Anayasa değişikliği çalışmaları biraz aceleye getirildiği için beklendiği gibi karmaşa da fazla oluyor.
Ve Kıbrıs Türkü bir kez daha bir karpuz gibi ortadan ikiye bölündü ve açıklama bombardımanı yaşanıyor.
Tufan hoca sağolsun, elinden geldiğinde medyada Anayasa’nın değişen maddelerini açıklayıp vatandaşı rahatlatmaya çalışsa da yine kendi gibi hukukçu olan meslektaşlarının bu şekliyle Anayasa’ya ‘hayır’ kampanyası başlatması olayın vahametini de gözler önüne seriyor.
Bugün Hukukun Üstünlüğü Hareketi Başkanı Avukat Barış Mamalı ve Hayır İnisiyatifi Başkanı Tahsin Mertekçi, KIBRIS TİME’ı ziyaret ederek niçin ‘hayır’ denmesi gerektiğini maddeler halinde sıraladılar, kafamız bir o kadar daha karıştı.
Anayasa değişikliğinde olaya bir hukukçu olarak bakma başka bir şey sade vatandaş olarak bakma bambaşka bir şey…
İnancımız odur ki, çok ciddi bir mesele fazlaca aceleye getirildi, halkın diliyle kamuoyuna açıklanmadı, tartışma platformları kurulmadı ve konu sadece hukukçuların inisiyatifine bırakıldı…
Onlar kendilerince biraz da bulundukları siyasi ortam gereği ‘evet’ ya da ‘hayır’ı ön plana çıkarmaya çalışıyor ama sokaktaki sade vatandaş ne olup bittiğinden haberdar değil…
Başta CTP olmak üzere Meclis’te temsil edilen bütün siyasi partiler sırf seçimlere yönelik vitrine oynayıp, bu Anayasa’ya yeteri kadar tartışmadan parmak kaldırdıysalar ki öyle görünüyor, yazıktır ve günahtır!
Yazının bundan sonraki kısmı YSK Başkanlığınadır…
Hem de CTP-DP Hükümetine;
Anayasa tartışmalarını bir yana koyalım!
Hem yerel seçimlerde hem de Anayasa için yapılacak olan referandumda binlerce vatandaşın oy kullanma hakkının ellerinden alındığının farkındalar mı?
Daha da kısacası CTP’nin şark kurnazlığını!
CTP bunu son bir iki seçimde hep yapıyor ve kendinden olmayanların peşine sandık sandık düşüp ikametgah değişikliklerini YSK’ya şikayet edip listelerden silinmesini sağlıyor…
Bizim saf vatandaş da seçim öncelerinde asılan seçmen listelerine bakma gibi bir adeti olmadığı için sandık günü geldiğinde oy kullanmadan geri dönüyor.
Bunun son örneği Gönyeli’de yaşandı;
Her ne hikmettir, bölgede adres değiştiren ve CTP’li olmayanlar birer birer listelerden silindi…
Elbette sadece suçlu CTP değil, listelere bakmayan vatandaştır ama CTP’nin yaptığı da siyasi etikle bağdaşmaz.
Ve ne yazık ki yerel seçimler için yapılan bu operasyon referanduma da yansıyacak ve binlerce vatandaş ya listede olmadığı için oy kullanamayacak ya da sandıktan geri çevrileceklerdir…
Anayasa’nın geçmesi için yangından mal kaçıranlar, işledikleri Anayasal suça, insanların ellerinden alınan siyasi iradeye ne diyecekler, nasıl yorumlayacaklar, hiç mi yüzleri kızarmayacak çok merak ederim doğrusu!
 
 
 
 
 
“Sınav sisteminde yanlışlık var…”
 
