt sesleri geldi. Kardeşim kritik bir soru soruyordu:
“Nerden çıktı bu Ozan Ceyhun gene? Kanal T'de gördüğüm kişi o değil mi? Ali Bizden sen bilirsin, KKTC vatandaşı mı bu kişi?”
Haliyle “ben bilmem Google Amcam bilir” deyip “ozan+Ceyhun+kktc+vatandaşlık” yazıp yokuşa sürdüm. KKTC kimlik numarasını bulup YSK sayfasına ilerledim. Kutucuğun içine numarayı özenle yerleştirdim. Hoopp… Oy kullanacağı yer “Girne 23 Nisan İlkokulu”. Devlete bayrağa hayırlı ve uğurlu olsundu!
“GLOBAL” DÜNYA
Mevzu, Ceyhun’un katıldığı televizyon programında TC kökenlilerin TC kökenli adaylara oy vermesi yönünde yaptığı çağrıydı. İzlemedim.
Ozan Ceyhun’a özel bir sempatim olmamakla birlikte özel bir antipati beslediğim gerçekti.
Twitter marifetiyle birkaç polemiğimiz olmuş, bir süre önce kendileri o ortamlardaki tartışmaları sağlıklı bulmadığını ifade buyurduklarında, gerçek hayatta tanışıp tartışma niyetlerimizi karşılıklı beyan ederek düelloya ara vermiştik. PARTY TIME iyi bir zemin olabilirdi. Davet ettim kırmadılar.
Kendi ifadelerine göre, evvela programı sormuşlar, belli ki olumlu şeyler söylenmiş ki tam 8 buçuk dakika kadar önce teşrif ettiler.
Beyaz bir tişört ve kot bir pantolonla geldiler stüdyoya. Allahtan Yazı İşleri Müdürümün özel sipariş special dürümünü yerken frakımın üzerine yağ damladı da papyona gölge düşmesin diye üzerimi değişip kostüm dolabından gri bir tişört giymişim, yoksa mahcup olabilirdim.
Kaybedecek zaman yoktu, doğrudan konuya girdim.
Hem Almanya, hem Türkiye hem de KKTC vatandaşıydı. Üç ülkede oy kullanmak nasıl bir duyguydu?
Bu durumun dünyanın globalleşmesiyle birlikte düşünülmesi gerektiğini ifade ettiler cevaben. Uçakların bizi kıtalar arasında taşıdığı bir çağda farklı düşünmemiz gerektiğini söyleyip üçten fazla ülke vatandaşı ve seçmeni olan arkadaşları olduğunu ifade buyurdular.
Yurt dışında olduğu için oy kullanamayacağını tahmin ettiğini, lakin Girne 23 Nisan İlkokulu’nda oy kullanacağını öğrendiğini söyleyen Ceyhun, büyük ihtimal 28 Temmuz Pazar günü sandığa gideceğini açıkladı.
AYSU KAYACI’YI ANDIK
Ara ara uğradığı bir ülkede oy kullanacak olmasını yerinde bulmadığımı söylediğimde meselenin Aysu Kayacı’ya geleceğini PARTY TIME konsepti bile öngöremezdi.
“Ortalıkta seçmenim diye gezip oyunu satanlardan çok daha bilinçli bir seçmenim” diyen Ozan Ceyhun’a sert bir bakış atacaktım ki, o esnada dediklerini L tuşu eksik bilgisayar marifetiyle sosyal medyada paylaşma gayreti içinde olduğumdan fırsatı kaçırdım.
Hayranları hatırlayacak, çağdaş filozortlardan Aysu Kayacı “Benim oyumla bir çobanın oyunun eşit değerde olması doğru değil” demişti de magazin sayfalarından politika sayfalarına düşmüştü. Dilimi tutamayıp hatırlattım ve ilk komplimanımı aldım: “Ali Bizden aynı şey olmadığını biliyor!”
Bu kompliman beni durduramazdı, devam ettim: “Seçmen bilinçsiz deyip, hediye vatandaşlıklar dağıtıp bilinçli seçmen mi ithal edelim” diye soruverdim. Kendi KKTC vatandaşlığının hediye vatandaşlık olmadığını düşünüyordu.
KKTC vatandaşlığı iptal edilirse üzülüp üzülmeyeceği sorusuna yanıtı netti: “İnsan çok değer verdiği şeyleri kaybederse üzülür elbette. İptal edilirse yasal haklarımı ararım ve asla affetmem”.
CANAN ÖZTOPRAK KARIŞTIRMIŞ
Nasıl KKTC vatandaşı olduğunu sormadan geçmedim elbette. CTP iktidarı döneminde başbakan Ferdi Sabit Soyer ile Mustafa Yektaoğlu’nun kendisini vatandaş yapmayı gündeme getirdiklerini hatta, dönemin bakanlarından Canan Öztoprak’ın “Bakanlar Kurulu’nda karar geçirdik, sizi KKTC vatandaşı yaptık” dediğini söyledi Ceyhun. Ama yapmamışlar. Zaten CTP onursal üyelik meselesi de vardı. O hikâye daha mühim. Anlatayım müsaadenizle.
Alman SDP ile CTP’nin işbirliği çerçevesinde iki üyenin karşılıklı olarak üye yapılması projesinin bir parçası olarak Ceyhun’un CTP üyesi, Mustafa Yektaoğlu’nun bir Alman kasabasından SDP üyesi yapılması gündeme gelmiş. Vatandaş olmayanların CTP üyesi olması mümkün olmadığından “Onursal Üye” payesi icat edilmiş. Almanya açılımı projesi de o kadarla kalmış.
KİFAYETSİZ TÜRKÇEM…
Mevzu TC kökenlilerin TC kökenlilere oy vermesi için yaptığı çağrıya geldi. Adını karıştırmak arzusunda olmadığım programcının “Türkçesinin yeterli olmadığı”nı söyledi. Acayip irkildim. Benimki yeterli olacak mıydı? Nihayetinde bir Kıbrıslıydım, o ise orijinal Türk idi.
“TC kökenlinin halinden TC kökenli anlar” dedi. Şimdiye kadar mecliste yer alan TC kökenli vekillerin de TC kökenli seçmenin halinden anlayıp anlamadığını sordum. Ceyhun cevaben, TC kökenli olmanın bir vasıf olmadığını söyledi. Belli ki vaziyet PARTY TIME’ı aşıyordu! “Köken meselesini bir yana bırakıp bu kişilerden 3-4 tane düzgün insan seçilmeli” diyen Ceyhun’a ne diyebilirdim? Türkçem kifayetsiz kaldı.
Allahtan Ceyhun da 1919’da Bursa’da dünyaya gelen Müzeyyen Senar’ı seviyordu. 3 çeyrek geçmişti. VIP davetlilerimiz de vardı. Kendilerini Senar’dan Fikrimin İnce Gülü şarkısı ile yolcu ettik: “Fikrimin ince gülü / kalbimin şen bülbülü / o gün ki gördüm seni / yaktın ah yaktın çapkın beni.”