Aslında memleket çok küçük, çevre de geniş olunca bu tür yazılar biraz sıkıntılı oluyor…

Sıkıntı da genelde karşı taraftan geliyor!

Dostuz ahbabız ya, sonu kırgınlıklar bile olabiliyor…

Anlayan anlıyor, anlamak istemeyen de tavrını hemen koyuyor!

Ama işte bir köşe yazarı yazmayıp da içine atarsa bunu fazla taşıyamaz…

Eninde sonunda, biraz da yumuşatarak bir şekilde yazar ve en azından içinde kalmaz!

Bu yazı da bu türden…

Kimseyi kırmak filan değil amacımız!

Kendimize göre doğra olanları yazmak…

Ve sonunda kamuoyunun taktirine bırakmak!

Şu anda devlet kurumlarında bürokrat olan arkadaşların belki de yüzde 90’nı tanırım…

Memleket küçük dedik ya bu da gayet normal!

Ama bir rahatsızlığım var işte…

Devlette görev alıp da siyasi partilerin birer amigosu olmaları!

Doğrusu devlet işleri ile parti işlerinin birbirinden ayrılması…

Ama biz beceremedik bir türlü işte!

Devletin en üst kademelerinde sırf parti rozetleri nedeniyle bulunuyorlar…

Bunların devlet işlerine siyaset karıştırmamaları mümkün mü!

Kim dese ben de yalan derim…

Şu partililik var ya, bir kere o izin vermez!

Çünkü dairelerde önce partili sonra konu komşu daha sonra da sokaktaki insanın işi olur…

Bu bizde artık vazgeçilmez bir gelenek haline gelmiştir!

O yüzden bugün bir zamanlar dillere destan olan kamu reformunu kaleme almak istedik…

Herkesin istediği, daha doğrusu siyasilerin sözde istediği kamu reformu!

Bu konuda yıllar önce İngiltere’den bile destek aldık ama…

Sonuç tam bir hayal kırıklığı!

Tüm siyasi partiler iktidar olmadan önce hep birinci sıra koyuyor ama gelin görün ki bir türlü geçmiyor, geçemiyor…

Gerekçe gayet basit;

Kasaba politikacılığına öyle alışmışız ki kimsenin işine gelmiyor!

Çünkü o zaman kamu gerçekten vatandaşına layık bir kamu olacak…

İktidar olan siyasi partiler devlet içinde istedikleri gibi at koşturamayacak!

Kural nizam gelecek, disiplin gelecek…

Kimin işine gelir ki bu!

Bu devletin üst makamlarında oturanlar…

Halkın bu devlete inanması, güvenmesi ve sahip çıkması için öncelikle bir türlü hayata geçirilmeyen kamu reformunu hayata geçirecek!

Çünkü kamu reformuyla tabi ki o da doğru dürüst yapılırsa her birey kamu aynı eşit haklara sahip olacak…

Bu da kaybolan güveni geri getirecek!

Devlet kadroları siyasi erkler tarafından gereksiz şişirilmeyecek…

Siyaset neredeyse kamuda hiç olmayacak!

Çünkü bu devleti siyasiler değil sadece ve zadece yasalar yönetecek…

Özellikle gençler için hayati olan istihdamlar parti rozetine ya da keyfi olmayacak, her bir genç istihdamlar konusunda eşit sayılacak!

Adı üstünde işte…

Hem kamuya hem de ülke geneline reform gelecek!

Onun içindir ısrarımız…

Sokaktaki insanlara tek tek sorun lütfen!

Kamu düzeninden memnun olan neredeyse tek bir insan bile bulamazsanız…

Hatta kamuda çalışanlarların geneli de partizanlıktan ve adam kayırmacılıktan bıkmış, bir an önce kamu reformunun yapılmasını beklemektedir!

Eşitlik ve adalet için…

Siyasi bir partiye mahkum kalmamak için!

Siyasiler bundan neden korkuyor ki…

Devlet işleyişini çağ dışılıktan çıkarıp modern bir yapıya kavuşturmak kesinlikle yine kendi yararlarına olacaktır!

Denesinler ve görsünler…

Tatar’ı biraz rahat bıraksanız…

Severiz ya da sevmeyiz…

Kimimize açıklamaları komik de gelebilir ama!

Son günlerde yapılan eleştiriler amacından epey çıktı…

Hakarete kadar varıyor!

Sonuçta bu ülkenin Başbakanıdır…

Seçilmiştir ve halkın iradesi ile o makamda oturmaktadır!

Sevmiyorsak saymak zorundayız…

Sadece onu değil diğer makamları da!

Tatar gayet hoşgörülü ve içindekini dışa kolay vuran birisi…

Ama görüyoruz ki sadece bazı belirli çevreler değil kendi parti içinden birileri de işini zorlaştırmak için her türlü yolu deniyor!

İşin garibi önünde el pençe divan duranlar arkadan vurdukça vuruyor…

Ne medet umuyorlarsa artık!

MERAKLI KÖŞE?

Banka yönetimleri niye atanmıyor!

İkisi de hem devletin hem de bu ülkenin en büyük bankalarından…

Saygınlıkları ve güvenilirlikleri ortada!

