Biz bu yazıyı kaleme alırken TDP’de hareketli saatler yaşanıyordu.
Bizim aldığımız ilk duyumlar TDP’nin hükümetten çekileceği yönünde.
Mehmet Çakıcı tepkisinde haklıdır!
Çünkü kandırılmış, ya da daha yumuşak bir tabirle uyutulmuştur…
Aslında konu Başbakan Sibel Siber’in Ankara’ya verdiği taahhüt mektubu değil, bunu ortaklarından saklamasıdır…
Bu da halkın gönlünde taht kuran Sibel hanım gibi bir şahsiyete yakışmamış, haklı olarak tepkilere neden olmuştur…
Seçimlere az bir süre kala da CTP’ye de zarar vermiştir…

Sibel hanım bizim için hem bir tıp insanı hem de dürüst bir siyasetçi daha da önemlisi bir dost olarak önemli bir kişiliktir.
Ama bizi takip edenler de bilir ki bizim de kişiliğimiz doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten ve bunu da açıkça ifade etmekten yanadır.
Onun için bu yazıyı ‘dost acı söyler’ düşüncesiyle kaleme almaktayız.
Ve Sibel hanımın kesinlikle birileri tarafından yanlış yönlendirildiğini düşünmekteyiz.

Örneğin Geçitköy’de kiralanan 35 dönümlük arazi meselesi;
Sibel hanım bu konuda şikayetçi olmuş, su gelecek bölgedeki arazinin bile bir bölümünün kiraya verildiğini söylemiş…
Ah Sibel hanım ah!
Peki bu 35 dönümlük araziyi hangi hükümet, hangi tarihte kime kiralamış acaba?
Kiralama tarihi 2005 yılına dayanıyor.
CTP-DP koalisyon dönemi yani!
Maliye Bakanı da Ahmet Uzun…
Kiralayan YAYÖZ Ltd.
Şirketin sahibi de feshedilen ÖRP’nin genel başkan yardımcısı Ramazan Özçelik…

Sibel hanım diyor ki sahiler halkındır, kimseye verilemez…
Bunu söyleyenin elinden öperim ben!
İyi de Bafra sahil şeridine ne demeli Sibel hanım?
Eşsiz güzellikteki Bafra sahilleri büyük bir proje hazırlanarak hangi hükümet döneminde Türkiye’den ve KKTC’den büyük şirketlere kiraya verildi?
Tamam o zaman siz politikada değil, klinikte hastalarınızda ilgilenirdiniz ama ha keşke böyle bir açıklama yapmadan önce size danışmanlık edenler, CTP’nin o tarihlerde iktidarda olduğunu da söyleselerdi…

Bir de akaryakıt meselesi var;
Malum mesleğimiz gereği evden ofise memur zihniyeti ile çalışmıyoruz.
Normal bir insanın üç-beş misli gezip akaryakıt tüketiyoruz…
Geçici hükümet iş başına geldiğinde benim mütevazi arabam 120 TL’ye doluyordu.
Bu sabah depoyu doldurduğumda tam 135 TL ödedim.
Tamam 15 TL’lik fark beni batırmaz ama, UBP döneminde yapılan ardı ardı zamlardan sonra CTP’nin feryatları halen kulaklarımdadır Silah hanımcım…

İçimde uhdedir, bir kez daha yazmadan edemeyeceğim;
Girne’nin en müstesna köşelerinde tarım arazisi adı altında bir takım kişilere UBP döneminde 49 yıllığına peşkeş çekilen ama tarım değil ama villa dikilen araziler…
Ne olurdu Sibel hanım bunların kimlere peş çekildiğini isim isim açıklasaydı da, memleketin yüzsüzlerini hep birlikte öğrenseydik…

GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU



Sayın Asım AKANSOY
, biz sizi banko kazanacaklar listesinde bilirdik ama parti içinde öyle bir kampanya başlatıldı ki bizde hayrete düştük. 28 Temmuz akşamı hayal kırıklığı yaşamamak için son günleri iyi değerlendirin.

Sayın Ramazan GÜNDOĞDU, düğünlerde artık fiyatı yükseltmiş 100 Dolar takmaya başlamışsınız. Seçimlerde ne getirir ne götürür bilemeyiz ama kırsal kesime biraz daha ağırlık vermeniz tavsiye edilir…

Sayın Turgay AVCI, sanki sihirli bir değnek üzerinize değdi ve hızlı bir çıkış göstermeye başladınız. Seçim için kurduğunuz özel ekibiniz gece yarısı operasyonlarıyla sizi potaya soktu artık gerisi de size kaldı…

Sayın Biray HAMZAOĞULLARI, son haftaya girilirken İskele’de her kes sizin adınızdan bahsetmeye başladı. Şu anda Önder Sennaroğlu’nun hemen ardından ikinci sıraya yükselmişsiniz. Şimdi yatın kalkın dua edin partiniz bölgede iki vekil çıkarsın…

