Kirlenen basından en fazla şikayet edenlerin başında geliriz.
Hele de teknoloji inanılmaz bir hızla geliştikçe daha önceleri nasıl ‘silah icat oldu mertlik bozuldu’ diye sözler söylenmişse şimdi bunu ‘teknoloji geldi basında mertlik bozuldu’ diye değiştirmek mümkündür.
Sonuçta basındaki bozulmanın en büyük etkenlerinden birisi basının başında basından gelenlerin değil, patronların bulunmasıdır.
Ne gariptir ki son 10 yılda Türkiye’deki basındaki değişim KKTC’ye de sıçramış ve gazetecilerin yöneten değil yönetilen olduğu bir süreç yaşanmaya başlamıştır.
Bunun da en büyük nedenlerinin başında maddi yetersizlikler gelmektedir.

Bugün yazıya yine şikayetle başladık ama yazının geneli aslında karamsarlık değil, aksine umut veren gazete başlıklarıdır.
Örneğin REALİST olmasa bu ülke insanı geçtiğimiz hatalarda hem doktor hem de vekil olan bir siyasinin sahte hasta raporu yazdığını öğrenemeyecekti.
Hoş, yazdı da ne oldu diyebilirsiniz!
Çok da haklısınız ama, bunun yazılması, kamuoyunun bilgi sahibi olması ve vatandaşa melek gibi görülmeye çalışanların aslında hiç de öyle olmadığının deşifre edilmesi bakımından önemlidir.

Dün de AFRİKA ve HABERAL KIBRISLI gazetelerinde çok önemli iki haber manşetlerdeydi.
Geçtiğimiz hafta Koop Bank yönetim kurulu üyeleri görevlerinden istifa etmiş ve istifa nedeni olarak ilgili sendikanın tutumunu göstermişlerdi.
Ama sendika bu konuda hiçbir açıklama yapmayınca konu kapandı ve CTP de yeni yönetim kurulu üyelerinin yeniden belirleneceği açıklamasını yaptı.
Oysa durum çok farklıymış ve kamuoyu dün bunu AFRİKA Gazetesi’nden öğrendi…
Meğerse perde gerisinde neler yaşanmış, yönetimin üzerine nasıl bir baskı uygulanmış ve yönetim de nasıl dik durup baskıları kabul etmemiş ve istifayı basmış!
İşte onun için iyi ki gazetelerimiz var!

HABERAL KIBRISLI Gazetesi’nin dünkü manşet haberi de ibret alınacak olayların başında geliyordu.
Habere göre, 12 çalışan sırf İhtiyat Sandığı’nın açtığı münhal sınavlarına katıldı diye Limasol Türk Kooperatif Bankası’nda görevden alınmış ama gerekçe olarak da ‘performans düşüklüğü’ gösterilmişti.
Eğer bu haber gazetenin manşetine taşınmasa biz de 12 çalışanın performans eksikliğinden işten durdurulacağına inanacak ve sonuçta özel sektördür, performans göstermeyen çalışan niçin tutulsun diyebilecektik…
İyi ki gazete bu haberi manşetine taşıdı ve asıl işten durdurmaların devlet sınavlarına katılımdan olduğunu deşifre etti…
İyi ki gazetelerimiz var!

Peki bunları niye gündeme getirme ihtiyacı hissettik?
Gayet açık!
Önceki gün Başbakanlığın tüm devlet dairelerine gönderdiği ‘gazete alımını azaltın’ genelgesine ses seda çıkmadığı için!
Oysa biz Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’ndan bu konuda bir açıklama beklerdik…
Demokrasiye en fazla değeri verdiğini bildiğimiz, ya da bize yıllarca böyle yutturulan CTP döneminde gazetelerin alımının kısıtlanmasının sebebi nedir?
Eğer tasarruf ise peki devlet niçin 6 televizyon kanalına her ay 30 bin TL gibi müthiş bir rakam uydu katkısı yapmaktadır?
Bu bir çelişki bir tezat değil de nedir?

Bir sitem de tabi ki günlük olarak yayınlanan 16 gazetemize ve onların yöneticilerinedir;
Hükümet gazete alımlarını kısıtlarken onlardan bu konuda tek bir ses gelmemesi, ya da görmemezlikten gelinmesi de yenilir yutulur bir şey değildir…
Zaten gazetelerin bir çoğu, bir takım büyük şirketler tarafından ambargoluyken şimdi buna devletin de alet olması, gazete alımlarının en aza indirilmesi başka bir ülkede değil KKTC’de olmaktadır.
Yok onlar devekuşu gibi başlarına kumun altında tutmayı yeğliyorlarsa da gün gelir bunun da sonuçlarına katlanmak zorunda kalırlar…
Ama son pişmanlık fayda etmez!

CTP, İskele’de fena karıştı!

