“Konu: Karakum Cuma Cemiloğlu Anaokulu isim değişikliği hakkında.
Sayın Hüseyin Özgürgün,
KKTC Başbakanı
Ben 330429 kimlik kartı hamili Ahmet Cemiloğlu. Girne’de ikamet etmekte olup yaşamımı inşaat sektöründe çalışarak idame ettirmekteyim.
Karakum Cuma Cemiloğlu Anaokulu isim değişikliği süreci ve yaşananlar konusunda sizleri bilgilendirmek istiyorum.
Ben sekiz yıldan beridir Kıbrıs İnşaat firmasında ustabaşı olarak çalışmaktayım. Eylül 2014 yılında üniversite öğrencisi olan ve staj yapmak için benle çalışan oğlumu talihsiz bir kaza sonucunda kaybettik.
Kendisinin ismini yaşatmak ve geleceğimiz olan çocuklarımıza daha güzel yarınlar hazırlamak amacıyla Karakum Anaokulu Okul Aile Birliği ve Okul İdaresi’nin davetini kabul ederek söz konusu okula maddi ve manevi büyük katkılar sağladık.
Bu proje kapsamında 500 m2 kapalı alanda iki adet derslik, mutfak, yemekhane, müdür odası, öğretmenler odası, depo, ıslak hacimler inşa edilmiştir.
Ayrıca, bu anaokulumuzun tüm çevre düzenlemesi ve 1,000m2 parke otopark yapımı gerçekleştirilmiştir.
Birlikte çalıştığımız iş insanlarının ve gönül dostlarının katkısı ile yapılan bu iş toplamda 750,000 TL’ye (Yedi Yüz Elli Bin Türk Lirası) mal olmuştur.
Ağustos 2015 tarihinde tamamlanan projeyi yerinde inceleyen ve takdir eden dönemin Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst tarafından hazırlanan önergeyle okulun ismi 16.9.2015 tarihindeki Bakanlar Kurulu’nun Ö (K-I)310-215 karar numarasıyla Karakum Cuma Cemiloğlu Anaokulu olarak değiştirilmiştir.
Alınan bu karar ailem, katkı koyan iş insanları ve şahsım tarafından büyük takdirle karşılanmış ve oğlumun isminin yaşatılması açısından bizlere manevi huzur vermiştir.
Büyük bir hayal kırıklığı ile öğrenmiş bulunmaktayız ki, o zaman alınan karar sizlerin talebi doğrultusunda hazırlanan bir önergeyle Bakanlar Kurulu’nun 11.8.2016 tarihli H(K-I)635-2016 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Gelinen bu aşamada sizlerden isteğim büyük bir vefasızlık örneği ile atılan bu adımın gerekçelerini açıklamanızdır.
Şöyle ki aşağıdaki sorularıma sizlerden cevaplar beklemekteyim:
Bizler böylesine manevi bir durum vesilesiyle bu okulumuza maddi ve manevi katkı sağlayarak hata mı yaptık?
Bir ay öncesine kadar Okul Müdüresi’nin talebi olan ocak ve fırını alarak suç mu işledik?
Anavatanımız olarak gördüğümüz ve canla başla çalışarak katkı sağladığımız KKTC’de bizler ikinci sınıf vatandaş mıyız?
Bizlerin hakkını savunacak bir merci var mıdır?
Bilgi ve gereğini saygılarımla arz ederim…”
 
Ahmet Cemiloğlu
Kimlik No: 330429
Cep Tel: 0533 837 77 78
 
 
Gardiyanoğlu’ndan Sağlık Bakanlığı’na tepki!
 
“Sevgili Levent Özadam,
03.11.2016 tarihinde köşende yayınlamış olduğun Sağlık Bakanlığına Remzi Gardiyanoğlu (KTSÇHB Başkanı olarak değil, Dr. Remzi Gardiyanoğlu olarak da değil) olarak vermiş olduğum dilekçenin cevabı için sana teşekkürü bir borç bilirim, şöyle ki;
1-Ben dilekçemden de anlaşılacağı gibi dilekçeyi KKTC Sağlık Bakanlığına vermiştim onlar herhalde karıştırmış olacaklar ki cevabı sana yolladılar bana değil.
2-Ben dilekçemi 12 Temmuz 2016 tarihinde verdim cevap 20 Ekim 2016 (Başvurudan 3.5 ay sonra) tarihinde yazılmış ama halen 03 Kasım 2016 (Başvurudan yaklaşık 4 ay sonra) tarihinde bana ulaşmadı.
3- Evet ben serbest çalışan bir hekimim, istersem yasal hakkım olan farklı iş kollarında da faaliyet gösterebilirim. Bakanlığın bilgili yetkilileri herhalde beni kendi bünyelerinde çalışan ve çok hassas oldukları Anayasaya aykırı olarak çalışan ve 2. iş yapan kamu hekimleri ile karıştırdılar.
4-Ayrıca ben bu kahve otomatları olan şirketimi ekte gönderdiğim yazıdan da anlaşılacağı gibi 15 Eylül 2016 tarihinde ilgili şirkette devrettim.Yani onların bana cevap yazdığı tarihten önce.
5-Sevgili Levent Özadam ayrıca Sağlık Bakanlığı müsteşarı Deniz Dana ile bugün yapmış olduğum görüşmede bana Sağlık Bakanının emri ile bu belgenin kim tarafından ve ne amaçla basına verildiği ile ilgili soruşturma başlatıldığı ifade edilmiştir.
Saygılarımla”
 
Remzi Gardiyanoğlu
 
 
 
 
 
Kıbrıs Türkü hayalet mi!
 
