Neredeyse 20 sene oluyor…

KKTC’deki neredeyse bütün siyasiler ve tabi ki basın mensupları Kumköy’deki su tesislerine gitmiştik…

Hem de gıcır gıcır giyinmiştik!

Çünkü KKTC’ye balonla su taşınacaktı ve açılışı da dönemin Cumhurbaşkanı Merhum Süleyman Demirel yapacaktı…

Binlerce kişi tesislerde önce Süleyman Demirel’i bekledik!

Hem su heyecanı hem de Demirel heyecanı vardı…

Uzaktan helikopter gözüktü, olduğumuz yere doğru yaklaşıyordu, yaklaştıkça da yerdeki kum tanecikleri yükseliyordu!

Rahmeti bol olsun Demirel’i taşıyan helikopter hemen 50 metre kadar uzaktaki araziye inince göz güzü görmüyordu çünkü sanki de sahra çöllerinde kum fırtınasını içinde kalmıştık…

Orada bulunan hepimiz bolca kum yuttuk, o gıcır gıcır dediğimiz elbiseler de sadece kum rengindeydi…

Bu anı hiç unutamadığım için sizlerle paylaşmak istedim!

Demirel geldi, ardından balonla gelen su depolara aktarıldı…

Sanmıştık ki artık o tarihten itibaren ülkede su sıkıntısı yaşanmayacak, bolluk içinde yaşayacaktık!

Merhum Cumhurbaşkanı öyle güzel bir konuşma yaptı ki gözlerimizi kapayıp dinlediğimizde kendimizi yemyeşil bir cennetin içinde sandıktı…

Bu arada akşam eve gidince duşta üzerimden akan çamuru da hiç unutamadım!

Sonuçta hayaller çok kısa sürdü, balonlar bir bir patladı ve bu proje çöktü…

Sonra deniz altından su projesi konuşulmaya başlandı…

Bu konuda ciddi projeler başlatılmıştı ama her açıklama sonrası balonlar aklımıza geldiği için bu konuda gazeteye sayısız manşet atanken bile bunun çok inandırıcı olduğunu düşünmedik!

O kadar uzun bir mesafeden deniz altından nasıl su gelir diye biraz da alay ettik…

Dönemin siyasileri de hiçbir zaman Türkiye’den su geleceğine inanmadılar ama bolca attıkları nutuklarda da hep bunu dile getirdiler…

Sonuçta suyun geleceğine inanmayanlar kaybetti!

Su geldi ve şu anda çoğumuzun çeşmelerinden bu yüksek kalitedeki su akıyor…

Tuzlu, paslı su gitti içilebilir su geldi!

Su geldikten sonra her ne kadar fiyatı konusunda çeşitli tartışmalar yaşansa da suya karşı olanlar, fiyatını bahane gösterip muhalif olanlar bile şimdi memnuniyetlerini dile getiriyorlar…

Artık birçok bölgede sokaklarda su tankerleri yok, çünkü bir çoğu bu işten vazgeçti!

Su geldi ama her bölgeye gelmedi…

Aksine su savaşları başladı!

Çünkü proje özürlü yetkililer her konuda olduğu gibi bu konuda da sınıfta kaldılar…

Daha da önemlisi gelen su bir türlü ekonomiye kazandırılmadı…

Düşünün bir kere;

Aylardır gelen suyun denize akıtıldığı yönde haberler yayınlanıyor ama bunda bile bir uzlaşma yok!

Suyun buradaki patronu DSİ’nin yetkilileri arıza dışında böyle bir şeyin olmadığını açıklarken bizim yöneticiler bunun tam tersini söylüyor…

Belli ki arada ne iletişim var ne de birlikte alınan kararlar!

Sanki de kontrol tamamen bizim elimizden çıkmış vaziyette…

Bazı bölgelere bu su hiç ulaştırılmadı ve ulaştırılması için de ortada elle tutulur bir proje yok!

Suyumuz bol ama kıtlık içinde bölgeler var…

Bolluk içinde kıtlık ve hala nutuk atan siyasiler!

Zaten başka yaptıkları ne ki…

Düğün, dernek, cenaze katılımları da gırla devam ediyor!

“Turist diye getirip fuhuş yaptırıyorlar!”

Gece kulüplerinde çalışan kadınların sayısında bir limit olduğu için bazı işletmelerin artık adaya turist olarak getirdikleri kadınları çalıştırdıkları ihbarı yapıldı…

Haliyle kadınlar ülkeye kayıtsız geliyorsa durumları daha da vahim!

Geçmişte bazı gece kulüplerine baskınlar yapılır ve bunlar polis bültenlerinde yayınlanırdı…

Son yıllarda böyle denetimler yapıldı mı bilmiyoruz ama yapılan ihbarlar hem insan hakları hem de sağlık konuları için önemlidir!

Kimsenin bel altı meselelerinin peşine düşmedik ama denetleme yoksa yasa dışılık vardır…

Uyaralım dedik!

Kadro sayısı 89, çalışan sayısı 25!

Sayıştay Başkanı Osman Korahan geçenlerde açıklamıştı…

Dairede denetçi kadrosu 89 iken denetçi sayısı sadece 25’de kalmış!

Akıl alır gibi değil…

Devletin denetçisi bu!

