Söz meclisten dışarı tabi ki…

Devlet hekimleri derken genelini değil, bu işi artık tamamen maddiyata dökenlerden bahsediyoruz!

İkinci iş kavgası devam ediyor, hatta daha da büyüdü…

Ve bunun adına sendikal mücadele diyorlar!

Yasalara rağmen ikinci iş yasağı 1 Ağustos’tan itibaren başlarsa ki zaten şu süreçte de yasak, sendikal mücadeleyi yükselteceklermiş…

Ve bunların her eyleminde hasta haklarının ihlal edildiği gerçeğini kimse görmüyor!

Oturup pazarlık yapıyorlar;

Mesai saatlerinde kendi özel kliniklerinde çalıştıkları ve kazandıkları paranın kaçta kaçını kendileri ne kadarını devlet alsın!

Tamamen parasal, yani duygusal bir yaklaşımdır bu…

Sendika başkanı diyor ki;

Bu şartlarda hastalar muayene edecek doktor bulamayacakmış!

Çünkü bunlara göre hekim sadece devlette çalışanlar, yani kendileri…

Özel hastaneleri, sadece kendi kliniğinde çalışıp, devletten ödenmeyenleri her halde hekimden saymıyorlar!

Çünkü devlette de kendileri bakacak ve arkalarında devlet gücü hep olacak…

Özel kliniklerinde de hasta bakıp kazançlarını devletle kırışacaklar!

Dün bir hastanı yakını aradı, sağlık kurulundan acil olarak rapor alınması gerekirmiş, gitmiş aldığı cevap şu;

“Kesinlikle imzalayamayız, sendikanın talimatı böyle…”

Hani hasta hakları, hani insan hakları, hani Hipokrat yemini!

Kimin umurunda ki…

1 Ağustos tarihine çok az bir süre kala iyi ya da kötü bir takım iyileştirmeler yapılıyor…

Aynı anda elbette herkesi tatmin etmek mümkün değil!

Ama yapılan çalışmalar iyi niyetli de bunu anlamayıp destek olmayanlar iyi niyetli değil…

Sadece tehdit, sadece şantaj ve sadece kendi istedikleri!

Sendika başkanı geçen ay devletten istifa edeceklerin sendikaya bildirmesini isteyip duruyordu…

Çünkü bunları da devlete karşı güç olarak kullanacaktı!

Liste belli oldu mu?

Devletten kaç hekim istifa edip kendi kliniğine geri dönecek belli oldu mu!

Ben sayıyı size şimdiden söyleyeyim;

Bir elin parmaklarını geçmeyecek!

Edecekler de etsin artık da bu dert bitsin, yasalar daha fazla ayaklar altına alınmasın…

“Doktorların ne farkı var!”

“Nedir bu saçmalık... Doktor arkadaşların ne farkı var ki diğer kamu emekçilerinden...? Eğer işlerini özelde de sürdürmek isteyen varsa tümüyle kamudan çıkar... Mevcut talepler anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır... Bir doktor'un yetişmesi 10 yıl alıyorsa, aynı şekilde kalifiye bir mimarın yetişmesi de 10 yıl alır...

 Hatta şunu diyebilirim:

 "Bir mimarın yetişmesi tıpkı bir doktor gibi 20-30 yıl alır". Tabii ki olay sağlık olduğu için doktorlar daha değerli düşünülüyor... Diğer taraftan mimari ve şehircilik olarak geldiğimiz ve getirdiğimiz sonuç; fiziksel çevremizin ve binalarımızın yüz binlerce insanın psikolojisini bozuyor olduğudur...

Doktorun tek adam öldürme ihtimali vardır...

Ama mimarlıkla bir toplumu öldürebilirsiniz...

Tabii ki tıp gibi mimarlık da bu ülkede ölü durumdadır... Ama yine de her durumda doktorlar her nasılsa daha değerlidir...

Tüm sağlık çalışanlarına saygımla...”

(Ali Aytaç BAKLACI)

Niçin Rauf R. Denktaş Üniversitesi değil!

Konu küçük ama bize göre önemli…

Geçtiğimiz aylarda arazi nedeniyle büyük tartışmalar yaşanan Rauf Denktaş Üniversitesi!

Dikkatli okuyucular uyardı;

Bu üniversitenin Rauf R. Denktaş Üniversitesi adını taşıması gerekirken isimde sadece Rauf Denktaş Üniversitesi ibaresinin olmasının hatalı olduğuna dikkat çektiler!

Bu eleştiri mantıklı geldi bize de…

Kesinlikle düzeltilmesi gerek!

Doğru açılım…

Yıllar sonra Maronitlerin köylerine geri dönmesi konusunda alınan karar…

Geç de olsa doğru bir karardı!

Daha da önemlisi bu konuda karar alınırken KKTC’nin tüm üst düzey makamlarının bir masa etrafında toplanmasıydı…

Komutanlarından, Büyükelçisine ve tüm hükümet temsilcilerine kadar herkes oradaydı!

