Temiz Eller, 1990'larda İtalya'da siyasi yolsuzluklarla ilgili ulusal çapta yapılan bir yargı soruşturmasıydı.
Bu operasyonla İtalya parlamentosunun yarıdan fazlası yargılandı.
Günümüzde İtalya’nın elleri ne kadar temiz tartışılır ama Operasyondan sorumlu başlıca yetkili savcı AntonioDiPietrotarihe geçti.
Bizler toplum olarak bir kurtarıcı beklemeye yatkınızdır.
Yani ülke sorunlarını çözecek bir lider, bir sihirli değnek beklemeyi severiz.
Son günlerde yaşanan reçete yolsuzluğu olayı aklımıza büyük bir ‘temiz eller’ operasyonunu tetikler mi sorusunu getirdi çünkü yolsuzluklar arkasına siyasi otoriteyi takmayı çok sever.
Pandoranın kutusu açılmaya başladıkça yeni yeni yolsuzluklar dillendirilmeye başladı.
Reçete yolsuzluğu, ölü maaşı skandalı, gözlük reçetesi sahtekarlığı…
Hayatında gözlük almamış insanlar sigortaya başvurduğunda daha önce defalarca bu hakkını kullandığını öğreniyor.
Devletten para sömürmek için ne kadar yol varsa ve bir açık görüldüyse mutlaka bu değerlendiriliyor.
Organize olarak da bu soygunu yapan var bireysel olarak da yapan var.
Devletin parasını hileyle çalan eczacısı da suçlu, doktoru da…
Tabi ki genelleme yapmıyoruz. Her meslek dalında çürük elmalar çıkar.
Çalmak her zaman nakit parayla da olmaz.
Mesai saatlerine uymayarak da çalabilir insan devleti.
İşe gitmeden maaş almak da bir hırsızlık değil midir?
Ya da küçük küçük çalmalar.
Soygunun büyüğü küçüğü olmaz tabi.
İsraf da bir çeşit yolsuzluktur.
Kimi milyonları götürür, kimi bakanlık bütçesinden şahsi düğün davetiyesini bastırır.
Devletin personelini şahsi işleri için emir eri gibi kullanır.
Kimisi de devletin verdiği koruma polisine ayak işlerini yaptırır.
Yolsuzluğun çeşidi çok, yeter ki fırsat verin…
Yolsuzluk tepeden tırnağa sarmış bacayı.
Kamu malını çalmak, çatlayıncaya kadar yemek normal olmuş.
Adalete güvenmekten başka çaremiz yok, yürekli savcılarımızın yanındayız.
Durmayın sonuna kadar gidin!