CTP’nin kabine değişikliği birkaç eleştiri dışında çok ses getirmedi!
Çünkü eskisi kadar olmasa da CTP’de parti içi disiplin halen devam ediyor…
Eleştiriler elbette yapılıyor ama mümkün olduğu kadar dışarıya sızdırılmıyor!
Ama ‘gençleştirme’ polemiği bir süre daha devam edebilir çünkü bunu açıklayanlar da buna pek inanmadılar!
Şimdi yeni bakan olanların gözü UBP kurultayına çevrildi ve merakla 31 Ekim tarihi bekleniyor…
Burada çok ilginç bir durum var eğer Hüseyin Özgürgün kurultayda kaybederse hükümetin bozulma ihtimali bir hayli fazla!
Böyle olunca da CTP’de yeni bakan olanlar en kısa bakanlık yapanlar sıralamasında liste başı olacaklar ve tarihe geçecekler!
CTP’deki disiplin ise her zaman olduğu gibi UBP’de yok!
Genel başkanlık için 7 tane adayın olması bile eşi benzeri görülmemiş bir durumdur…
Hele de 5 genel başkan adayının birleşip ilk turun sonucuna göre işbirliği yapacak olmaları dünyada ilk kez oluyor!
Oğuz Ceyda dışındaki 5 genel başkan adayının ilk turun sonucuna göre işbirliği yapacakları  tamam da şu anda görülen onlar arasında bile kurultay tarihine az bir süre kala büyük rekabet yaşanıyor…
Kaybedenler, kazanan adaya tam destek verir mi orasını tam olarak kestirmek pek mümkün değil!
Bizim ülkede siyaset her zaman çok şeye gebedir, bunu bir yerlere yazmak gerek…
Genel Başkan Hüseyin Özgürgün’e yeniden aday olduğu için yapılan eleştiriler sanki de son günlerde, hele de Özgürgün’ün sahaya inmesinden sonra azaldı gibi görülüyor!
Özgürgün eğer seçim kaybederse partiliyle çok geç buluştuğu için kaybedecek çünkü şimdiye kadar halktan kopuk bir tablo ortaya koydu…
Ama hem genel başkan olması hem de 5 bakanın kendisine çok yeterli olmasa da destek vermesi seçilmesi için iyi bir avantaj!
Eğer yüzüne konuşanlar arkasından da aynı şeyleri konuşuyorsa ikinci tura kalması büyük olası!
Peki ikinci tura kalamama alternatif var mı, bana göre var…
Partili köklü bir değişimden yanaysa İrsen Küçük örneğindeki gibi hiç acımaz değiştirir…
Son 10 günlük süre Özgürgün için çok önemli, saate bakmadan sahada kalması onu ikinci tura taşır!
Halkın sürekli içinde olmaya özen gösteren birisi olarak sohbetlerin ana konusu da UBP kurultayının nasıl sonuçlanacağı oluyor;
Sohbet ettiğimiz insanlar bize sorarken biz de onların görüşlerini almaya çalışıyoruz…
Genel kanı ise şu;
Hüseyin Özgürgün ikinci tura kalır, karşısında da ya Ersin Tatar ya da Ünal Üstel olur!
Yani şu anda UBP’de kimin genel başkan seçileceği konusunda net bir görüş yok ama ortak görüşler hep bu üç isim arasında buluşuyor…
Önce Ersin Tatar;
Genel Başkan adaylığını ilk açıklayan isim olduğu için epey yol kat etti…
Mecazi anlamda da kat etti gerçek anlamda da!
Aylardır gezmedik, ayak basmadık yer bırakmadı ve ortaya koyduğu vizyonla epey göz dolduruyor.
En önemlisi ise bu yoldaki inançlı oluşu!
Genel başkan olacağına inanmış ve son saate kadar belli ki sokaktan eve girmeyecek ve ipi göğüslemek isteyecek.
Bir de sadece Lefkoşa’da değil adanın her kesiminde ciddi bir taraftar topluluğu oluşturdu, hemen er yerde ciddi ekiplerle çalışıyor.
