Kelepçeli kız meselesi…

Sosyal medya bir kez daha kalktı oturdu!

Ve karar kılındı;

Bu kıza kelepçe takan polisler suçludur…

Haindir, hatta ahlaksızdır!

Tabirlere bakar mısınız?

Anketlerde sürekli olarak güven konusunda ilk sıralarda olan polis teşkilatı bir anda ayaklar altına alındı…

Hem de her türlü hakarete maruz kalarak!

Vallahi de billahi de artık pes doğrusu…

Bizim içimizden çıkan, ülke ve insanların güvenliğini sağlayan kendi insanlarımız bunlar!

Zorlu şartlarda, büyük özverilerle güvenliğimizi sağlayanlar…

Bir anda ülkenin en kötü insanı oluverdiler!

Kusura bakmayın ama sosyal medya canavarının halt etmesinden başka bir şey değildir bu…

En çok da niye üzüldük bilir misiniz?

Bazı devlet erkanına mensup olanların da bu olay karşısında hem de sosyal medyada tepki koymasından…

Arkadaş adı üstünde sen devlet makamısın, devleti temsil ediyorsun!

Polis teşkilatı da bu ülkenin gözbebeği kurumlarından…

Tamam bu konuda hesap soracaksın sor ama sosyal medyada değil!

Olayı bizzat duyup eli kelepçeli kıza destek olacaksan anında klavye başına otarmayacaksın…

Telefona sarılıp polis genel müdüründen hesap soracaksın!

Varsa da bir yanlış düzeltilecek…

Düzeltilmezse de sonuna kadar yargı dahil mücadele edeceksin!

Yok, siz sadece şov yapmayı tercih ediyorsunuz…

Tek amacınız sosyal medyada göze girmek!

Ne acıdır ama, hem de polisin kafasına basarak…

Yazık ki ne yazık!

Önceki günkü olayda sosyal medya böğürünce polis gayet net bir açıklama yaptı…

Bina açma ve hırsızlık!

Daha ne desinler yani…

Yargı ne diyorsa odur!

Eline kelepçe takılacaksa da takılacak…

Pırıl pırıl gencecik bir kızımız, da yaptığı hatanın elbet bir bedeli olduğunu anlayacak bundan dersini alacak!

Bir daha da yapmayacak…

Hatta yaptığının yasa dışı olduğunu arkadaşlarına da anlatacak!

Bundan sadece kendisi değil toplumun tümü kazanacak…

Yasalar ne diyorsa odur!

Gerisi sadece teferruat

Biliyor ve hep birlikte yaşıyoruz…

Ülkede sinirler gerildikçe gerildi!

Kavurucu sıcaklarda elektrik kesintileri üstüne tuz, biber ekledi…

Sinirlenen, bunalıma düşen gazını sosyal medyada çıkarmaya çalışıyor!

Ama işte gelin görün ki bazen de edep sınırları aşılıyor…

Eleştirmeye, tartışmaya sonuna kadar varız ama kimi niçin eleştiriyoruz bunu da iyi hesaplamak gerek!

Hele de hedefin ucunda ülkenin en değerli kurumlarından birisi varsa…

Bir değil, birkaç kez düşünmek gerek!

Ahlaksızlık basmak da neyin nesiymiş yahu…

Hem de canımızı, malımızı teslime ettiğimiz çok güzide bir kuruma!

Utanmazlığın daniskasından başka bir şey değil…

Böyle biline!

MESAJ KUTUSU

Sayın Dursun OĞUZ, elektrik kesintilerinden sonra çok yakında su kesintilerinin de başlayacağı yönünde bir takım kasıtlı ya da kasıtsız söylemlerde bulunulmaya başlandı. Gerçekten böyle bir durum var mı yoksa bazı iş karıştırıcılar yine spekülasyonlara mı başladı dersiniz?

Sayın Alişan ŞAN, hükümetin Ankara ziyaretinde sizin de kadroda olmanız bir çoğunu hayretler içinde bıraktı, zira bir iki saat içinde listede sizin isminiz yoktu ve sizi görünce gözlerine inanamadılar, yakında ortaya çıkar değil mi?

Sayın Fikri ATAOĞLU, Filenin Sultanlarının dünya şampiyonluğunu kazanmasından sonra tebrik mesajınız göze hayli hoş geldi. Bir de onlara ödül olarak bir haftalık Kıbrıs tatili hediye ederseniz kutlamayı da tamamlamış olacaksınız, bir düşünün deriz…

Sayın Emrullah TURANLI, Yeni Ercan’ın açılışına artık günler değil saatler kalmışken suskunluğunu bozmamanız devletten alacağınız olan parayı tahsil ettiği yönünde algılandı. Millet 20 Temmuz’da tek bayram kutlarken siz iki bayramı birden kutlayacaksınız desenize…

Sayın Resmiye CANALTAY, yeni kabine oluşumunda havalarda uçuşan listelerde artık sizin de adınız anılmaya başlandı. Desenize geçmişte verilen sözler çok yakında gerçek olacak gibi görülüyor. Hadi bakalım hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Mehmet HARMANCI, kavurucu sıcaklarda yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle vatandaşa bir nebze de olsa serinletmek amacıyla hizmete koydunuz mekan memnuniyetle karşılandı. Ama buraya yüzlerce kişi akın ederse eğer işte o zaman büyük kaos yaşanacak demektir…

Sayın Redif NUREL, DP’deki tüm görevlerinizden istifa kararınız partide ikinci bir dalga harekatı olarak kabul edildi. Zaten geçen yıl şu kredi başvurunuz kabul edilmeyince ipler o zaman kopmuştu değil mi? Hadi bakalım hakkınızda hayırlı artık!

Sayın Hasan TAÇOY, inşaat işçilerine belli saatlerde çalışma yasağı yerinde ve doğru bir karardı ancak buraları denetleyecek ekiplerin de olmaması çok ayrı bir tartışma konusu olsa gerek değil mi?

Sayın Ergün OLGUN, yaş gerekçesiyle özel temsilcilik ve heyet görevinizden ayrılma kararınız biraz fazlasıyla manidar karşılandı. Ayrılma kararında bazı isimlerle ters düştüğünüz konusunda yorumlar yapılmaya başladı, haberiniz olsun istedik…

Sayın Berber MAHMUT, geçen haftaki zamlı tarifeden sonra önümüzdeki hafta içinde bir kez daha zam yapma kararı aldığını tepki ve kızgınlıkla öğrendik. Yani size defalarca söyledik dördüncü çocuk zor gelecek diye, kısmetiyle gelir dediğiniz buydu değil mi?