Yukarıdaki başlığı okuyunca ‘bu rakam da nereden çıktı’ diye sorabilirsiniz.
Çünkü, duyunca bizim de ilk sorumuz bu olmuştu.
Bu rakam LTB’deki sorunların çözülmesi için daha önce vaat edilen rakamın çok üstünde olan bir rakam.
Belki de LTB’de yaşanan krizin çözülmesi için son bir şans da olabilir.
Ama sakın bu rakamı bir yerimizden uydurduğumuzu filan da sanmayın sakın.
LTB’deki sorunların çözümü için önce 55 milyon TL düşük faizli kredi vermeyi taahhüt eden Ziraat Bankası, çok ciddi kaynaklardan aldığımız bilgilere göre sorunun kökünden çözülmesi için, rakamı arttırdı ve 90 milyon TL’ye çıkarttı.
Daha da Türkçesi, Ankara artık LTB’de yaşanan krizin son bulmasını istiyor ve bu konuda kesenin cebini de açtı.

Bu para hibe filan değil!
LTB’nin KKTC’deki bankalardan aldığı kredinin neredeyse üçte biri kadar faiz istediği, hem de uzun vadede ödenmesini kabul ettiği bir kıyak!
LTB’yi masaya yatırmışlar ve en ince ayrıntısına kadar hesaplayıp, 90 Milyon TL ile LTB’deki tüm sorunlara köklü çözüm getireceğini ortaya çıkarmışlar.
Öncelik çalışanın kangren halini almış ihtiyat sandığı ve sigorta yatırımlarında olacak ve bu para da yaklaşık 30 milyon TL olarak belirlendiği için, borcun tamamı kapatılacak.
Çalışanın sosyal güvencesi sağlandıktan sonra da maaşlar bundan böyle hiç gecikme olmadan, ayın ilk günlerinde ödenecek.

Çalışanın zaten en büyük istemi olan sosyal güvenceler ve maaş konusu da tarih olacak.
Bu konuda Ziraat Bankası’nın taahhüdü aslında Ankara’nın da sözü olacak.
Peki, bu kadar büyük para ödendikten sonra işin peşini bırakacaklar mı?
Böyle düşünen elbette çok saftır.
Çünkü burada amaç, günü kurtarmak değil, soruna köklü çözüm getirip LTB’yi ayağa kaldırmak, sonra da güçlü bir yapı kurarak devamını sağlamak.

Peki sigorta ve ihtiyat sandığı borçları kapatıldıktan sonra ne olacak?
Belediye’nin çeşitli bankalardan aldığı yüksek faizli borçlar da kapatılacak.
Tabi ki eski yapının yenilenmesi ve belediyeye yeni bir kimlik kazandırılması için yani bu paranın kullanılması için de bazı şartlar olacak.
Öncelikle söyleyelim ki, 194 kişinin devlette istihdam edilmesi kararı filan ortadan kalkacak.
Yine tek bir çalışan bile işten durdurulmayacak.
Ama, belediyede çalıştıkları halde işe gitmeden maaş çekenler de kapı dışı edilecek.
Buraya kadar kimsenin ‘hayır’ diyeceğini düşünemiyoruz.

Bu paranın belediyeye kaynak olarak aktarılmasından sonra 3 yıl boyunca çalışanlara maaş artışı yapılmayacak.
4 yıl boyunca da emekli olanların yerine yeni istihdam yapılmayacak.
Yine 4 yıl boyunca çalışanlardan bayram ödeneklerinden feragat etmeleri istenecek.
Ziraat Bankasına olan borç ise, belediyenin gelirlerinden ödenecek ve bunun için uzun bir vade sağlanacak.

Peki Cemal Başkan ne olacak?
Orası biraz karışık;
Bizim aldığımız bilgilere göre, Cemal Başkan yasalar gereği başkan olarak kalacak ama elindeki tüm yetkiler de alınacak.
Yani, bir tek çeke bile imza atamayacak.
Ama bir takım idari kararların alınmasında da katkı koyacak, tecrübesinden yararlanılacak.

Şimdi olaya sadece bir basın mensubu olarak değil değil, Lefkoşa’da yaşayan bir vatandaş ve aynı zamanda sendika ve çalışan olarak da bakmak lazım.
Bir basın mensubu olarak yorum yapmak gerekirse, artık kilitlenme noktasında olan ve sinirlerin bozulduğu Lefkoşa için bulunmaz bir fırsat.
Hiç çare üretemeyip, pisliğin içinde yaşamaktan kurtulmak için belki de son şans.

