Hani şu “bizler göçüp gittikten sonra çocuklarımız ne olacak”diye soran özel gereksinimli çocukların ailelerinin hayali olan “Yaşam evleri” projesi vardı, “Acaba partilerin seçimler için sokağa attığı para ile kaç yaşam evi yapabilirdik?” diye sormadan edemiyor insan.
Yeni hükümetin iptal kararlarına bakılırsa önceki hükümet hiç karar almamış olsaydı ülkede her şey tıkırında gidecekti.Taa kurultaydan beri söylüyoruz tek kişi gönderilseydi UBP bu duruma düşmezdi.
Her ne kadar gocagarının hikayesini hatırlatsa da bu yazın moda saç rengi gafgarıt garası ve böğürtlen mavisi karışımı Koleston 666 olacak gibi görünüyor. Kafa değişmedikten sonra hangi renge boyalı olduğunun ne önemi var?
Her 28 günde bir maaşlarla ilgili olarak “güven verici açıklamalar” yapılması T.C. tarafından kara delikleri olan bir kamu iktisadi teşebbüsü olarak görüldüğümüz gerçeğini değiştirmiyor. Hükümet edecekleri değil de sanki şirket yöneticisi seçiyoruz duygusundan kurtulmalıyız.
Sokağın başında bilmem kaçıncı kez aday olanları görünce “Kapat kapıyı oğlum da guduz oldular gene” diyen 70’lik Münüse Teyze, birtanesin.
Dürüst ve eğitimli bir iki yeni adayın parti tecihinden dolayı heba olup gideceği gerçeği yürek burkuyor.
Kimse oy kullanmazsa bizi yok sayan AB de adadan çekip gider mi acaba? Brüksel’de oturan amcalara mesaj: “Biz zaten yokuz”.
Bazıları seçimleri çok ciddiye alıyor. Mesela şimdiden 28 Temmuz akşamı Twitter’a ne yazacağını düşünen delikanlıyı da önemsemek lazım.
CTP’li adayların bilgisi ve kendine güveni diğer adayların ekranlarda agresifleşmesine neden oluyor gibi bir resim de var.
Yağ damlayan köşe yazıları yazın bu sıcağında vıcık vıcık bir his veriyor.
Rüştünü ıspatlamış kurumlar dışındaki anket sonuçlarına itibar etmemek lazım. Özellikle de hiç bir bilimsel dayanağı olmayan anket sonuçlarını köşelerine taşıyanlar biçki dikiş kursuna gönderilmeli. Rakamlarla siyaset terziliğine soyunanlar gözden düşüyor!!!
Hiç bir şey üretmeden tetikçilik yaparak görünür olmaya çalışanlar bazı feminist adayların çıkışları karşısında kıskançlıktan çıldırmış halde kıvranıyor. Sahillerde yeterince kızgın kum var, isteyen poposunu özgürce kumda oynatabilir! Yine de ülkedeki feministlere kadın dayanışmasını hatırlatmakta fayda var.
Genç ve bilgili adaylar son kullanma tarihi dolmuş olanları şalvarında çalkalayıp çalkalayıp asıyor yine de temizleyemiyorlar. Acaba meclise girdikten sonra parti değiştiren adayların üzerinden Kızılırmak geçse arınırlar mı?
Solcu gençlerin sosyal medyada birbirini yemesi çok üzücü. Babaları, abileri yapamadı ama keşke çocukları gerçekleştirseydi de sol ortak amaçlar için birleşebilseydi. Eğer sorun gen aktarımı değilse toplum çıkarları için sol partiler daha samimi görünebililrlerdi. Bu şekliyle koltuk hırsından öte bir resim veremiyorlar ne yazık ki.
Bir bildikleri var ki Jurassic Park’ta herkesin sandığa gitmesi yönünde çağrı yapılıyor. Kimse sandığa gitmezse maaşları kim ödeyecek acaba?
Homofobik ve cinsiyetçi adayları en kısa sürede tedaviye yönlendirmeli ve kesinlikle oy vermemeliyiz.
Programlarına tüylü küçük dostlarımızın yaşam hakkı için bir iki cümle sıkıştıran bir parti var mı? Ben mi görmedim?
Kim ne derse desin seçim sürecinde temiz toplum ve temiz siyaset adına doğruları ortaya koyan Toparlanıyoruz hareketi acilen zeytin dalı ile bohurlanmalı.
Eğer seçimlerde katılım düşük olursa ve çalışacak bir meclis oluşturulamaz ise ÖSYM sınavla vekil alabilir mi?