CTP’nin hakkını vererek onu bir yana koymak gerek;
Siyasi partiler arasında milletvekili transferi bizde genelde UBP ile DP arasında olur!
Özellikle de kurultay önce ve sonralarında…
Geçmişte bunun çok örneklerini yaşadık ve hep çağdaş bir siyasi partiler yasası olmadığından yakındık…
Şimdi böyle bir yasa hazırlandı ve mecliste oybirliği ile geçti ama bu kez de Cumhurbaşkanı Akıncı’ya takıldı!
Akıncı bu yasanın BKP’yi de kapsamasını istemiş ve geriye dönüklerin de kabul edilmesini istemiş!
Ama kendi ağzından bunu duymadık…
Aynı yasa şimdi bir kez daha önüne konuldu;
Bu sefer pek şansı yok çünkü yasalara göre bu kez kabul etmese de yasa yürürlüğe girecek!
Ama Akıncı’nın BKP’ye diyet borcu nedeniyle bu yasayı geçirmediği de tarihe geçecek…
Akıncı’nın cephesinden baktığınızda elbette haklı yanları var Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisine ciddi bir destek söz konusu!
Ama bu sefer ciddi bir şaibe altında kalacak ve burada soru çok basit;
“Akıncı’nın BKP’ye seçimlerden dolayı diyet borcu mu vardır ki inat ediyor?”
Şunu asla unutmamalı;
Şu anda o makamda oturuyor ama makam onun için geçici, gerçek sahibi de vatandaş…
Diğer siyasileri eleştiren birisinin onların kötü örneği olmayı göz önüne alır mı?
Kesinlikle almamalı!
Konu Akıncı’dan açılmışken;
Üzülerek söylemeliyiz ki halktan kopuk bir lider görünümü çizmeye devam ediyor!
Oysa büyük bir kesim ondan sadece Kıbrıs sorunu ile ilgili değil iç konularda da aktif olmasını bekliyordu…
Belli ki o tamamen kendini müzakere sürecine kaptırdı ve memlekette yaşanan genel sorunları pek takmıyor havasında!
Sadece halktan değil basından da kopuk bir tablo çiziyor, Rum meslektaşları iki günde bir demeç patlatıp ortalığı karıştırırken o daha çok bunları sözcüsü kanalıyla yapmaya gayret gösteriyor!
Tamam sözcünün de açıklamalarına itirazımız yok ama öyle ciddi konular var ki bunları söylerken aracı kullanması yanlış!
Elbette tercih meselesi…
Müsteşar krizi de ortada;
Bu konuda bazı haklı nedenleri olabilir…
Hatta yeni atanacak olan müsteşara şerh de koyabilir ve gittiği yere kadar da tavrının ardında durabilir ama eğer kendisine başka bir isim atanacağı söylendiği halde inadında devam ederse vatandaş da bunun arkasında başka bir şey arar!
Kamuoyunun önüne çıkıp bunun nedenlerini sözcüyü değil kendi ağzıyla açıklamalı…
Açıklamazsa da söylenti ve dedikodular gerçek kabul edilir ve bu kez da ortaya makamını kötü kullandığı şaibesi algısı oluşur!
Dürüstlüğüne, olgunluğuna ve tecrübesine güvenimiz tamdır;
Ama ciddi bir şekilde halk adamı görüntüsünden çıkmakta ve sanki de başka bir raya geçmektedir!
Umarız kendisi de bunun farkındadır ve halkıyla hele de kendine oy verenlerle bağlarını çok gecikmeden onarmalıdır!
Hele de müzakere süreci devam ederken ve olası bir referandumun eşiğine yaklaşırken…
 
 
 
 
 
“Özersay Cumhurbaşkanlığına hazırlanmalı!”
 
“Konjonktür ( yani yanlış adaylar, küskünler, işi olmayanlar ) doğru yakalandığı için CB lığı seçimi Özersay lehinde bir ivme gösterdi. Ama !
Parti kurmak, örgütlenmek ve bunun sevk ve idaresini sağlamak ciddi taban gerektirir. Bu yüzden UBP kurultayı önemli bir etken. Kudret bey CB lığı için yeniden çalışmalar yapıp hazırlanmalı. Aksi hüsran olacak!
Tabii hedef iktidar değilse ve kilit parti olmaksa o ayrı. Kaldı ki Kudret bey tamamen yeni yüzler den bir oluşum sinyali vermişti, bu onu daha da zorlayacak. Çünkü toplum da vefa borcu kavramı sarsılmaz derecede güçlü.
Sn Özersay Dışında başka parti kurulur mu ?
Evet bence % 3’e talip çok parti kurulacak...”
 
(Hasip UFUK)
 
 
 
2 bin üyeyi kim yaptı!
 
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaptığı kamuoyu araştırmasıyla adını duyuran ve seçim sonucunu bilen Gecizi bu kez de UBP kurultayı öncesinde ansızın bir anket yayınladı…
Elbette sonuçlara sevinenler de oldu üzülenler de…
Ama asıl tartışılması gereken şu;
Anket sonuçlarında 9 bin üyeden 2 bininin üye olduklarını bile bilmediği gerçeği ortaya çıktı!
Yani naylon üyeler konusunda yapılan eleştiriler doğrulanmış oldu!
Bu da demektir ki 31 Ekim tarihinde yapılacak olan kurultaydan sonra bir mahkeme süreci daha UBP camiasını bekliyor!
Kaderleri midir nedir artık…
 
 
Mağusalılar kurultay sonrasını bekleyecek!
 
