Halen Tarım alanında bir kıpırdama yok. Üretici artık son demlerini yaşıyor. Kolay mı yıl boyunca ekip, biçeceksiniz ama hiçbir kuruş cebinize girmeyecek hatta elinizdeki de gidecek.

Üretici isyanda… Her birinin sorunu ayni. Dertleri de ortak.

Gelmiş geçmiş hiçbir hükümet tarım alanında reform yapamadığından dolayı sorunlar bugün artarak büyümüş, hatta isyan noktasına gelmiştir. Tüm üretici sektörünün sorunlarının ana kaynağı ‘’para’’. Maliye Bakanlığı’nın bütçesinde yeterli kaynak olmamasından kaynaklı yaşanan sıkıntılar halen devam ediyor. Maaşların kılı kılına ödendiğini düşünecek olursak, memuru ve işçiyi mutlu eden hükümet üreticiyi neden mağdur ediyor. Yok olmakla yüz yüze kalan üretici sektörü için yarının ne getireceği belli değilken üretici nasıl bir gelecek hayal edebilir ki?

Tarım Bakanının her yıl değiştirildiği bu ülkede doğru dürüst bir tarım politikası yoksa tarımın geleceği nasıl kurulabilir ya da tarım nasıl ayağa kalkabilir? Maaşını devletten alarak, gerçek üretici tanımına uymayan kişilerin günden güne üretime darbe vurduğu ortada iken neden üreticiler sınıflandırılamıyor? Yani birileri maaşını alarak, çiftçi ve hayvancı olabiliyorsa, maaş almadan bu işi yapanları nasıl tanımlayabilirsiniz ki? Öncelikle çiftçinin ve hayvancının tanımı yapılmalıdır. Yani gerçek üretici ortaya çıkmalı ve devlet tarafından desteklenmelidir. Devletin destek vermediği hiçbir sektör ayağa kalkamadığı gibi yok olmaya da mahkûmdur. Sırf bu yüzden sokağa dökülme kararı alındığında dahi yine zararı üretici görüyor. Yollara dökülen üreticinin hem mazot parası heba oluyor, hem de tarladaki çalışmaları yarım kalıyor. Yani işin ucu yine üreticiye dokunuyor. Çözüm uyarı niteliğinde yapılacak ya da şok eylemler değildir. Çözüm hükümet edenlerin bu sektöre bir darbe vurma yerine Tarım reformunu hayata geçirmeleridir. Aksi takdirde yaşanacak olanlar yaşanmışları aratacak duruma gelecektir. Hükümet yetkilileri artık bir adım atarak, üreticiye destek vermelidir. Yarını olmayan bir üretim sektöründe, gelecek hayalleri kurulmaz. Üreticilerin birçoğu bu sektörden umudunu kesmiş durumdadır. Birileri artık bir adım atmalı ve bu bağlamda üretici sektörünün nefes alması sağlanmalıdır. Yoksa var olan bu nefes 2016’ya kadar yetmeyecek ve üretici boğulma tehlikesi altında can çekişecektir.