Ve Ünal Üstel;
Adaylığını açıkladığı ilk günkü ‘ağabeylik’ söylemi işe yaramışa benziyor…
Ersin Tatar’a göre daha sessiz çalışmayı tercih ediyor ve son birkaç açıklaması dışında olgun bir politika izliyor.
Zira son birkaç açıklamasında fazla saldırgan ve hırçın olması ‘ağabeylik’ görüntüsüne gölge düşürebilir!
Devletin çeşitli kademelerinde uzun süre görev yaptığı için kalabalık ve kendisine inanan bir ekibi var…
Özgürgün, Tatar ile birlikte şu anda potanın içinde duruyor…
Genel başkan adaylarından Ersan Saner’in en büyük kozu G.Mağusa…
Bölgede kendisine ciddi bir destek var ve onun hedefi burada bütün oyların en azından yarısını alarak, diğer bölgelerden de çok olmasa da gelecek olan oylarla ikinci tura kalmak!
Kendisi ve ekibi kapalı çalışıyor fazla reklama girmiyor ve ona destek verenler kendilerini pek deşifre etmiyorlar!
Kurultayın sürpriz ismi olmaya aday ve kurutlaş çalışmalarında daha çok suçlamalar değil de projeler üzerinden kampanyasını yürütüyor…
İskele’nin adayı konumundaki Nazım Çavuşoğlu’nun en büyük özelliği otoriter olması!
Gerektiği zaman sert, gerektiği zaman masaya yumruğunu vurabilecek bir yapıya sahip olduğu için partide disiplin isteyenlerin desteklediği bir aday görünümünde!
İçişleri, Tarım ve Eğitim Bakanlığı yaptığı dönemlerde partilisine yaptığı hizmetler kendisine geri dönerse ki en büyük beklentisi de bu, o da kendini potanın içinde görüyor.
Şu anda yapması gereken öncelik İskele içinde sürtüştüğü partililerle ateş kes ilan etmesi ve en azından kendi bölgesinde birinci olmayı başarması…
Bu arada son günlerde İskele dışında da çalışmaları epey yoğunlaştırdı!
Parti içindeki sert milliyetçi kesimin desteklediği Zorlu Töre adaylar arasında en fazla reklama önem veren genel başkan adayı olarak görülüyor.
Yaptığı basın açıklamalarında hükümet ortağı CTP’ye karşı sert ve acımasız duruşuyla dikkatleri çekiyor aynı zamanda başkan olduğu taktirde hükümetin bozulacağını kesin dille söyleyen tek kişi!
Lefkoşa’da ve özellikle de Mesarya bölgesinde ciddi bir potansiyeli var, ikinci tura kalamasa da alacağı oylar belirleyici olacak gibi gözüküyor.
Partinin tarım kökenli bir başka genel başkan adayı Oğuz Ceyda da son birkaç gündür Eroğlu’na karşıtlığı ve sert açıklamalarıyla kendinden söz ettirmeye başladı!
Kamuoyunu genel kanısına göre ki ben de öyle düşünüyorum ilk turda alacağı oyları yönlendireceği oylar eğer at başı bir yarış olunca epey değer kazanacak.
Adaylığını en son açıklaması da sanki de dezavantaj gibi görülüyor!
Sonuçta;
UBP kurultayı ülkede yaşanan son krizlere rağmen gündemin en tepesinde oturmaya devam ediyor!
Benim de merakım şu;
Kurultay sonrası geçmişte bir çok kurultayda olduğu gibi yeni bir siyasi oluşum yaratır mı yoksa yaratmaz mı?
Siyaset her şeye gebe ya bunu onun için hatırlatma gereği duydum!
 
NOT: Yazılarımıza yurt dışı ziyaretimiz nedeniyle bir günlük ara veriyoruz. Cuma günü biz yine bu sayfada olacağız…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Mustafa AKINCI, Kemal Deniz Dana’nın Turizm Bakanlığı’na müsteşar olarak atanmasını hala çekmede bekletip imzalamamamız çeşitli söylentileri de beraberinde getiriyor. Ya basın imzayı ya da gerekçelerini açıklayıp geri gönderin. Olayın tadı biraz kaçmaya başladı!