Sayın Oktay KAYALP, Mağusa Belediyesi’nin kongre salonunu CTP’nin ilçe binasına çevirdiğiniz yönünde şikayetler gelmeye başladı. Bu arada Yenişehir’de 300 kişiye verdiğiniz kebap partisinin faturası kime çıktı merak konusu olmuş…

Sayın Şerife ÜNVERDİ, hadi bakanlığınız döneminde bir takım çok da yasal olmayan icraatlara imza attınız ama bunu bir kez daha yapacağınızı söylemeniz hiç yakışık almadı. Akıl hocalarınız acaba sizi yanlış mı yönlendiriyor dersiniz?

Sayın Serdar DENKTAŞ,
önceki akşam Ada TV’nin stüdyolarını basarak Alihan Pehlivan’ı fena halde fırçalamışsınız. Bu işi gelenek hale getirmeye başladınız, farkındasınız değil mi?

Sayın Alihan PEHLİVAN, önceki akşam Onar Village’de epey hareketli ve heyecanlı dakikalar geçirmişsiniz. Olayın perde gerisini siz mi yazacaksınız yoksa bizim mi yazmamızı istersiniz?

Sayın Cem DANA, daha geçen hafta DP-UG’ye mühür vurmam deyip karmacı olduğunuzu söylerken şimdi ansızın ne oldu da mühür vurmaya karar verdiniz? Siyaset ne tuhaf bir şey değil mi?

Sayın Yakup DENİZ, Mağusa’da Lala Mustafa Paşa Cami’sinde emekli olan bir din adamının müezzinlik yapmasına niçin bu kadar tepki gösterdiniz ki? Bölgede büyük huzursuzluk var bilesiniz…

Sayın Niyazi İNATÇI, seçimler dolayısıyla Tepebaşı’nda geçmişin kirli çamaşırları da ortaya dökülmeye başlamış. 2005 ve 2006 yılında aldığınız teşviklerle ilgili elimize ilginç bilgiler gelmeye başladı.

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI,
Mağusa’da büyük bir asfalt şirketini satın aldığınız ve mesleğe geri döndüğünüzü öğrendik. Türkiyeli ortağınızın da epey güçlü olduğu söyleniyor. Allah muhabbetinizi bozmasın…

Sayın Rasıh REŞAT, önceki sabah 04.00’de Lefkoşa-Mağusa yolunda görülmüşsünüz. Seçimlerin bütün ağırlığı üzerinize bindi seçim sonrası uzun bir tatili siz de hak ettiniz değil mi?

Sayın Resmiye CANALTAY,
İrsen bey partiden istifanızın en doğru karar olacağını söylediğine göre artık o makamda daha fazla oturmazsınız değil mi?

Sayın Ahmet ZENGİN, geçmişe bir vefa borcu olarak aday olmasınız bile bu sıcaklarda partiniz için çalışmanız gözlerden kaçmıyor. Birkaç gün daha dayanın yaylanın serin havası sizi bekliyor…

Sayın Bertan ZAROĞLU, 1000 kişilik iftar yemeği ile kırılması çok zor bir rekora imza atmışsınız. Bu arada 28 Temmuz seçimlerinde yaptığınız liste de merak konusu olmuş diyorlar…

Sayın Fatma KAVAZ, Büyükkonuk ve yöresinde seçim çalışmalarında erkeklere taş çıkarttığınız ve partinize büyük destek sağladığınızı söylüyorlar. Kadının fendi erkeği böyle yenermiş değil mi?

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, seçimler için Türkiye’den uçak kaldırma işi maddi yetersizlik nedeniyle olmayacakmış. Hayırdır güvendiğiniz dağlara karlar mı yağdı yoksa?



Günün Fıkrası

Dikkat


Tıp Fakültesi birinci sınıfta, profesör öğrencileri kadavranın başında toplamış ve "arkadaşlar" demiş.
- birinci kural; kadavradan iğrenmeyeceksiniz, mideniz bulanmayacak. der ve hemen kadavranın arkasını çevirir, parmağını kadavranın kıçına sokar ve sonra da ağzına götürüp yalar, tüm öğrenciler de iğrenerek bakarlar ama çare yoktur; hepsi de aynı hareketi tekrarlar. Bütün sınıf aynı işlemi yaptıktan sonra profesör yeniden kadavranın başına geçerve "arkadaşlar" der;
- İkinci ve en önemli kural, kesinlikle çok dikkatli olacaksınız, asla en küçük bir ayrıntıyı bile atlamayacaksınız... Mesela az önce ben işaret parmağımı kadavranın kıçına sokup, orta parmağımı ağzıma götürdüm ama hepiniz bunu atladınız...