Pile’deki kumar operasyonu…
Bizim gazetelerde ortak operasyon başlıkları atıldı!
Rum gazetelerinde de benzer başlıklar vardı…
Çoğunluğu memnun eden bir haberdi bu!
Müzakerelerin devam ettiği ve yoğunlaştığı bir dönemde ‘ortak’ kelimesi bile hoşuna gitti herkesin…
BM gözetiminde ortak kumar operasyonu!
Ama Rum Adalet Bakanı Nikolau öyle düşünmüyordu…
Üstüne basa basa açıkladı;
“KKTC polisi ile işbirliği yapılmadı” diye demeçler verdi!
Çünkü KKTC ile işbirliği Rum kesimi için çoktan kendi davalarının kaybetmesiydi…
İki senelik BM’nin de içinde olduğu bir çalışma!
Sonra eş zamanlı bir operasyon ve…
Onlara göre yine KKTC diye bir şey ortada!
Bizi hayalet yerine koyuyorlar…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, devletin hellim üreticisine verdiği teşvikin en son hangi boyutlara çıktığını biliyor musunuz! Bu arada süt tozunun yasal olmayan yollardan Kuzey’e kimler tarafından geçirildiğini bir araştırın bakalım altından neler çıkacak! Ve son olarak hellimdeki süt tozu oranları hakkında bir araştırma lütfen!
Sayın Osman KORAHAN, Telekomünikasyon Dairesi’nde üç aydır süren soruşturma çalışanların zan altında kalmasına neden oldu. Banka ekstrelerinin bir türlü gelmemesi de denetçilerin işini bir hayli zorlaştırıyor. Bu konuda bankalara baskı yapacak bir mekanizme yok mu!
Sayın Enis ELAGÖZ, göreve gelir gelmez dairede Sayıştay çalışması istediniz ama bu iş tam bir yılan hikayesine döndü! Tamamen hesaptan hesaba yapılan ödemelerde çalışanların zan altında kalmasına daha ne kadar göz yumacaksınız!
Sayın Mustafa AKINCI, sizin eski ve kadim dostlar Kıbrıs müzakerelerinde istedikleri gibi bir yol haritası çizilmeyince baskı yapma yolunu seçtiler! Körü körüne bir çözüm bu adaya ne getirir ne götürür bir soruverin lütfen! Kulaklarınızı tıkamaktan başka bir şey kalmıyor değil mi!
Sayın İrfan TANSEL, 3 milyon TL’den fazla bir ilaçlama ihalesinde tek adres gösteriliyor ve bunu desteklemek de size kalıyorsa bunun altında bir çapanoğlu ararlar ve sonuçta yanlış kararın altında siz de kalırsınız! Bir daha düşünün deriz!
Sayın Tamay SOYSAN, bazı çalışanlar kendilerine sahip çıkmadığınız için sendikadan istifa etmeye başladılar. Çalışanların zan altında bırakılmasına sendika başkanı olarak müdahale etmeniz bekleniyor!
Sayın Ahmet BENLİ, belediye sınırları içindeki bir yeşil alanın akrabalardan birine takas yoluyla vermek istemeniz ve bunu ısrarla gündeme getirmeye çalıştığınız yolundaki iddialar rahatsızlık yaratmış. Konuya açıklık getirmeniz isteniyor!
Sayın Hasan Nihat ERDURAN, Karayolları Eski Genel Müdürü olarak dairenin proje çalışmalarını sizin aracılığınızla öğrenmek biraz garip değil mi! İyi de yeni yönetim bunları niçin kamuoyundan gizlemeye çalışıyor, bunun bir açıklaması olmalı değil mi!
Sayın Münevver SAYDAM, vakıf olarak kitap bağış kampanyanızda 3 bin kadar kitabın toplanması iyi bir rakam değil mi! Çok yakında 500 kadar kitabı da bizzat ben size ulaştıracağım şimdiden yerlerini ayırın olur mu!
Sayın Kutlu EVREN, Mobese çalışmalarını biraz geç de olsa tamamlanmak üzere olduğunu memnuniyetle öğrendik. Ancak sizi pek yakında Akdeniz köyü sahilleri ilgili zorlu günler bekliyor, şimdiden tüyo vermiş olalım!
Sayın Sunat ATUN, önce 1 kuruşluk bir ay sonra da çok kuruşluk elektrik zammı size göre devlet ciddiyetiyle bağdaşıyor mu! Yapacaksanız bir kere de yapın ki vatandaş da bin kere değil sadece bir kere ölsün!
Sayın Ahmet SENNAROĞLU, bölgenizdeki eşsiz güzellikteki piknik alanı ve turistik tesisleri nihayet yeniden belediyeye kazandırmayı başarmışsınız. İyi de bu devirin bir tazminatı olmayacak mı, bunu kim ödeyecek!
Sayın Alihan PEHLİVAN, bakanların basın danışmanları arasında yurt dışı ziyaretlerde açık ara önde gidiyormuşsunuz. Buna sitem eden danışman meslektaşlarınız var aman onların gözüne gelmeyin olur mu!
Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele bölgesine yerleştirilen gey ve lezbiyenlere destek veren tabelaları kendi ellerinizle söküp attığınız görülmüş. Yani biraz maçoluk vardı ama bu kadarını da beklemiyorduk doğrusu!
Sayın Hasan TAÇOY, bağımsız bir takım vekiller olarak Kıbrıs konusunda vatandaşı bilgilendirme turlarına başladığınız görülmüş. Bir yerlerden sinyal mi aldınız yoksa tamamen bireysel bir çalışma mı!