Siyasi partilerin içinde bulunduğu durum ülkemiz adına çok kritik bir durum. Hele de Kıbrıs konusunun gündeme sık sık geldiği şu dönemde partiler içerisinde yaşanan kriz maalesef kendi siyasi tarihimize bir leke olarak geçecektir. Tarih bu süreçleri muhakkak es geçmeyecektir.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan istifalar, siyasetçilerin tutumları, partilerin kendi içerisindeki kavga doğal olarak halkta bazı kaygılar yaratmaya başladı. Halk artık endişelidir. Kimse hangi partinin siyasetçisinin dik duruş sergileyebileceğini kestiremiyor. Farklı farklı açıklamalarla eski söylediklerini ya da verdikleri vaatleri unutarak bugün farklı konuşan siyasiler için halk bu süreçte bazı kararları daha doğru alacak ve mukayese yapabilecektir.
İstifa erdemli bir duruş olsa da istifa edilmesinin nedenleri önemlidir. İstifa, halka açıklama zorunluluğu doğurur. Yani istifa eden kişi/kişiler halkın seçtiği kişiler olduğundan halkın seçilmiş bir siyasetçinin neden istifa ettiğini bilme hakkı doğar. Buradan bunun önemine vurgu yapmak isterim. Kaldı ki halktan sorumlu olan siyasilerin istifa kararlarının ne çıkarlar uğruna aldıkları da zaman zaman sorgulansa da bugün gelinen noktada ortadadır. Gelecekten duyulan kaygının önlenemez olduğu bir gerçektir.
Halkın önümüzdeki günlerde neler yaşayacağı belirsizken, yine ayni siyasetçiler oy istemek uğruna senede bir çaldıkları kapıları yeniden çalacaktır. Kimsenin aklına bile gelmeyen köylüler seçim zamanı akla geleceği gibi, tutulmayacak birçok sözler de verilecektir.
Seçilen vekillerin bugün kaçı köy köy gezerek sorunları yerinde dinliyor?
Kaç tanesi halka inebiliyor?
Kaçı çiftçinin, hayvancının, patates üreticisinin ya da enginarcının sorunlarını biliyor?
Kaçı verdiği sözü tutabiliyor?
Olay budur işte. Seçimden seçime akıllarına gelen bu insanlar artık gözlerini açtı. Kimsenin vaatlerı geçmeyecektir. Yani ne iş ne aş demekle bu işler olmayacağı ortadadır. Birileri bu ülkeye ve bu halka hizmet edecekse bu halk tarafından karar verilerek sınanacaktır. Oldu bittiye getirmekle, halka şirin görünmekle artık seçim kazanmak mümkün değildir.
Seçim ve halk oylaması yasa tasarısı meclisten geçtiği andan itibaren artık bölgecilik ortadan kalkacak ve gerçekten kendi bölgesine değil ülkesine hizmet edenler kazanacaktır. Seçim ve Halk Oylaması Yasası hakkında partiler arasında mutabakat olmasına rağmen halen meclisten geçmemiştir. Önceden kabul gördüğü halde meclise takılıp kalması da yine siyasi iradesizliğin göstergesidir.