En önemlisi de bir LTB çalışanı olarak bakmak;
Aylardır çalışarak değil, sokaklarda eylem yaparak, her an işinden olma hissiyatı içinde olan, cebi doğru dürüst para görmeyen, sosyal güvencesi olmayan bir çalışan için de hiç de yabana atılacak bir fırsat değil.
Eğer,
Bir süre bayram ödeneğinden ve maaş artışından feragat etmeyi göz önüne alırlarsa, ‘hiç yoktan iyidir’ mantığı ile bakarlarsa, bir çoğunun ‘hayır’ demeyeceğini tahmin etmek de zor değil.

Sendikaya gelince;
Onlar da bu yola belki de hayatlarını koymuş olan demokratik bir örgüt olarak artık yoruldu ve yıpranma sürecine girdiklerinin farkındalar.
Son yaptıkları açıklamada ‘maaşlar ve sosyal güvenceler tamamsa biz de tamamız” dediklerine göre, çok fazla bir sorun çıkaracaklarını zannetmiyorum.
En azından onlar da biliyorlar ki, başından beri Lefkoşa halkından aldıkları güç ile buraya kadar geldiler ve bu fırsat kötünün iyisi de olsa, değerlendirmeye değer.

Bir Lefkoşalı olarak bakıldığında da aslında çok değişik şeyler yazmayacağız.
LTB’de ki şu anki yapının sürdürülebilir olmadığını hepimiz biliyoruz.
Çalışanları sonuna kadar destekliyoruz, ama çöp ve sinek içinde de kalmak istemiyoruz.
Bunları alt alta yazdığımızda ise ortaya en azından benim için bir sonuç çıkıyor.
Ankara, büyük bir fedakarlık için kararlı ama bizden de daha da çok çalışandan da fedakarlık istiyor.
Bu fedakarlıkta herkes kendine düşeni yapmaya hazırsa, bu iş birkaç gün içinde çözülecek demektir.
Herkes elini vicdanına koysun ve artık tarihi kararı versin.



MESAJ KUTUSU


Sayın Ahmet KESKİN, dün Başbakanlıkta tam anlamıyla bir devlet krizi yarattınız. Hadi yeni müsteşar siz oldunuz da emikli olmuş birisi nasıl müsteşar olur bari onun da formülünü söyleseydiniz. Memleket sayenizde resmen kaynadı.

Sayın Vakkas ALTINBAŞ, dünkü nazik açıklamalarınızdan sonra hele de teşekkür etmenizden sonra asıl biz teşekkür ederiz. Çarşamba günkü kamuoyu açıklamanızı merakla bekleyeceğiz.

Sayın Fuat NAMSOY, Önce Lefkoşa İlçe Başkanı Faiz Sucuoğlu’nu by-pass etmek için operasyon düzenlediniz sonra da dün kendisi ile öğle yemeğinde buluşup özür dilediniz. Ben bir şey anlamadım bu işten, siz anladıysanız bana da anlatın lütfen.

Sayın Ahmet KAŞİF, dün Pia Bella Otel’de Girneli delegelerle buluşup ikinci tur için destek isterken gözlemlendiniz. İlkay Kamil’in bu konudaki hakkını asla ödeyemezsiniz. Bu arada selden zarar görenleri ziyaret etmeniz de memnuniyet yarattı.

Sayın Hasan TAÇOY, ikinci turda kazanıldığı taktirde Maliye Bakanlığı’nın size geçeceğini söylemeye başlamışsınız. Peki Ersin bey de sizin cepheye geçerse yine de ısrarlı olacak mısınız?

Sayın Mehmet TANCER, yeni hükümet döneminde Sağlık Bakanlığı’nı kaptırmamak için şimdiden şart koştuğunuzu öğrendik. Turizm Bakanlığı’ndan ne çabuk vazgeçtiniz. Bir dünya turu da siz yapar Ünal beyi hasedinden çatlatabilirdiniz. İyi düşünün deriz.

Sayın Çağlayan CESURER
, El-Sen grevini vatandaş sıkıntı çekmesin diye ertelediğiniz için kamuoyunun büyük taktirini kazandınız. Böylelikle bazı sendikaların da gerçekten halkın yanında olduğu göstermiş oldunuz, tebrik ederiz.

Sayın Faiz SUCUOĞLU, Lefkoşa örgütleri sizi yalnız bırakmayınca oyun bozulmuş ve şimdi parti içinde çok daha güçlü hale gelmişsiniz. İkinci turda tarafsız olacağınızı açıklamanız bekleniyormuş.

Sayın Savaş BOZAT, açlık sınırına yaklaşan bazı çalışanlar artık kuruş paraları olmadığı için gazinolara giderek karınlarını doyurmaya başlamışlar. Ziraat Bankası’nın yeni önerisini yabana atmamanızı salık veririz.

