Bugün veya en geç Yarın Suriye büyük devletler tarafından vurulacak. Tahminimce 3 günlük bir hava saldırısı olacak bazı hedeflere. Çünkü Suriye’nin yıpranmışta olsa çok kuvvetli bir ordusu var. Hava Kuvvetleri ile Deniz Kuvvetleri oldukça güçlü. Bunu bizzat 2008’de deniz yolu ile gittiğimiz Lazkiye limanında görmüştük. Yüze yakın sahil güvenlik botu ve her botun üzerinde füze rampaları. Lazkiye limanında demirliydiler. İçinde olduğumuz deniz otobüsü onların aralarından geçerek limana giriş yapmıştı.
Suriye’de silahlı kuvvetler üç ana ordu şeklinde örgütlenmiş. Merkez karargâhı Şam’da olan 1. Ordu, Şam ve Golan Tepeleri ve Ürdün sınırı arasındaki bölgede görev yapmakta. Elinde 350 civarında T–62/72 tankları bulunan Cumhuriyet Muhafızları Mekanize Tümeni ve Golan Tepeleri ve Lübnan sınırında üstlenmiş14.Özel Kuvvetler Tümeni Suriye ordusunun iki önemli elit birliğidir ve doğrudan 1.Orduya bağlıdır.
Merkez karargâhı Zabadani’de olan 2.Ordu, Şam’ın kuzeyinden Humus’a kadar olan bölgede faaliyet göstermektedir. 2005Nisanı’ndaki çekilmeden önce Lübnan’daki Suriye birlikleri bu orduya bağlıydı. Suriye’de kurulan 3. Ordu ise Türkiye ve Irak sınırını korumaktadır. Merkez karargâhı Halep’te olan bu ordunun diğer bir görevi de kimyasal ve biyolojik silah üretim tesislerini, füze üretim ve fırlatma imkânlarını korumaktır.
Suriye ordusunun en çok güvendiği silahlar arasında bulunan Scud ve Sam füzeleri 1500 km menzile sahip!.. Nükleer başlık takılabilen SCUD füzelerini Türkiye'ye çeviren Esad yönetimi, en çok elindeki bu Rus silahlarına güveniyor. Yakın zamana kadar ABD ve İsrail'in korkulu rüyası olan SCUD füzeleri Irak-Türkiye sınırına Kamışlı ve AynDiwar'da konuşlandırılmış durumda. İstenildiği taktirde Kıbrıs Ada’sının her tarafını vurabilecek menzilde yani.
Şam yönetiminin elinde, yıllardır İsrail ve Lübnan'daki muhaliflere karşı koz olarak kullandığı füzelerin 1500 kilometre menzili füzeler bulunuyor. SSCB döneminden kalma SCUD B/C serisi füzelerin nükleer başlık kapasitesi İsrail'in korkulu rüyası olarak biliniyor.
Suriye ile ilgili bazı veriler;
Toplam Nüfus: 22,517,750
Aktif Asker Sayısı: 304,000
Yedek Asker Sayısı: 450,500
Kara Silahları: 25,406
Tanklar: 4,950
ZPT ve PSA’lar: 6,610
Çekili Topçular: 2,160
Kendinden Tahrikli Silahlar: 486
Çoklu Roketatarlar: 1,200
Havan Topu Sistemleri: 1,510
Anti-Tanklar: 8,490
Uçaksavarlar: 3,310
Lojistik Araçlar: 8,000
Toplam Uçaklar: 830
Helikopterler: 208
Aktif Havaalanları: 104
Bu bilgileri verdim çünkü Suriye öyle sanıldığının aksine kolay lokma değil! Bakmayın siz içerde iç savaş olduğunda. Hala daha güçlü ve disiplinli bir ordusu var. Ve en önemlisi de elinde Türkiye’de Eskişehir’i ,Kıbrıs Ada’sının tümünü vurabilecek menzilde nükleer başlıkta takılabilen füze sistemleri var. Bu füze sistemlerini bugün Suriye’yi vurmak için hazırlanan başta Rusya ve Fransa’nın verdiğini de unutmamak gerekir.
İşte tüm bu olup biteni biz 3 yıl önce hayal dahi edemezdik. 2008’de dönemin Dışişleri Bakanı Turgay Avcı ile başlayan süreçte KKTC Pasaportlarına Suriye mühür vurmuş ve KKTC’li birçok bakan ve iş adamı Suriye’yi ikinci kapı haline getirmişti.
Bu gezilerin birinde eski Maliye Bakanı Ersin Tatar ve beraberindeki bir heyetle Suriye’ye gitmiştik 2010 yılında. Bizi Suriye’de krallar gibi ağırlamışlardı. Rahmetli Abdullah Atlar’ı da burada rahmetle anmak gerek. Çünkü gezinin Suriye bacağını o organize etmişti.
Tarihi Halep Çarşısını gezerken Kıbrıslı dostlarımızı karşımızda görünce oldukça şaşırmış sonradan Halep çarşısının son yıllarda Kıbrıs’tan birçok kişiyi ağırladığını öğrenmiştik.
Suriye gezisinden o kadar memnun kalmıştık ki Olgun Amcaoğlu ile beraber Suriye kralı Beşşar Esad dev posterinin altında resim bile çekilmiştik. Zira KKTC’yi tanıyan ülkelerin başında yer alacak ve ticari ilişkiler hızla gelişecek diye ümitliydik. Başta hellim ve turizm olmak üzere birçok sektör Suriye’de kendisine şans kapısı bulabilecekti. Bulmaya da başlamıştı.