CTP-BG İskele Belediye Başkan Adayı Çağın Coşkuner’in adaylıktan çekildiği öğrenildi.
DP’li ve CTP’li bazı yetkililerin Alanlı’nın desteklenmesi için çalışma başlattığı yönde basında çıkan haberlerden sonra Coşkuner’in adaylıktan çekildiğini partisine bildirdiği ve dün toplanan CTP-BG MYK’sının Coşkuner’i kararından vazgeçirmeye çalıştığı ama başaramadığı iddia ediliyor.



MESAJ KUTUSU

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, Lefkoşa’dan kakıp Ziyamet’e kadar karı-koca küs olan bir aileyi barıştırmaya gittiniz. Elbette en doğal hakkınız ama bunu devletin makam aracıyla yapınca bölge halkının gözüne battı bilesiniz.


Sayın Çağın COŞKUNER, İskele belediye başkan adaylığından geri adım atmanız en doğal hakkınızdır. Bazı parti yetkililerinin ihanet ettiği bölgede doğru olanı yaptınız. Dik duruşunuzdan dolayı tebrik ederiz…

Sayın Ersin TATAR, parti burada seçim bunalımında siz eşinizle birlikte Türkiye’de Güneydoğu turunda. En iyisini yapıyorsunuz. Midyat’ta gümüşçüler çarşısına uğramadan gelmeyin sakın!

Sayın Hasan SERTOĞLU, belediye başkan adaylığından geri çekilmeniz KOP nedeniyle mi yoksa ittifak bozuldu başkanlık tehlikeye girdi diye mi? Gerekçeniz ne olursa olsun en doğru kararı verdiniz.

Sayın Halil ORUN, anketlerde hala birinci durumdasınız. CTP-DP ittifakı da size yarayacak gibi gözüküyor. Zira bazı DP’liler Alanlı’ya diş bilemeye başladılar.

Sayın Sami DİLEK, Lefkoşa’da meşhur bir kebapçı aradı tam iki aydır 585 TL olan alacağını bir türlü tahsil edememekten şikayet etti. Muhasebeye bir sorun bakalım gecikme neden yaşanıyormuş!

Sayın Kemal Deniz DANA, LTB başkan adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Tansiyon hastası olmanıza rağmen bu teklifi kabul etmeniz büyük bir özveri. UBP camiası size sahip çıkarsa Kadri beyi fena halde sıkıştıracaksınız demektir…

Sayın İlkin YOĞURTÇUOĞLU, İhtiyat Sandığı sınavlarına katıldı diye 12 çalışanınızı kapı önüne koymanız sizin gibi köklü bir bankaya hiç yakışmadı. Önce özürlü bir çalışan sonra 12 kişi, bunun bir açıklaması olmalı değil mi!

Sayın Hürrem TULGA, hipermarketler konusunda yaptığınız açıklamada yerden göğe kadar haklısınız ama bunların seçim öncesinde siyasi partilere yüklü meblağlar ödediklerinden haberiniz yok derseniz biz de inanmayız!

Sayın Mine GÜRSES, Kürkçü dükkanına hoş geldiniz şeref verdiniz. ABD’de geçen üç haftadan sonra adaya intibak etmeniz biraz zor olacak ama birkaç güne kadar alışırsınız değil mi?

Sayın Oya TALAT, Çorum’dan bol miktarda leblebi getirdiğiniz söyleniyor. Renkli ve şekerli olanlarından bir kenara ayırırsanız seviniriz. Sadrazamköy’deki mangal teklifinizi de unutmuş değiliz bilesiniz…

Sayın Atilla ATAKANLI, UBP Dikmen belediye başkan adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Yüksel beyi zorlayacak adaylardan birisiniz. Bire bir çalışma yaparsanız şansınız hiç yok değil…

Sayın Semra EREL, İş Kadınları Derneği Başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Umarız erkeklerin yapamadığını başarır ve iş dünyasına yeni bir nefes olursunuz.

Sayın Metin ATAN, Antalya’dan eliniz boş ve nahoş döndüğünüzü üzülerek öğrendik. Demek ki ne varsa KKTC sınırları içinde var değil mi?



Günün Fıkrası

Karyola fabrikatörü


Sonradan görme bir işadamı, arkadaşlarına Paris' te yaşadıklarını anlatmaktadır:
- Tek kelime Fransızca bilmediğimi biliyorsunuz. Kaldığım otelden çıkınca bir fıstıkla karşılaştım. Hemen kaynaştık. Kağıda bir araba resmi çizdim, hemen anladı. Bir taksi tuttuk ve şehri gezdik.
Sonra üzerinde yemek olan bir masa resmi çizdim. Onu da hemen anladı. Çok lüks bir restoranda nefis bir öğle yemeği yedik.
Kahveleri ısmarladığım sırada, kağıt kalemi aldı ve bir karyola resmi çizdi. Ne akıl ama, değil mi? Tek sözcük konuşmadan benim karyola fabrikatörü olduğumu nereden bildi dersiniz?