Sayın Prof.Dr.Abdullah ÖZTOPRAK, DAÜ’de kurultay için bir masa kurulduğunu öğrendik. Bilim yuvasına da yakıştıramadık. Umarız en kısa zamanda bu çirkinliği ortadan kaldırırsınız. Eski kötü günleri akıldan çıkarmamak gerek değil mi?

Sayın Mehmet UYSAL
, önceki akşam Müsteşar Aksoy ile çok kritik bir yemekte bir araya geldiğiniz görülmüş. Partinin en aklı selim kurmayı olarak sorumluluğunuz çok büyük. Parti bölündü-bölünecek duruma geldi.

Sayın Hüda AKSOY, artık istifa mı edeceksiniz, mahalleye mi gideceksiniz bir karar verseniz diyoruz. Sizin koltuk daha boşalmadan doldurmak isteyenler Başbakanlığı basmaya başlamış. Ben de yakında ‘Başbakan benim’ demeye başlayacağım bilesiniz.

Sayın Serhat İNCİRLİ, önceki akşam Girne-Lefkoşa yolundaki sel felaketinden siz de nasibinizi almış ve zor dakikalar geçirmişsiniz. Geçmiş olsun diyoruz. Artık bu memlekette bagajda can yeleği de taşımak zorunlu olmalı. Ama sizi anca iki tanesi idare eder değil mi?

Sayın Ali KİŞMİR, CTP’lilere başınız fena halde dertte diye duyduk doğru mu? Merak etmeyin seçimler yakın, bu ülkede dargınlıklar fazla sürmez. Hatta başbakanın imzasını bile taklit etseniz, unutulur gider.

Sayın Şener LEVENT, dünkü yazınız için Aborjinlerden mesaj geldi size çok kırılmışlar. Kendilerini ziyaret etmenizi istiyorlar, bizim yaşadığımız tek bir sorun bile onlarda yaşanmazmış. Yalan da değil yani…

Sayın Ersan SANER, Ercan ihalesinde bazı pürüzler yaşanmaya başladı diye bir duyum aldık. Taşyapı şirketi ihale şartnamesini değiştirmek için kıvırmaya başlamış doğru mu? Diğer şirketlerin de gözü hala Ercan’da bilesiniz.

Sayın Kansu AKSU, Dışişleri Bakanlığı’ndan Maliye Bakanlığı’na transfer olduğunuzu öğrendik. Transfer ücreti aldınız mı yoksa beleşe mi gittiniz. Hayırlısı olsun, demek ki Ersin bey işini biliyor.

Sayın Gökhan GÜLER, bürokrasi ayaklar altına alınmışken en ciddi ve disiplinli bürokrat olarak ün yapmaya başladınız. Meclis’e gelenler sizden epey memnun görülüyorlar. Tebrik ederiz.

Sayın Mehmet ÇAKICI, DP’lileri ne yaptınız da bu kadar kızdırdınız anlamadık gitti. Artık sizin parti için Taklitçi Demokrasi Partisi demeye başladılar. Acaba manifestonun kapağındaki saati onlardan mı esinlendiniz?

Sayın Raziye KOCAİSMAİL,
bayanların yaşı ne söylenir ne de sorulur ama affınıza sığınarak 70’nci yaşınızı kutlar, sağlıklı mutlu nice seneler dileriz. Toplumsal duyarlılıkta bir çok genci cebinizden çıkarırsınız. Allah size uzun ömürler versin.


GÜNÜN FIKRASI


Kazanmak için

Brandi adında sarışın bir iş kadınının işleri çok kötü gidiyormuş. İflas edince yardım için Tanrı’ya başvurmaya karar vermiş. Gece yatmadan başlamış duaya; “Tanrım, iflas ettim ve işyerimi kaybettim. Eğer yakın zamanda elime para geçmezse evimi de kaybedeceğim. Lütfen Loto’yu kazanmamı sağla.” Ertesi gün o haftanın Loto çekilişi yapılmış ve başka biri kazanmış. Yine bir Loto çekilişi öncesinde kadın yine dua etmiş: “Tanrım, iş yerimi kaybettim, evim, kaybettim, eğer yakın zamanda elime para geçmezse arabamı da kaybedeceğim. Lütfen yarınki lotoyu kazanmamı sağla.” Ertesi gün Loto’yu yine bir başkası kazanmış. Sonraki loto arifesinde kadın yine dua etmeye başlamış: “Tanrım, beni neden unuttun? İş yerimi, evimi, arabamı kaybettim, çok zor durumdayım, lütfen, lütfen bu seferki Loto’yu kazanmamı sağla da işlerimi yoluna koyayım.” Birdenbire ortalık ilahi bir beyaz ışıkla aydınlanırken gök aralanmış ve Tanrı seslenmiş:
- “Brandi kızım, Loto’yu kazanmak için önce Loto bileti alman lazım...”