Bir önceki Büyükelçi Halil İbrahim Akça’yı Kıbrıs Türkü çok sevmemişti…

Çünkü dilinin kemiği yoktu!

Ekonomik göstergelere bakar, parmağının arkasına saklanmadan konuşur ve konuşunca da olay olurdu…

Vay sen misin böyle konuşan, Türkiye’nin bir memuru falan filan!

Biz de kendisi için sayısız eleştiri yazısı yazmış, tepkimizi ortaya koymuştuk…

Sonuçta gerçekten de burada Türkiye’nin bir memuru idi ama tam donanımlı, tam yetki sahibi ve önemli sorumluluklar alan biriydi!

Denk bütçe için çok uğraştı, sadece basınla değil siyasilerle de didişti, sonuçta görev süresi sonrasında başka bir göreve gitti…

Kıbrıs Türkü olarak çok tepki koyduk, çünkü öneri ve programlarının hiçbiri işimize gelmemişti!

O illa ki tasarruf diyordu, biz geçmişten bugün alıştığımız rahatlık ve rehavetle bir türlü elimizi taşın altına koymuyorduk…

Reçete acıydı çünkü!

Oma olması gereken tedbirlerdi bunlar…

Ne siyasilerin, ne sendikaların ne de vatandaşın işine gelmeyen tasarruf tedbirleri!

Burada seveninden daha fazla sevmeyeni olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim…

Çünkü bizde her zaman olduğu gibi doğru söyleyen 9 köyden de kovulur!

Şimdi de Derya Kanbay kendini göstermeye başladı bu konularda…

Belli ki artık o da çileden çıkmış!

Fikri Toros’un bir paylaşımına dayanamadı ve belki de kendini tutamayarak içindekileri döküverdi…

Çevre felaketlerini yaratan bizler, önlem almayan yöneticiler!

Trafik canavarı olan biz, yine önlem almayan siyasiler…

Ve en can alıcısı da devlet kaynaklarının eşe dosta v akrabaya peşkeş çekilmesi!

Haliyle söz direkt olarak Serdar Denktaş’a…

Denktaş buna bir cevap verir mi zannetmem!

Doğru söylenen bir söze ne cevap verecek ki…

Burada asıl önemli olan Derya Kanbay’ın söylediklerinden daha ziyade Ankara’da konuşulanlar!

Muhakkak ki Kanbay, sosyal medyada söylediklerinin çok daha fazlasını raporlarıyla Ankara’ya gönderiyordur…

Ankara şimdilik bir açık vermese de belli ki Derya Kanbay ile ilk mesajları da verdi!

KKTC’de iki türlü görüş var…

Birincisi Türkiye’ye tavla teslim olanlar!

Türkiye ne dediyse, ne yaptıysa doğrudur diye düşünenler…

Güvenliğimiz sağlanıyor, yatırımlarımız yapılıyor, eksilince maaşlarımız ödeniyor ya!

Bir de Türkiye karşıtı olanlar…

Türkiye burada ağzıyla kuş tutsa yaranamaz ikinci kesime!

Suyunu getirir, okulunu, camini yapar, alt yapıya büyük paralar harcar ama hiçbirini memnun edemezsiniz, hepsinin altında da bir bit yeniği aranır…

Hatta daha fazla ileri giderler ve Türkiye’nin buradaki yatırımlarını Türkiye’den gelenler için yaptığı saçmalığını bile düşünürler!

Her iki kesimdekiler de aslında yanlış ya da eksik düşünenlerdir…

Türkiye’nin buradaki yatırımlarını görüp ense yapanlar da bu yatırımları sırf siyasi nedenlerle eleştirenler de aslında yanlış yaparlar!

Haliyle durum böyle olunca sadece Türkiye iktidarlar değil, Türkiye insanı da çileden çıkar ve aynen Derya Kanbay örneği sabırlar taşar ve sonra da ardından tartışmalar gelir…

Olan da sadece iki topum arasındaki güzel ilişkilere olur!

Ve bunun da kimseye tek bir faydası bile olmaz…

Sonuçta Derya Kanbay’ın öngörüleri yerden göğe kadar haklıdır ve elbette günü gelince ne yazık ki siyasiler yerine Kıbrıs Türkü bunun bir bedelini mutlaka ödeyecektir!

Denktaş yerine Arabacıoğlu…

Geçmiş haftalarda gündeme getirmiştik…

Arazi meselesi ve tartışmaları Serdar Denktaş’ı iyice bunaltmış ve bakanlıktan ayrılma noktasına kadar getirmişti…

Kafasına koymuş ve kendi makama başka bir partili arkadaşını koyacaktı ama bu kabul görmedi…

Şimdi DP içinde yeni iddialar dolaşıyor;

Serdar Denktaş, Cenevre öncesi bakanlığı bırakacak!

Yerine de Dr. Mustafa Arabacıoğlu’nu koyacak…

Yapar mı yapar, artık ne olacağını önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz!

Yangın çalışmalarını eleştirmek kolay!

Toplumsal muhalefet bazen dozunu fazla kaçırıyor…

Pazar günü Kalkanlı ve çevresinde canımız ciğerimiz yandı!

Burada söndürme görevlileri de tam manasıyla canlarını ortaya koydular…

Esen kuvvetli rüzgarın da etkisiyle yangının ortasında ölüm tehlikesi geçiren görevliler bile vardı ama bundan kimsenin haberi bile olmadı!