Sayın Kemal Deniz DANA, bir hafta içinde müsteşar olarak atanmamanız halinde bu görevden geri çekileceğinizi ve başka da görev istemeyeceğinizi söylemeye başlamışsınız. Genel başkanınız da bunun için epey bastırıyor ama acaba diyoruz kurultayın geçmesi mi bekleniyor.
Sayın Hasan BAŞOĞLU, görevden alınmış olmanız aslında bu görevi daha bir ay önceden sizin bırakmış olmanızla da ilgili ama bizim asıl merak ettiğimiz size ne gibi evrakları imzalamaya çalıştılar ve buna burun kıvırdınız da bu durumlar yaşanmaya başlandı. Birkaç olay var ama daha biz de takipteyiz!
Sayın Önder SENNAROĞLU, ülkede çimento üreten ve bunu ihraç eden şu Fransız şirket ile ilgili kulağımıza bir şeyler fısıldandı. Onların isteklerine geçit vermediğiniz için görevden alındığınızı söyleyen epey kişi var! Ne yani sonsuza kadar bunlar üstü örtülü olarak mı kalacak yoksa!
Sayın Osman UZUN, parti içinde bazı rakipleriniz hem devlet memuru hem de ilçe başkanı olamayacağınızı mercek altına aldılar ve ciddi bir takibe başladılar. Umarız öyle bir şey yoktur değil mi? Hem Bakan Dürüst ıslak tahtaya basar mı hiç? Bu arada bakanlık koordinatörlük göreviniz de hayırlı uğurlu olsun!
Sayın İbrahim MEYZİN, devlet hastanesindeki görevinizden sizin de istifa ettiğinizi üzülerek öğrendik.  Belki de en iyisin yaptınız zira özeldeki geliriniz şimdikinin en az 10 katı olacak değil mi? Bakalım istifa listesinde daha kimler sırasını bekliyor?
Sayın Sıla USAR, hükümet ve özellikle de Sağlık Bakanlığı’na karşı tavrınızı epey sertleştirdiğiniz söyleniyor ama yine de hala eylem yerine uyarı yapmakla yetiniyorsunuz! Meslektaşlarınızın bir çoğu artık sokağa inmek istiyor ve bu yönde mesaj veriyorlar!
Sayın Filiz BESİM, ben elimden geldiği kadar unutmaya çalışıyorum ama sizin şu meslektaşlar da bana sürekli Abbas Sınay dosyasını hatırlatıyor ve sonucunu merak ettiklerini söylüyorlar! Küçük bir açıklama yapın da siz de kurtulun onlar da!
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, ilçe başkanlığından sonra şimdiden hedef listesinin başına milletvekilliğini yazdığınız söyleniyor. Çok da acele etmeyin biraz zamana bırakmakta yarar görüyoruz. Şu anda Lefkoşa gibi bir cadı kazanında sorumluluğunuz çok büyük. Hayırlı ve uğurlu olsun…
Sayın İbrahim ÖZEJDER, meydanın çevre konularında yetersiz kaldığı konusundaki görüşlerinizde yerden göğe kadar haklısınız. Ama şunu da kabul etmek gerekiyor ki medya kamu yaranına olan şeylerden daha ziyade tiraj ve reyting peşinde koşuyor! Acı ama gerçek…
Sayın Talip ATALAY, Güney’den Kilise de bastırmış ve makam yine size kalmış diye duyduk. Orada yaptığınız ikili ilişkiler elbette çok önemli ama biraz da onların kulağını çekseniz diyoruz, baksanıza Türkiye’nin suyunu bile içmekten korkuyorlar!
Sayın Hasan SADIKOĞLU, sizin bölgedeki emekli bir öğretmen olayı o kadar büyütmüş ki artık büyü de yapmaya başlamış. Lefkoşa’dan bile ciddi müşteri potansiyeli olduğu söyleniyor. Bir el atıverin bari kimmiş bu uyanık arkadaş!