Ülke yükseköğretiminin amiral gemisi Doğu Akdeniz Üniversitesi yine tartışmaların odağında…

Konu yine ayni konu!

Rektör değişikliği üzerinden oynanan oyunlar DAÜ’yü esir almış durumda…

İlahların güç savaşında tek kaybeden DAÜ’den başkasının olmayacağı ise şimdiden belli.

Yıllardır siyasi otorite diğer bir ifade ile İktidarlar ile akademik taraf arasında yaşanan görüş ayrılıkları ile DAÜ günden güne erimekte…

Belki de hem siyasetten hem de akademik dünyadan anlayan bir Rektör, DAÜ’nün tek kurtuluşu olacak ancak şimdiki Rektör Prof. Dr. Aykut Hocanın’a da yargısız infaz yapıldığı ortada!

Ancak en doğru ve tek gerçek ise DAÜ’nün Vakıf Yönetim Kurulu, Senato, Rektörlük üçgeni içerisinde gün geçtikçe yara almaya hatta belki de batma noktasına doğru hızla ilerlediği…

Kimseciklerden doyurucu adam akıllı bir açıklama yok!

Hal de böyle olunca kamuoyu önünde tüm taraflar hem haklı hem de bir o kadar haksız…

Kimseciklerin de üstelik özeleştiri yapmaya ve geçmişe yönelik hesap verilebilirlikte buluşmaya niyetinin olmaması da krizi daha da derinleştirmekte!

Başbakan Ünal Üstel’in kabine toplantısını DAÜ’de yaparak verdiği mesaj tüm yönleri ile tüm taraflarca doğru analiz edilmeli.

Kabinenin Başbakan tarafından DAÜ’de toplanması ise başlı başına bir mesaj aslında…

Kabine toplantısı sonrasında da Başbakan Ünal Üstel’in tüm taraflara Devlet otoritesinin bir gereği olarak net bir şekilde aslında son bir şans tanıdığını yazmak ise iddialı bir yorum olmaz!

Gözler ve kulaklar şimdi DAÜ VYK’sı ve Rektörlüğünde.

Ve tarafların tek yapması gereken ise DAÜ’nün geleceği için ortak akılda buluşmak!

Başka bir çarelerinin de olmadığının önce akıl sonra vicdanlarına başka ne şekilde anlatılabileceğini ise bilemiyoruz.

Diğer bir önemli detay ise DAÜ akademik personelinin büyük bir bölümünün de Rektör Prof. Dr. Aykut Hocanın’ın istifası yönünde imza topladığının kulislerde konuşulması…

Günah keçisi ilan edilmek istense de kapalı kapılar ardında neler yaşandığı bilinmez ama DAÜ akademik personelinin tercihinin de bu yönde olduğu iddiaları eğer doğru ise, bir bilim insanı olarak Rektör Hocanın’ın da işinin çok kolay olmadığı ortada.

DAÜ’nün boğuştuğu sorunların ise Prof. Dr. Aykut Hocanın ile ortaya çıktığını söylemek ise insafsızlık olur elbet…

Ancak Rektör Hocanının da bir süredir devam eden sorunları en iyi bilen biri olarak çözüm ortaya koyarak DAÜ’yü düze çıkaracak vizyonu ortaya koyacak dava arkadaşlarını da doğru seçemediği ortada.

İş işten geçmiş olsa da Prof. Dr. Aykut Hocanın dün yanında olanların bugün kaçının imzacılar arasında olduğunu doğru analiz etmesi ve özeleştiri yapması gerekli…

Ve gerekli olan en önemli şey ise İlahların güç savaşında tek kaybeden DAÜ’den başkasının olmayacağını gösteren krizin hiç vakit kaybetmeden ortak akıl ile sona erdirilmesi…

Kaybeden değil kazanan DAÜ olmalı çünkü!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ünal ÜSTEL, DAÜ VYK ve rektöre birkaç gün zaman tanıdığınızı bu sürede gerekli tedbirleri almadıkları taktirde her iki makamdakileri de görevden alıp yenilerini atayacağınız konuşuluyor kim bilir belki de en doğrusu böyle olacak burada artık kesinlikle cesur kararlara ihtiyaç var…

Sayın Mustafa KALFAOĞLU, bazı iş adamlarının yine bazı sözde gazeteci kılıklılarla sizi resmen tehdit ettikleri yönünde mesajlar gelmeye başladı, kimmiş bunlar haraç medyasını kimler kullanmaya çalışıyor. Bu arada kalp damarlarından birine stend takılmış büyük geçmiş olsun artık stres ve sıkıntıdan uzak duracaksınız demektir…

Sayın Mutlu ATASAYAN, İlçe Başkanı olduğunuz UBP Güzelyurt örgütünde bazı muhaliflerin 200 kişilik bir whatsapp grubu oluşturduklarını biliyor muydunuz? Bu tür faaliyetlerin önünü şimdiden kesmezseniz arkası çorap söküğü gibi gelir başınıza örülür haberiniz olsun istedik…

Sayın Cenk SOYDAN, yemek şirketleri ile hastanelere verilen yemek hizmetinde fahiş fiyatların altında sizin de imzanız olduğu konuşuluyor. Fiyatlar şu anda biraz olsun düştü ama peki ya geçmiş faturaların devlete verdiği zarar bakalım kimler tarafından karşılanacak?

Sayın Osman AMCA, Kıb-Tek sınavına sizin kızınızın da girdiğini hatta 11’nci olduğunu ancak her nedense mülakata bile çağrılmadığını, aksine 90’ncı sırada olanın istihdam edildiğini öğrendik. Ne kadar öfkelenseniz haklısınız ama işte hak hukuk aranmayınca da yolsuzlukların önüne geçilmiyor değil mi?

Sayın Murat ŞENKUL, eski dostunuz olan bazı sözde medya mensupları şimdi mafyavari yayınlarla şahsınızı yıpratmaya çalışan manşetler atmaya başlamışlar. Elbette vardır bir istekleri değil mi? Onlara bir kere elinizi verirseniz kolunuzu da kaptırırsınız aman dikkat!

Sayın Berhan ONGAN, bürokrasideki deneyimleriniz ve kamu yönetimine hakimiyetiniz sayesinde vatandaşın sorunlarına ürettiğiniz hızlı ve pratik çözümler özelde Başbakana genelde ise hükümete artı değer katmaktadır. Ha keşke sizin gibi birkaç tane daha bürokrasiye hakim tecrübeli müsteşar olsa…

Sayın Erhan ARIKLI, son günlerde yaşanan sıkıntılar ve iş stresi nedeniyle nihayet sigaraya da başladığınızı üzülerek öğrendik. Bu dünyayı ve ülkeyi siz kurtaracak değilsiniz ya, geç olmadan vazgeçin deriz, torunlara kötü örnek olmak istemezsiniz değil mi?

Sayın Kubilay ÖZKIRAÇ, yıllar önce meydana gelen bir takım doğru ya da yanlış icraatları o zaman değil de bu sıralar deşifre etmeniz bazı sendikacı arkadaşlarınıza hayli manidar geldi. Bir hesaplaşmanız var ama biz de bir türlü anlayamadık gittik!

Sayın Cem DANA, pek muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik, merhuma tanrıdan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz, Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin. Bu arada 1 saat geç gelen ambülans konusunda araştırma başlattığınızı duyduk, sonuna kadar gitmekte yarar görüyoruz…