Ve aradan sadece 3 yıl geçmiş olmasına karşın bugün hepimizin aklının arkasında o korku var. Ya Suriye bizi de vurursa. Ya yanlışlıkla bile olsa bir nükleer füze Lefkoşa’ya düşerse! Allah hepimizi savaşlardan ve onun sebep olduğu acılardan korusun…
Kutlay ERK:İngiliz üsleri ile çıkışınız takdire şayian ama sizi bu noktada dinlerler mi işte orası biraz muamma.
Faiz SUCUOĞLU:Doğum gününüzde sürprizler ardı ardına gelmiş. Ama en büyük sürprizi evde kızlarınız ve eşiniz yapmış size.
Tufan ERHURMAN:Dün UBP ile olan görüşmede yer almaz iken DP’de vardınız. Bu bile kulisleri hareketlendirmeye yetti de arttı bile.
Ersin TATAR: Bir kulağınız koalisyon görüşmelerinde diğer kulağınız döviz cephesinde. İkisini de takip etmek zor şu günlerde.
Suat GÜNSEL:KKTC’nin en büyük ve en modern camisinin temel atma töreni için artık sayılı günler kalmış. Temel atma törenine Beşir Beyinde davetli olduğunu ve geleceğini de öğrendik.
Haydar ÇAKKO:Lefkoşa’daki aksaklıkları görüp tek tek fotoğraflarını çekip sosyal medyada paylaşmaya başlamışsınız.Kış gelmeden hangi tedbirlerin alınması gerektiğini de söylerseniz tam olacak.
Mehmet CEYLANLI:Uzun Karadeniz turundan sonra memleketin sıcakları sizi fena çarpmış diyorlar. Keşke bir ay daha kalabilseydiniz oralarda. Hiç olmazsa sıcaklıklar bir nebze olsun düşmüş olurdu burada da .
Bülent DİZDARLI: Herkesin hükümet kurduğu bu çağda siz Çağ Kebabı kuruyormuşsunuz. Ama o kadar kebabı tek başınıza yemeniz hem sağlık açsından hem de insani açıdan sakıncalıdır.
Metin GÜLTEKİN: Bakıyoruz da bu aralar sosyal paylaşım sitelerinde paylaştığınız tüm fotoğraflarda önünüzde ayran şişesi duruyor. Milli içki işine fena kapılmışsınız.
Hasan ARTUNER: Her yerde polis olmasına fena halde içerlemişsiniz. Onlarda ne yapacaklarını şaşırdılar, gözükseler vay gözükmeseler vay…
Mehmet YÜCEL:Mercure otelde yaptığınız başarılı çalışmalar ile fark yaratmaya devam ediyorsunuz. Bu yazın en hit oteli yaptınız Girne’de Mercure’yi.
Andaç GÜNAY:Tamda işler iyiye doğru giderken nereden çıktı bu savaş. Turizm bu işten nasıl etkilenecek?
Ferda EKİNCİ:Tatilden bir döndünüz pir döndünüz. Neredeyse her an gündem değişiyor. Dinlendiğiniz her günün acısı fena halde çıkıyordur bu günlerde.
Erkan EGMEZ:Bugünlerde cebini açık tutmakta fayda var. Zira Güney’de ki üsler ile ilgili en taze haberleri senden alacağız yine.
Firdevs ALPÖZGEN:Beyazıt Güraslan ile ekranlarda iyi bir ikili oluşturdunuz. İlk program reyting rekorları kırmış ADA TV’de.
Serdar CANALTAY:Girne gecelerinden sonra şimdide Lefkoşa gecelerinde görülmeye başlanmışsınız. Girne zaten bu aralar çok nemli. Lefkoşa ise daha serin.
Ahmet SAVAŞAN:Dün sabah siz Genç TV’de programda iken YDÜ Hastanesindeki tüm plazma televizyonlar sizi gösteriyordu. Hastalar kadar çalışanlarda sizi ilgi ile izliyordu.
Dr. Erkut AŞICIOĞLU:Antalya tatilinizin sonlarına yaklaşmışsınız. Umarız iyi dinlenmişsinizdir, zira gelince bir hayli görmeniz gereken siyasetçi olacak.
Olgun MİNARE:Seçim öncesi bir anda kayboldunuz, seçim sonrası gene kayboldunuz, koalisyon görüşmelerinde yine ortalıkta yoksunuz. Var bunda bir iş ya…
GÜNÜN SÖZÜ
“Ben Av.Hasan Yücelen olarak UBP'nin düşürüldüğü bu durumu hazmedemiyorum. Arkadaşlar UBP olmaz bu yüzden DP ile hükümet kurmak için karar veren CTP değil mi? O halde UBP koğpuyöneticilerinin bu noktadan sonra CTP ile konuşulacak bir koalisyon modeli kalmamıştır. İki ay önceye kadar tek başına iktidar olan bir UBP'ye ben yakıştırmıyorum CTP gel dediğinde gelen, otur dediğinde oturan, git dediğinde giden bir parti olmasını.Kimse bana ülkeyi hükümetsiz bırakmayız edebiyatı yapmasın.Tüm hedef her şeye rağmen koltuğa oturabilmektir.”
Av.Hasan Yücelen
BİZİM TEMEL
Temel bir gün yolda giderken polisler durdurur. Ehliyet ruhsat sorar. Temel:
-Naptum ben memur bey? diye sorar.
-Radara girdiniz ceza kesicez!
-Ula ne kızıyisun yemedik ya radarunuziçikaruz da..