Ancak ne yazık ki 3 aya yakın bir süredir Vakıflar Bankası ile Koop-Bank’ta yönetim kurulları atama krizinden dolayı sıkıntı yaşamaya başladılar…

Bu konuda Merkez Bankası’nın fazla seçici olduğunu biliyoruz ama onlar da işini yapıyorlar!

İyi de hükümet ortakları bu yönetim kurullarına işin ehli insanları bulamıyor da mı atamalar gerçekleşmiyor yoksa perde gerisinde bilmediğimiz bir takım siyasi çekişmeler mi var…

Şu anda her iki bankada da para yatırma ve çekme işlemi dışında neredeyse tüm hizmetler durmuş vaziyette!

Yasal mı?

Turizmde bir takım kıpırdanmalar var…

Bakan Üstel hem turist sayısı hem de uçak seferlerinin artırılması için yoğun çaba sarf ediyor!

Bu konuda THY ile ilişkiler de tabi ki çok önemli…

Üstel yeni bir girişim başlatılacağını açıkladı!

THY çatısı altında North Cyprus adlı bir şirketin kurulacağını ifade etti…

Bu konuda fazla detaya sahip değiliz ama dün bazı hukukçu arkadaşlar Bakan Üstel’i uyarmamızı istedi!

Böyle bir şirketin yasal olup olmadığı konusunda…

Onun içindir Üstel bu konuda ince eleyip sık dokumalı ve yasal engellere takılmamalıdır!

MESAJ KUTUSU

Sayın Necdet OSAM, İskele’de DAÜ’ye ait 200 dönüm arazinin Türkiye’den bir üniversiteye tahsis edildiği yönünde mesajlar almaya başladık.Birileri de bu işin peşine fena halde düştü haberiniz olsun istedik! Ha keşke bu tür arazilere kendi üniversitelerimiz yatırım yapsa değil mi?

Sayın Ersin TATAR, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayacağınızı kesin bir dille açıklayınca aday adayları bir bir ortaya çıkmaya başladı. Bu arada aday belirleme yöntemine de gecikmeden karar verin ki siz de kurtulun aday olacaklar da!

Sayın Hasan SUNGUR, Ilgaz köyünde bir müteahhitle önce anlaşıp sonra başlanan inşaatı yıktırmanız karşı tarafla aranızı epey açacağa benziyor. Zira kızgın vatandaş birkaç güne kadar tüm evraklarını toplayıp yanımıza geleceğini söyledi, haberiniz olsun istedik!

Sayın Metin BİLMEM, mahkumlar aileleri tarafından yıkanıp ütülenen giysilerinin nedense ellerine patates çuvalı gibi teslim edildiğinden şikayet eden mesajlar gönderiyorlar. Bu konuda ilgili arkadaşları uyarırsanız o kadar emek de heba olmaz değil mi?

Sayın Ünal ÜSTEL, aylardır marketlerin poşet maliyetlerinin vatandaş tarafından ödendiğini ve bunun da büyük haksızlık olduğunu biliyor muydunuz? Böylelikle hem naylon poşetleri bedavaya getiriyorlar hem de vatandaşın üzerinden kendi reklamlarını yapıyorlar!

Sayın Erdinç AKGÜR, uyarılarımızı dikkate alıp sosyal medyada parti amblemli profil resminizi değiştirdiğiniz gayet yerinde oldu. Zira bu sıralar size yüklenmek için epey fırsat kollayanlar olacak. Temkinli olmakta yarar var tabi ki…

Sayın Mehmet BURHAN, müsteşarlığınız döneminde size sunulan bir çocuk oyununu uygun bulmayıp geri çevirdiğinizi duyduk. Demek ki tiyatro demekle sadece sanat değil etik kurallar da ön planda oluyor değil mi?

Sayın Kubilay ÖZKIRAÇ, Kıb-Tek’te sendika olarak süresiz grev kararı ürettiniz ama tarih belirtmeyince sanki de biraz havada kaldı gibi geldi bize! Yoksa bir takım pazarlıkların neticesini mi bekliyorsunuz ya da bilmediğimiz başka şeyler mi var acaba?

Sayın Derviş CANALTAY, Koop-Bank’a atamanız gerçekleştiği halde bu kez de Vakıflar Bankası yönetim kurulu üyeliği için adınızın geçtiği konuşuluyor. Yani ikisi de bu devletin bankası olduğu için bu kararsızlık niye!

Sayın Yasemin ÖZTÜRK, öyle bir komitenin başkanlığına getirildiniz ki önümüzdeki süreçte bütün gözler sizin üzerinizde olacak. Aynı zamanda bir hukukçu olarak dengeleri korumak en büyük sorumluluğunuz olacak, kolaylıklar dileriz…

Sayın Bertan GÖRÜŞ, reklamcılık sektöründeki başarılı çalışmalarınız bilinmekle beraber Diren Hellimleriyle ilgili reklam projesi 2019 yılının en başarılı reklam kampanyası ödüllerine çoktan aday olmuş bile. Sizin gibi başarılı gençlerin yetişmesi bizler için de büyük gurur kaynağı oluyor. Başarılı çalışmalarınızın artarak devamını dileriz.