Üzülerek söylemek isterim ki günümüzün en yaygın ve en tehlikeli maddesi olan uyuşturucuda kullanım yaşı 15-16’lara kadar düştü. Bir zamanlar bu madde bilinmezken şimdilerde kullanılan maddenin çeşitliliği hakkında hemen hemen herkes bilgi sahibi olmaya başladı. Hemen hemen her gün uyuşturucu ile yakalanan gençlerin haberini duyuyoruz. Ölümler de cabası. Ne üzücüdür ki el bebek gül bebek yetiştirdiğimiz evlatlarımız bir hiç uğruna heba olabiliyor.
Günden güne değişen kültürümüzün yan etkilerinden biri de etkileşimle yaşanan değişimdir. Bizler koruma altına aldığımız çocuklarımızı 24 saat göz önünde tutamazken, gözümüzün önünden ayırdığımız her anını da kontrol etmek zorundayız.
Doğal olarak arkadaşları ve arkadaşlarının da arkadaşları olacak, tanışacak ve hatta birlikte zaman harcayıp, gezecektir. İşte çocukları ile ilişki derecesi belli olmayan bazı aile bireyleri, ergenlik yaşlarına gelmiş çocuklarını başıboş bırakarak onların hata üzerine hata yapmasına neden oluyor. Maalesef ki birçok aile çocuklarının kimlerle arkadaş ya da kimlerle nereye gittiğini dahi bilmiyor. Özellikle ergenlikten gençliğe geçişte ailelerle yaşanan kuşak çatışması gençleri kötü alışkanlıklara teşvik ediyor. Gençlerin bu tür maddeleri kullanırken bağımlılıktan dolayı büyük zarar gören beyinleri yavaş yavaş ölürken, dozunu ayarlayamaması da ölümlere yol açıyor.
Kendine güvensiz yetişen, aileleri ile sorun yaşayan, psikolojik sorunları olan ve kendini hayattan bezmiş hissedenler için uyuşturucu bir kurtuluştur. Bu sorunlarla boğuşan çocuklara destek şarttır. Her ne kadar paranın bazı şeylerin yerini doldurmayacağını bilmeyen aileler olsa da çocuklarının göz göre göre harcanmasını elbette ki istemezler.
Çocukların özellikle 16-25 yaş arası gençlerin sırf meraklarından daha sonra da alışkanlıklarından dolayı uyuşturucuya alışması ve kullanıcı olma sayısının günden güne artmasını her gün gazetelerde okuduğumuz polis haberlerinden anlamaktayız.
Hele de gencecik çocuklarımızı uyuşturucudan kaybetmenin ne denli acı olduğunu düşünmek bile istemezken, her geçen gün bu sayınına artması oldukça düşündürücüdür.
Polisin bile yetersiz kaldığı bu duruma birilerinin müdahil olması şarttır. Her ne kadar uyuşturucuyla mücadele birimi kurulmuş olsa da bugün uyuşturucu kullanıcıları yakalandığı an yaşı kaç olursa olsun rehabilitasyon merkezi yerine cezaevine gitmektedir. Bu kullanıcıların yani özellikle gençlerin bir şekilde tedavi görerek, bağımlılıktan kurtulmaları ve yeni bir hayata başlamaları gerekir. Ama nedense bu çocukları psikolojik destek almaları yerine kötü muamele ile cezaevlerinde harcıyoruz. Topluma kazandırma adına hiçbir şey yapılmaz ve önlem alınmazsa daha nice gençlerimizi göz göre göre kaybedeceğiz.