Böyle geniş katılımlı toplantılar ne kadar çok olursa, alınacak kararlar da o kadar doğru olacaktır…

Bu soru cevap bekliyor!

Trafikte durumlar hiç de iç açıcı değil…

Ama bu konuda cevap bekleyen sorular da var;

Trafik için ayrılan 100 Milyon TL’ye yakın bütçenin sadece yüzde 20’si kullanılmış!

Bunun mutlaka geçerli bir açıklaması olmalıdır…

Cevabı bekliyoruz!

MESAJ KUTUSU

Sayın Sıla Usar İNCİRLİ, siz sendikal mücadeleyi yükselttikçe hasta hakları da o kadar ayaklar altına alınıyor! Bu arada istifa edecek hekim sayısı o kadar az olacak ki siz bile şaşıracaksınız!

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, gittiğiniz bazı mekanlarda UBP’nin Cumhurbaşkanı adayı olduğunuzu söyleyip bazı partililerinizin tepkisini çekiyorsunuz! Bu konuda eğer ortak aday olmazsa genel başkanınızın aday olduğunu duymuştuk biz!

Sayın Teoman OKTAY, Lefke sivil tolum örgütleri olarak bölgeye sahip çıkmanız çok doğru ve doğal bir eylem ama kendinizi bu örgütlerin koordinatörü olarak tanıtmanıza örgütlerden ciddi tepki mesajları geldi. Bu arada CTP’den milletvekili adaylığınız da hayırlı olsun!

Sayın Kamil KAYRAL, öğretmenlik sınavlarının bu kez hafta içinde yapılacak olmasına bir çok öğretmen adayından tepki geldi. Bir çoğu hafta sonu yapılmasını bekliyormuş, tarihi öğrenince şok yaşadılar! Zira genelde hepsi özelde çalışıyor bildiğiniz gibi…

Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, sağlığın kaderini hiç kuşkusuz siz belirleyeceksiniz! Eğer ara emri alırsanız yasalar devreye girecek ve özel klinikler tek tek kapanacak! Konu yasalar ise gerisi teferruat değil mi!

Sayın Gürcan ERDOĞAN, Gönyeli’de Damla sokak sakinleri aradı tam 15 gündür sokak lambaları yanmıyormuş. Teknik arkadaşlara bir talimat vermeniz bekleniyor zira geceleri yollar çok güvenli olmuyormuş…

Sayın Abdullah AKTOLGALI, Girne’de ses kirliliği artık sinirleri alt üst eder duruma kadar geldi ama daire olarak nedense çok da etkili olamıyor musunuz acaba! Konuya hassasiyetle yaklaşmanızı bekliyoruz…

Sayın Mükremin ASİL, ülkeye öyle çevre dostu bir tesis kazandırdınız ki umarız devleti de arkanıza alıp çok güzel icraatlara imza atarsınız! Peynir altı atık suları ülkenin en büyük sorunlarından bir tanesiydi, tebrik ederiz…

Sayın Erkut ŞAHALİ, eski bakan-yeni bakan tartışmaları kamuoyu tarafından çok da hoş karşılanmıyor! En azından siz bu tartışmalara bir noktayı koyun ki sükunet sağlanmış olsun! Bazı zamanlarda sessiz kalmak çok daha anlamlıdır!

Sayın Ünal ÜSTEL, İzmir Kordonboyu’nda medya-bira keyfi yaparken görülmüşsünüz. Özellikle midye dolma bağımlılık yapabilir uyaralım dedik! Alaçatı’da kavun içinde dondurmayı da deneyebilirsiniz…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, yaptığınız açıklamalarda Arapça kelimeleri fazlasıyla kullandığınız gözlenmiş. Yeni nesil politikacı olarak Türkçeye daha fazla önem vermeniz bekleniyor…

Sayın Mehmet ZAFER, Lefke’de tombala gecelerinin müdavimlerinden olduğunuz söyleniyor. Bu arada yıllardır büyük ikramiyeyi de kazanamamışsınız. Spor kulübü kazansın da gerisinin hiç önemi yok değil mi!

Sayın Cemal YILDIZ, Alaniçi muhtarı olarak bölge halkı asbestli boruların değiştirilmesi için istisnasız hepsi arkanızda1 Hatta Başkent’e yürüyüş gerçekleştirilmesini isteyenler bile yok değil. Denemekte fayda var deriz!

Sayın Hande TİBUK, Kıbrıs’ın vazgeçilmezleri deniz kaplumbağaları için yaptığınız girişimler çevre dostu vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Bu konuda başarılı çalışmaların devamını dileriz…

Sayın Arif Salih KIRDAĞ, uzun bir aradan sonra aktif siyasete dönmeniz ve araziye inmeniz renkli günlerinizi yeniden hatırlattı. Bakalım bu kez sokaklarda hangi araç gereç bulunacak! Merakla bekleyeceğiz…