Şartlar gün geçtikçe daha da sertleşiyor, yaşamsal fonksiyonlarımız gün geçtikçe zayıflayıp bizi daha da dibe çekiyor. Elimizi uzatıp tutunmaya çalıştığımız her şey ellimiz de kalıyor, bizi bile isteye yavaş yavaş, işkence masasında ki mahkumlar gibi, akla gelen her türlü yöntemle zorluyorlar. Bir farkla! biz o masada bağlı değil, boş vaadlerle uyuşturulmuş zihinlerle yatıyoruz.
* * *
En basit matematiği yapamayanların oturduğu koltuklar da, yönetilen biz mahkumlar, süt ve biranın uyuşuk zihinlerle aritmetiğini yapıyoruz. Günü birlik açıklamaların, hedefinden çok uzak, anlamı kendiliğinden olmayan konulara yönelmemizi sağladığı aşikar.
* * *
Biranın fiyatı değil mevzu, ve de sorulacak soru, esas soru süt niye o fiyata? ya da bir paket sigara niye pahalı diye bir sorum yok mesela, ancak bir ekmek niye bu fiyatlarda? Ve bir diğer soru da, bu makamlara gelenler halen bu halk tarafından niye seçiliyor? Anlamalıyız hangi partiye oy verdiğin değil artık sorun, sorun niye bu yaşamı kendine laik görüyorsun?
* * *
‘’Çok şükür bir devletimiz var, bu sorunlar çağımızın hastalığı diyenlerin!’’ devlet nedir bilmedikleri ne kadar bariz. Bu gün Kıbrıs Cumhuriyetinin kapısını çalıp egemen bir devlet olarak mı, yakıtını alamadığın santralin durduğunu ve size enerji gerektiğini talep ettiniz mesela? Bunu çok merak etmekteyim, başınız sıkışınca çaldığınız o kapılar günü gelince, beceriksiz demokrasilerinizi ekarte edebilmek için, yaptığınız hiç bir anlamı olmayan açıklamalarla, hiçe saydığınızı da özürlerle iletiyor musunuz?
* * *
Sizler sory, sayın sizler, nerenizden tutsak elimizde kalıyorsunuz, bizi bu bataklıktan sizler nasıl çıkaracaksınız? Hiç bir ideale bağlanmayan egonuzun, biz halkları aydınlığa çıkaramayacağı aşikarken, daha da dibi olmayan bu sosyal ekonomik savaş durumunun, her geçen gün daha da kötüleştirmekte üstünüze yokken, kendi vicdan ve ahlakınız rahatsız olmuyor mu?
* * *
Bu kurduğunuz içi boş sistemi neresinden tutalım sn siz seçilmişler, her tarafı çürümüş, her tarafın küf içinde, her tarafı peşkeş çekilmiş, sağlık, eğitim, sanat, kültür ve de tüm siyaset hepsi gitmiş. Şimdi bir kez daha soruyorum. Neresinden tutalım?
Behiç Anibal….