Ülkemizde yaşananlara biraz geriden bakacak olursak her kafadan bir ses çıktığını görürüz. Bir yetkili bir şey söyler bir başkası başka bir şey. Neredeyse işimiz sadece konuşma. Bir araya gelerek konuşmak ve gereğini yapmak yerine ayrı yerlerde konuşuyoruz. Toplantı yapıp konular değerlendirileceğine, basın yolu ile iletişim kurulmakta. Biri konuşur bir şey söyler, diğeri açıklama yapar başka bir şey söyler. İcraat yok. Netice sıfır. Halk da neler olduğunu anlamaya çalışır. Ülkemizde binalar yapılırken ısınma ile ilgili yeterli tedbirler alınmıyor. En son moda ise evlere şömine yapmak. Şömine yapmayanların bir kısmı ise evin ortasına bir odun sobası kurar ısınmak için. Peki ısınmak için yeterli odun var mı? Kimileri bir şekilde odunları satanlardan alırken, bir kısmı da kendi başının çaresine bakmaya çalışıyor. Kendi odununu kendi temin etme yoluna gidiyor. Basından izliyoruz. Ağaçlar kökünden kesilerek ihtiyacı olanlara satılıyor. Bunun bir nizamı intizamı ve izni var mı? Mutlaka var. Ama dinleyen ve uygulayan var mı? Haberlere göre yok. Ağaç kesme bilinçli ve ehil kişilerce yapılmalı tabii ki izinli de olmalı. Basındaki haberlere göre adanın çeşitli bölgelerinde izinsiz ve kaçak olarak ağaç kesiliyor. Bu işin ticaretini yapanlar dağda bayırda nerede bir ağaç varsa onu para görmektedirler. Çoğu zaman iyi ısı verdiğinden zeytin ve harnup ağaçları tercih ediliyor. Ağacın kuruyan yerini kesmek yerine ağaç kökünden kesilmekte. Yanlış olan da bu . Dikmen ile Hamitköy arasındaki bir vadide tek bir okaliptüs ağacı var. Minare boyunda idi. Avla ilgili bir anlatı yaparken bu tek okaliptüse göre doğusunda veya kuzeyinde gibi tarifler yaparız. Ne oldu? Geçen yıl bir baktık minare boyundaki ağaç kesilmiş. Bereket ki kökten değil. Üç metreye yakın bir boy üstünden. İzinsiz yapılan bu kesimleri önlemek mümkün mü? Bence mümkün. Bu konudaki yetkililer işi sıkı tutup gerekli kontrolleri yaparlarsa kaçak kesim yapanları bulabilirler. Bunu yapmanın zor olduğunu sanmıyorum.