Milli Eğitim Bakanlığı 14 Haziran 2014 tarihinde BEAL ve 20 Temmuz Fen Lisesi için bir sınav yaptı. Sınav sonuçları açıklandı. Ama ne açıklama. Okullara kim nasıl alındı? Kim nasıl geçti kimse bilmiyor. Sistemi uygulayan yöneticiler dahi ne yaptıklarının bilincinde değil. Hasbelkader bu sınava oğlum da girdi. Oğlum, Gazimağusa Canbulat Ortaokulu son sınıf öğrencisi idi ve “7. 89” diplomata ortalamasıyla mezun oldu. Sınavda net 66 doğru cevap yaptı. Sonuç olarak kendisine 52. 80 puan geldi. Yerleştirme puanı olarak yaptığımız hesaplara göre 62.00 geldi. Dershane de bu sonucu doğruladı. Ve sınava 60 yerleştirme puanı alanlar girdi. Notun yüzde 65’i, diplomanın da yüzde 35’i alınacağı söylendi.
Bu duruma göre yine listede olması gerekir. Listeye baktığımızda 48 net doğru cevap veren ve 60 puan alan öğrenci girerken 66 net ve 62 yerleştirme puanıyla oğlumun girememesi kafamda sorulara yer açtı.
Ertesi gün Bakanlığın yolunu tuttum. Meğer tek ben değilmişim aynı durumda olan. Talim Terbiye Dairesi Müdürlüğü ana baba günüydü. Aynı durumda olan yüzlerce veli durumdan şikayetçiydi. Hepsi de sistemin adil olmadığını, yanlış olduğunu söylüyordu. Müdürlükten verilen cevap okullar arasında fark olduğunu ve sistemin üniversite sistemine göre uygulandığı yönündeydi. Bu cevap da beni çileden çıkardı. Ne demek okullar arasında fark var?
Devletin okulları arasında nasıl fark olabilir? Üniversite sınavlarına yerleştirilirken yapılan hesaplama standart sapmalara göre yapılıyor. Liseler arasında müfredat farklılıkları var. Meslek lisesi, düz lise veya fen liselerinin ağırlıkları farklı olur. Neden ortaokullarda öğretmenleri, müfredatları aynı iken bu okulların ağırlıkları farklı hesaplanıyor. Çünkü her hangi bir bölüm değişikliği yok. Neticede hepsi aynı müfredatı alıyor. 3 yıl önce oğlum ilkokulu bitirdiğinde, Babanlık, bana oğlunuzu yasaya göre Canbulat Ortaokulu’na yazdıracaksınız demişti.
Madem Canbulat Ortaokulu ile Çanakkale veya başka bir ortaokul arasında fark vardı o halde neden ben bu okula yazdırdım oğlumu? Neden bana ısrarla bu okula gideceksiniz dendi. Üstelik bütün okullar aynıdır bu okula gideceksiniz dendi. Bütün okullar aynı ise neden bu farklılık ortaya çıktı? Sistem çok yanlış ve adaletsiz. Bu sistem bir kaç yıldır uygulanıyormuş. Ve her defasında aynı karmaşa, aynı kavgalar yaşanıyormuş. Peki bu durum bilindiği halde, neden bu sistemde ısrar ediliyor.
Yanlışlığın üzerine gidilip, herkesin kabul edebileceği, sınav sonucunda kavganın, tartışmanın ve itirazların olmadığı sınav sistemi getirilmiyor.
Velinin ciğeri yanmış. Üzülmüş. Yıllarca verilen emekler, dökülen paralar heba olmuş. Üstelik de bir de bağırmalara maruz kalmış. İtirazınızı verin dendi. İtiraz dilekçeleri yazılıp verildi. Ama bunun bir sonuç vereceğine kesinlikle inanmıyorum.
Verilecek olan cevap şimdiden belli: “İtirazınız dikkate alınmış, sonuçlar tekrar incelenmiş ve herhangi bir değişiklik olmamıştır.” Çocuğun psikoloji ne olacak? Milli Eğitim Bakanlığı bu hususta sınıfta kalmıştır.
Bir eğitimci olarak ben, Bakanlığı sınıfta bırakıyorum. Umarım Bakanlık, seneye ödevine iyi çalışır ve tekrar ettiği sınıfı geçerek belge almaz.”
 