Ama işte bu sosyal medya var ya…

Bilmeden, etmeden, çok acımasız eleştiriler ve tepkiler ortaya koyanlar da var!

Bunların kime hizmet ettiği de ayrı bir tartışma konusudur…

Hastane reklamları devam…

Geçen hafta içinde bir kez daha bu sayfadan gündeme getirmiş yasaları hiçe sayan hastane reklamlarını eleştirmiştik…

Bakanlık müsteşarı Dana da bizi telefonla arayarak konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını açıklamıştı!

Ama işte bizim gibi ülkelerde kendin devletin üstünde görenler bir hamli fazla olduğu için reklamlar yine devam ediyor.

Bakanlık ve meslek örgütleri de etkisiz kalıyor!

MESAJ KUTUSU

Sayın Derya KANBAY, sosyal medyada belki doğru olanları söylediniz ve kamuoyunun genelinin de desteğini aldınız ama bunun geçmişte kötü deneyimleri olduğu için fazla ileriye götürmeyin deriz. Sonuçta öncelikle bizim siyasilerin böyle açıklamalar hiç işlerine gelmez ve fena bozulurlar…

Sayın Sıla Usar İNCİR, devletten istifa eden hekimler konusunda kamuoyunu yanlış bilgilendirici rakamlar verdiniz ve bu da o makama çok yakışmadı. Siyasi geleceği olan birisi açıklamalarında daha fazla hassas olmalıdır!

Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, kabul eder ya da etmezsiniz bilemeyiz ama Maliye Bakanlığı teklifi çok yakında geliyor. Bakan olmama yemini etmemiştiniz değil mi! Hakkınızda hayırlısı artık…

Sayın Fikri ATAOĞLU, Orman Dairesi’ne ait yangın söndürme araçları için sürücü eksikliğini artık masaya yatırıp bu konudaki eksikliği bir an önce sona erdirmeniz gerekiyor. Bu arada bedeli ne olursa olsun bu ülkeye bir yangın helikopteri şart oldu değil mi?

Sayın Afet ÖZCAFER, genel başkanınızın ABD ziyaretiyle ilgili geçenlerde yaptığınız açıklama durumu biraz sıkıntıya soktu sanki! Sizin yaptığınız doğru da gerekçe farklı olunca kamuoyunda tepki ile karşılandı!

Sayın Ersan SANER, özel sektörde çalışan erkeklerin askerlik süresinin emekli maaşına yansıyacak olması konusunda açıklamanız kimse tarafından anlaşılmamış olmalı ki bu konuda yoğun sorular geliyor. Detaylı bir açıklama lütfen…

Sayın Altay FIRAT, bu yaz sezonu en fazla sizin için sıcak ve sıkıntılı geçecek. Eleştiriler elbette olacaktır ama Kalkanlı yangınında ekip olarak büyük özverilerle çalıştığınızı bilmeyen yok, Allah kazadan beladan korusun inşallah…

Sayın Derviş ÇEBİÇ, Merkezi Cezaevi’nde AIDS hastası bir mahkumun insanlık dışı şartlarla yaşmak zorunda bırakıldığı yönünde şikayetler gelmeye başladı. Konuya hassasiyet göstermeniz bekleniyor…

Sayın Necdet OSAM, DAÜ’nün İskele’ye yapılacağı duyurulan ama son anda vazgeçilen kampus konusunda çeşitli söylentiler yapılmaya devam ediyor. Şu konuyu bir açıklama ile bir bağlasınız diyoruz..

Sayın Barış SEL, ekibinizle birlikte uyuşturucu ticaretine vurduğunuz darbelerle teşkilatın da gözbebeği haline geldiniz. Ne kadar çok baron yakalarsanız bu illet o kadar kolay yok olacaktır inşallah. Başarılı çalışmalarınızın devamını bekleriz…

Sayın Akay CEMAL, Avustralya’da yaşayan ablanız Ayşen Tanya Kaplan Kraliçe’nin özel onur ödülüne layık görülmüş ve ailenin mutluluk kaynağı olmuş. Türkay Ilıcak ile birlikte artık koltuklarınızın altı kabarıyordur değil mi…

Sayın Ali PİLLİ, Güzelyurt Portakal festivali alnında neredeyse sıkmadık el bırakmadınız diye duyduk. Su arada genel sekreteriniz ile birlikte resmen gövde gösterisi yapmışsınız. Gerginliğiniz biraz olsun düzeldi demek ki değil mi…

Sayın Gürcan ERDOĞAN, acaba diyoruz aşır sıcaklar nedeniyle vatandaş klimalara sarıldığı için elektrik fiyatlarında en azından bir iki aylık indirime mi gitseniz! Zira vatandaş klima altlarını tercih ediyor ama faturalardan da korkmaya başladı…Bizimkisi sadece bir öneri…

Sayın İbrahim UYSAL, yerel seçimler için Mağusa için şimdiden çok özel bir ekip kurma hazırlığında olduğunuz gözleniyormuş. Burada menfaat odaklarını dışarıda tutabilirseniz ne ala size. Gazanız mübarek olsun…

Sayın Güven ARIKLI, bir siyasetçiye öyle bir kızdınız ki bakalım bunun sonu nereye kadar gidecek! Bu arada dün kendisi beni arayarak bazı açıklamalarda bulundu, haberiniz olsun istedik…Onun da sanki kan beynine sıçramıştı…