Devlet, güçlü olmalıdır.

Halkının ihtiyaçları söz konusu olduğunda, sosyal devlet olmanın sorumluluğunu her kurum üstlenmelidir.

Hastane yangını, bazı konuların daha cesur konuşulmasının önünü açacak.

Yangınla birlikte, özel hastaneler çok konuşuldu.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi, KKTC kaynaklı bir sermaye olarak üzerine düşeni yaptı ve kenara çekildi. Reklama dökme ihtiyacı duymadı!

Türkiye sermayeli Kolan Hastanesi de ilk refleksle, insani sorumluluğunu yerine getirdi.

Ancak, süreci bir reklam unsuru olarak kullanmaya başladı desek mübalağa etmiş olmayız. Sayın Başbakan ile çekilen fotoğraflar, Sayın Sağlık Bakanı’nı makam koltuğuna oturtup, krizin Kolan Hastanesi’nden de yönetildiğinin paylaşılması, Kolan Hastanesi Başhekimi’nin acil tüm hastalara ücretsiz bakıldığını söylemesi ama birkaç cümle sonrasında ise ‘’gerçekten acil’’ olanlara ücretsiz bakılacağını vurgulaması…

Hepsi ama hepsi, durumdan vazife çıkarma bilinçaltı davranışının acemice birer örnekleri gibi.

Bunu geçelim.

Konumuz, halkımızın zaten kamudan verimli alamadığı sağlık hizmetini, hastane yangını ile iyiden iyiye alamayıp, doğrudan ya da dolaylı olarak özele mahkum edilmesi konusuna.

Peki nasıl çözülecek bu konu?

Sihirli bir değnek yok elbette.

Ama çıkar yollar var!

Nasıl peki?

Sosyal Sigortalar Dairesi üzerinden.

Peki nasıl olacak bu?

Serbest çalışan hekimleri de sisteme dahil ederek.

Şöyle ki,

Sosyal sigortalı bir hasta, hatırı sayılır miktarda ilaç kalemini, serbest çalışan hekimler tarafından reçetelenmesi durumunda, sosyal sigortalardan karşılayabiliyor. Sadece yüzde yirmi katkı payını ödüyor.

Üstelik bunu ayda iki defa yapabiliyor.

Dahası, Sosyal Sigortalar Dairesi, 1 Mart 2020 itibari ile, serbest çalışan hekimlerin reçetelerini elektronik ortama taşıdı.

Yani, serbest çalışan hekimlerin sigortalı hastalara yazdıkları ilaçlar artık yüzde yüz takip edilebilecek ve kayıt altına alınabilecek.

Çok güzel bir altyapı hazırlandı.

Şimdi ne mi olmalı?

Sosyal sigortalar Dairesi, bir hastanın hiç olmazsa ayda bir defa serbest çalışan hekime muayene olmasının önünü açmalı!

Bunu da gerçekleştirmesi için, sadece Yönetim Kurulu’nun karar vermesi yeterli üstelik!

Serbest çalışan bir hekime muayene olacak sigortalı bir hasta, muayene ücretine bir miktar katkı payı verse, sosyal sigortalar da o hastanın muayenesinin bir miktarını karşılasa ve serbest çalışan hekim de muayene ücretlendirmesini Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin belirlediği taban değerden yapsa, alın size kısmi genel sağlık sigortası!

Değerli okurlar;

Bunu çok kısa bir sürede hayata geçirmek mümkündür!

Sosyal sigortalar, hasta muayenelerini serbest çalışan hekimlere, kısa bir çalışma sonunda açabilir.

Bu sayede, fırsatçı hastanelere devletin aktaracağı on binlerce lira yine devletin kasasında kalmış olur.

Muayene ve ilaç takip sistemi ilk defa birlikte takip ve kayıt altına alınmış olur.

Hastalar ve hastalıklarla ilgili yıllardır yapılamayan istatistik çalışmaları için veri girişi başlatılmış olur.

Hastalar, kayıtlı bir şekilde özele de dağıtılacağı için, kamu hastanelerin yükü de önemli ölçüde azaltılmış olur.

Bu sayede, yangınla halkın sağlık beklentileri üzerine çöken kara bulutlar, bir nebze de olsa dağıtılmış olur…

Genel sağlık sigortasının temelleri de bu hastane yangını vesilesiyle atılmış olur…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899