Hatırlanacağı üzere geçen hafta yapılan UBP’nin Mağusa ilçe başkanlığı seçimlerinde Güneş Güneşoğlu 21 oy farkla seçimi kazanmış ve ilçe başkanı olmuştu!
Dün ortaya çok ciddi bir iddia ortaya atıldı;
Bazı UBP’li üyelerin birden fazla oy kullandığı kamera görüntüleriyle ortaya çıktı!
Yani iddia tamamen bir sahtekarlık olduğu yönünde…
Bu arada özellikle Mağusa bu haberle çalkalanırken bize gelen bilgilere göre 21 oyla seçim kaybeden Nüshet İlktuğ kurultay gününe kadar konuyu yargıya taşımayacak!
Ama kurultayın hemen ertesi günü ise konusu polise ve oradan da yargıya taşınacak…
Bu konuda hapse girecek olanların bile olduğu söyleniyor!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın İzzet İZCAN, Meclis’te oybirliğiyle geçen siyasi partiler yasasının iptalini istemekle siz ancak Cumhurbaşkanı Akıncı’nın işini zorlaştırırsınız. Sonra devlete pek de inanmayan bir siyasi partinin devlet desteği istemesi de çok ayrı bir konu değil mi! Kusura bakmayın ama kendi ilkelerinizle çelişiyorsunuz!
Sayın Güneş GÜNEŞOĞLU, Mağusa’da UBP’liler kurultay sonrası ilçe başkanlığınızın düşeceğini ve kamera kayıtlarında her şeyin açık ve net olduğunu konuşuyorlar! Kurultay sonrası sizi zorlu günler bekliyor ve şimdiden hazırlıklı olmakta yarar görüyoruz!
Sayın Emir ERSOY, Girne’den 13’ncü sıradan parti meclisi adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Demek ki artık aktif siyaset için kara verdiniz ve ilk adımı da attınız. Hoş 13 rakamı sizi korkutabilir ama benim uğurlu sayım olduğunu biliyor muydunuz? Gazanız mübarek olsun…
Sayın Osman UZUN, kurultay öncesi kendi yeğeninizin önünü bile kestiğinize göre elbet vardır bir amacınız değil mi? Bu arada hangi parti meclisi adayının hangi genel başkanını desteklediği yönünde doğru olmayan söylentileriniz camia içindeki sürtüşmeyi körüklüyor ve tepki büyük bilesiniz!
Sayın Ersin TATAR, Gezici anketinde üçüncü sırada çıktınız ama daha yukarılarda olduğunuzu düşünenlerin sayısı küçümsenecek kadar az değil. En iyisi ve doğrusu anketleri bir yana bırakıp son 5 günü iyi değerlendirmekte…
Sayın Sami ÖZUSLU, Yeni Düzen okurları muhakkak ki niçin yazmıyorsunuz diye sizi de arıyordur ama artık yoğun bir şekilde bizi de aramaya başladılar! Onlara ve kamuoyuna bir açıklama borcunuz var gibi geliyor bizim, ne dersiniz!
Sayın Kemal DENİZ DANA, son bir haftanızı devlet dairelerinden belge toplamakla geçirdiğinizi ve kısa bir süre içinde bu belgeleri kamuoyuyla paylaşacağınızı duyduk. İddialara göre bunların gündeme gelmesiyle çok kişinin başı yanacakmış doğru mu!
Sayın Savaş ATAKAN, UBP Mağusa ilçe başkanlığı seçimlerinde sizin ve bazı partili arkadaşlarınızın divanda yer alması ayrıca aynı isimlerin yine kurultayda divan üyesi yapılmak istenmesi ortalığı fena karıştırdı. Bu işin altında bir bit yeniği yok değil mi?
Sayın Mehmet BENLİ, bir çok işadamının aksine Kiler’in Kermiya şubesi açılışına tek bir tane bile siyasetçi çağırmayarak bu konudaki prensiplerinize bir kez daha sadık kalmışsınız. Siz doğru olanı yapıyorsunuz umarız tüm işadamlarına örnek teşkil eder…
Sayın Necdet NUMAN, Girne ilçe başkanlığı konusunda mahkeme kararına rağmen olayı daha ileri safhaya götüreceğinizi öğrendik. Karar elbette sizin ama partiliniz sizi daha olgun olmaya çağırıyor, bizden iletmesi!
Sayın Osman KORAHAN, yakın bir gelecekte artık Sayıştay’ın görevleri arasına siyasi partileri de denetleme olacağına göre çalışan sayısı olarak buna hazır mısınız? Bunu için denetçi sayısını arttırmaktan başka bir çareniz yok ama bakalım hükümet bu konuya nasıl bakacak?
Sayın Hakan ORAN, milletvekillerinin özürsüz devamsızlığı konusunda önceki gün öyle güzel bir yazı kaleme aldınız ki altına imzamızı atarız. Bu memlekette olan hep garibana olur ve ne yazık ki onun vekilleri hep sıyırır. Kaleminize sağlık…
Sayın Nazım BERATLI, önümüzdeki günlerde göz ameliyatı olacağınızı duyduk büyük geçmiş olsun. Bu arada ameliyat sonrası büyük ses getirecek yazı diziniz de başlıyormuş! Bakalım CTP’lilerin tepkisi ne olacak?
Sayın Ramadan KAMİLOĞLU, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde pastırma kurutan çalışan olduğuna görü pastırmalı yumurta yapan da muhakkak vardır değil mi? Yani insaf da dinin yarısı diye ancak buna derler!