(HAKAN YOZCU)
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Tufan ERHÜRMAN, Anayasa’nın referanduma sunulması yerel seçimlere kurban edildi ve çok sayıda vatandaş seçim listelerinden silindi. Sizin gibi aklı selim vekilleri insanların oy hakkının elinden alınması için girişim başlatmanızı bekliyoruz.
Sayın Nevvar NOLAN, YSK Başkanı olarak yerel seçimlerde ve referandumda listelerden atılan kaç kişi oy kullanamayacak? Bu sayıyı kamuoyuna açıklamak artık sizin de boynunuzun borcu haline geldi, bizden hatırlatması…
Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, şimdiye kadar devletin yaptığı sınavlara hiç bu kadar fazla sayıda şikayet ve itiraz gelmemişti. BÜAL ve 20 Temmuz Fen Lisesi sınavlarında sırf beni arayanlar 20’yi geçti.
Sayın Yüksel ÇELEBİ, bir asfalt şirket ile başınızın fena halde derde girdiğini ve ödeme alamadıkları için mahkemeye gittiklerini öğrendik. Umarız seçim günü gelip çatmadan bu konuyu halledersiniz…
Sayın Sevgi DEĞGİN, çocuklarının haklarını aramak için bakanlığa gelen velilere yüksek sesle konuşup bağırmanız çok hoş kaçmadı. Onlar şimdi çok duygusal anlar yaşıyor daha hoşgörülü olmakta yarar görüyoruz…
Sayın Hamit BAKIRCI, LL 653 plakalı aracın sahibi, aracını özellikle durdurup içindeki bütün çöpleri yol kenarına yani doğaya attı. Vatandaştan onlarca şikayet geldi haberiniz olsun istedik…
Sayın Oktay KAYALP, sanki de işler çok iyi gitmiyor gibi görülüyor. Zira CTP’li bazı sempatizanlar sağ oylardan medet ummaya başladı. Acaba parti içindeki muhalefet başarılı mı olmaya başladı?
Sayın Halil ORUN, yani sizin yaptığınız da tam bir çocukluk! Kentin merkezinde yok kesmek de neyin nesiydi? Böyle gergin bir ortamda gençler birbirine girseydi ne olurdu sonra? Sizin olgun bin başkan olduğunuzu biliyorduk…
Sayın Ahmet AKBİL, hadi size müjdeli bir haber vereyim, belediye meclis üyeleri anketinde listede ilk üçte yer aldınız. Siz yine de rehavete kapılıp sakın gevşemeyin olur mu? Yolunuz açık olsun…
Sayın Reşat AKAR, Diyalog TV’yi 20 Temmuz’da havaya çıkarmak için yoğun bir uğraş içinde olduğunuz gözleniyormuş. Allah bu sıcaklarda kolaylıklar ve sabırlar versin. Sizdeki inat bu ülkede kimsede yok!
Sayın Arif ÖZBAYRAK, Dipkarpaz’da seçimlere birkaç gün kala çekileceğiniz yönünde söylentiler dolaşmaya başladı. Bu konuda detaylı bir açıklama yaparsanız iyi olacak gibi gözüküyor…
Sayın Hasan ÖZTAŞ, her nedendir bilmiyoruz ama bölgede bazı UBP’liler de oylarını size doğru yönlendirmeye başladılar. Siz yine de temkinli olmaya bakın zira bir seçim taktiği olabilir…
Sayın Hüseyin ÖZEL, bu sıcak günlerde düğün davetiyesi dağıtmak ne kadar zor bir işmiş değil mi? Madem ki gençlerin birlikteliği ve mutluluğu söz konusu emeğinize acımayacaksınız artık. Genç çifte şimdiden mutluluklar…
Sayın Dilek ÇETEREİSİ, durdun durdun sonunda turnayı gözünden vurdun diyorlar. Biraz geç olsa da temiz oldu değil mi? Allah bir ömür boyu aynı yastıkta kocatsın. Hep mutlu olun inşallah…
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 





LTB eski belediye başkanı Cemal Bulutoğluları bugünlerde yerel seçimlerle yatıp kalkıyor, hangi adayın kaç oy alacağının hesaplarını yapıyor.

Günün Fıkrası
 
 
Maliyeci

Çıplak maymun bir gün ormanda yürürken hayvanların can havliyle kaçıştıklarını görür. Neler olduğunu sorar etrafta kaçışanlara biri:
-Ormana maliyeci gelmiş, herkes variyeti kadar vergi verecekmiş der..
Bunun üzerine karşısına çıkan ayıya neden kaçtığını sorar. Ayı:
-Yahu ben de kürk hanımda kürk çocukta kürk ben kaçmayayım da kim kaçsın. 
maymun biraz daha yürüyünce karşısına kaplumbağa çıkmış. Kaplumbağa sen niye kaçıyorsun demiş. Kaplumbağa:
-Yahu ben de ev hanımda ev çocukta ev nasıl kaçmayayım. Bunu duyan maymun da koşmaya başlamış. Epeyi bir koştuktan sonra birden durmuş ve ulan benim kıçım açıkta hanımın kıçı açıkta çocuğun kıçı açıkta ben niye kaçıyorum demiş.