Hırsızlığı, arsızlığı ve yanlışları bulup ortaya çıkaracak…

Ama denetçi sayısı bir türlü artmıyor!

Hem de kurumlara arka kapıdan istihdamlar devam ederken…

Nasıl bir mantıksa artık!

Trafik şikayetleri değerlendirilmiyor mu!

“Polis trafiği denetlemek yerine masa başında oturup sigara kahve içmeyi tercih ettiği sürece kazalar önlenemeyecek.

Bugün feryat eden acılı ailelere maalesef başkaları da eklenecek. Asıl sorgulanması, sessiz kalınmaması gereken mesele budur.

En son bir trafik polisi sizi ne zaman durdurup ehliyetinizi sordu? Ya da bir devriye aracını en son ne zaman gördünüz? Trafikte terör estiren birini şikayet ettiğinizde sonuç ne oldu?

Kamu düzeni sağlamak ve yasalara aykırılığı denetlemekle sorumlu polisin görevini yapmadığını ve kazalarda büyük sorumluluğu bulunduğunu düşünüyorum…”

(Selim SAYARI)

MESAJ KUTUSU

Sayın Gürkan KARA, bazı gece kulüplerinin artık turist kadınları işletmelerinde çalıştırdıkları yönünde ihbarlar gelmeye başladı! Bu konuda ipin ucu bir kere kaçarsa bir daha yakalayamazsınız, önleminizi alın deriz…

Sayın Ahmet BENLİ, bölgenizde Caner Gönyeli sokakta bir kadının mahallenin bütün hayvanlarını bahçesinde toplamasını bazı komşularından tepkiler geliyor. Ortalık pislikten ve kokudan geçilmiyormuş, haberiniz olsun istedik!

Sayın Metin BEYOĞLU, Başbakanlığa bağlı Milli Arşiv’in digital verileri hiçbir harcama olmamasından dolayı özellikle de bilim insanlarına ücretsiz verilmesi talep ediliyor. Bu konuda girişimde bulunursanız onlara ciddi bir katkıda bulunmuş olacaksınız…

Sayın Kutlu EVREN, ülkede yaşanan asayiş oranlarında öyle bir artış var ki artık şu yılan hikayesine dönen mobese sistemini en kısa zamanda kazandırsanız iyi olacak. Zira bu sistemle suçlarda önemli bir oranda azalma olacağı tahmin ediliyor…

Sayı Kudret ÖZERSAY, ya mahalleye ya mahkemeye açıklaması öyle bir tuttu ki vatandaş kulislerde artık tamamen bunu konuşuyor. Bu arada aynı anda kadro eksikliğiniz olduğu yönde de görüşler bir hayli fazla…

Sayın Mehmet Akif ÜNSAL, analizi yapılmayan gıda ürünleri konusunda biraz daha çanak sizin başınızda patlayacak. Bu konudaki yapılan yazışmaları ve istekleri bir yayınlasanız diyoruz, bakalım kimler görevlerini ihmal ediyorlar ve halkın sağlığıyla oynuyorlar!

Sayın Kenan AKIN, Maraş bölgesinin gizli valisi olarak vatandaşlar bir ATM cihazının bile bulunmamasını şikayet ediyorlar! Şöyle bir sesinizi yükseltip gürleseniz diyoruz. Nerede kaldı o eskiden yumruğunu masaya vurdu mu inleten adam!

Sayın Levent HIZAL, aktif siyaset için kulisleri yoğunlaştırdığınız gözlemleniyor. Özellikle ekonomik konularda uzman seviyesinde olmanız en büyük avantajınız olacak. Hangi partiden aday olacağınızı yazmıyoruz, ama şimdilik tabi ki…

Sayın Bülent DİZDARLI, sanki de sağlıktaki sıkıntılar yetmezmiş gibi şimdi de gönüllü çevre müfettişliğine başlamışsınız! Sizin gibi bir iki tane daha çıkarsa meydana çevre katillerinin de sonu olur değil mi, hadi bakalım gazanız mübarek olsun…

Sayın Tekin ARHUN, son günlerde hayır işlerine yönelmeniz dikkatlerden kaçmıyor. Siz ne kadar verirseniz Allah da size o kadar fazla verir değil mi? Tüm zengin insanlarımıza umarız iyi bir örnek teşkil eder, tebrik ederiz…

Sayın Ahmet ÇALUDA, bakıyoruz da son zamanlarda Ankara ile ilişkileri fazlasıyla güçlendirmeye başladınız. Dönüşünüz fazlasıyla muhteşem olacağa benziyor ama yine de temkinli olmakta yarar görüyoruz…

Sayın Serhan KOMBOS, makam araçları konusunda 3 araç ile kurtardığınız için hayli memnun olduğunuz ve bir  daha da devletle asla iş yapmayacağınızı söylüyormuşsunuz. Doğrusu da bu değil miydi zaten!

Sayın Onur OLGUNER, mimari projeleriniz ile bir kesimi mutlu edip bir başka kesimi mutsuz ediyorsanız demek ki doğru yoldasınız demektir. Onun için çizgiyi değiştirmeden yola devam deriz…

Sayın Sermed EMİN, yani son zamanlarda hayli kilo aldığınızı duyuyorduk ama görünce gözlerimize inanamadık. Demek ki organik sebze işi çok yaramadı, daha fazla hareket isteyen alanlara yönelmeniz gerekiyor değil mi?