Geçtiğimiz gün bir gazeteci arkadaşımızın bir polis tarafından dayak yediği iddia edilerek, basında dayak sonrası görüntüleri yayınlanmıştı.
İlk etapta meslektaşımıza karşı yapılan haksız bir saldırı olduğunu düşünerek kınadım. Ama dayak izlerini göstermek için nerdeyse çırılçıplak poz vermesini de çok ahlaklı bulmadım. Yani darp edilen bir kişi sırf izleri halkla paylaşmak için çıplak poz vermek zorunda mıydı? Bence basında yayınlanan gereksiz bir fotoğraftı o fotoğraf. Bu konuya çok değinmeyeceğim. Esas konumuz meslektaşımızın darp edilip edilmediğidir. Yani Polis Çavuşu suçlu mu yoksa değil mi?
Birkaç görüşme yapmak zorunda kaldım. Yazımın sağlıklı aktarılması adına doğru bilgi almam gerekliydi. Aldım da…
Evet, olayın yaşandığı o gece Adli Şube’nin yemeği olmuş. Polis Çavuşumuz da gazeteci olan mahkeme muhabirlerini nezaket icabı yemeğe davet etmiş. Aslında başta hiç de sorun yok gibi görünse de aslında en büyük hata Lefkoşa Adli Şube polislerinin mesleki ilişki dışında gazeteci muhabirlerle ahbaplık ilişkisi kurması oldu. Yemeğe davet edilen muhabir arkadaşlarımız o gecenin beklide bu şekilde sonuçlanacağını bilese o yemeğe gitmez, tam aksine evde kalarak huzurlu bir gece geçirirlerdi.
Evet, o gece Polis memurlarıyla ayni masaya oturan ve yemek yiyen arkadaşlarımızdan bir tanesi yani konunun kahramanı masadaki düzene uymayarak ciddi bir şekilde alkol tüketmiş. Tabi şişede durduğu gibi durmayan alkol beyin fonksiyonlarının sağlıklı çalışmamasına neden oldu. Yemek sonrası herkes evine ayrılmak üzereyken darp edildiğini iddia eden arkadaş da başka bir kadın muhabirle oraya gitmiş. Yani araç kullanan arkadaşımız kadın ve bu kadın arkadaşımız da sarhoş biriyle ayni araca binmek istememiş. Yaşanan bu olayı gören Polis Çavuş’u Ercan bey kadın muhabir arkadaşa yardımcı olmak adına darp ettiği iddia edilen şahsı aracına davet etmiş. Böylelikle kadın muhabirimiz kendi aracı ile oradan yalnız ayrılmış. Polis Çavuş’u Ercan bey de yanında başka bir memur arkadaşı ve darp edildiğini iddia eden muhabir arkadaşla aracına binerek yemek ortamından ayrılmış.
Yolda ayni yöne doğru giden 3 araç vardı. Birsi gazeteci bir başka muhabirin aracı, diğeri oradan ayni anda ayrılan Adli Şube amiri Erkan bey ve bir diğeri de Polis Çavuş’u Ercan beyin aracı.
Polis Çavuşu Ercan bey Ercan Kavşağı’na gelmeden anayolda aniden sağa çekerek durmuş. Onun yolda aniden durduğunu gören diğer araçta bulunan gazeteci muhabir arkadaş da hemen önüne park ederek durmak zorunda kalmış. Polis Çavuş’u Ercan beyin aracından ilk inen memur arkadaşı olmuş. Ama tam o anda bizim gazeteci muhabir arkadaşımız yani darp edildiğini iddia eden arkadaşımız arabadan çıldırmış şekilde çıkmış. Yani belli ki içtikleri dokunmuş!!! Yani içtiği her ne ise dozunu ayarlayamamış!!!
Darp edildiğini iddia eden arkadaşımız, bilinçsiz bir şekilde önüne gelen her şeye tekme atıp durmaya başlamış. Bunun üzerine Polis Çavuş’u Ercan bey de aracından inmiş. İçtiklerinin etkisi ile kafasını camlara vurup duran muhabir arkadaşımızı sakinleştirmeye çalışmışlar ama nafile.
Sürekli tekme atarak yanındakilere vuran muhabir arkadaşımız, hem meslektaşını tekmelemiş hem de Polis Çavuşunu…
Daha sonra araçtan aşağıya inmesi için ikna edilmeye çalışıldı ama yine aşağı inerek deli gibi bağırmaya devam etmiş. Tüm bu olayların üzerine çıldırmış şekilde arabadan fotoğraf makinesinin bulunduğu çantayı alarak, tarlaya fırlatmış. Daha sonra orada bulunan diğer muhabir arkadaş tarlanın içerisine atılan çantayı almaya gitmiş ve bu sefer de içkinin tesiri ile ne yaptığını bilmeyen muhabir arkadaş anayolun ortasına doğru bilinçsiz bir şekilde koşmaya başlamış.
Tüm bunların üzerine yola fırlayarak bilinçsiz hareket eden muhabir arkadaşımızı yakalayıp kenara çekmeye çalışan Polis Çavuşu Ercan bey, onu arabaya binmesi için ikna etmiş. Böylece olay yatıştı ve yola çıkmışlar. Yolda kadın muhabirimizin aracı bozulmuş ve diğer muhabir arkadaşımız kadın muhabir arkadaşımızı aracına alarak polise gitmişler. İçkinin tesiri azalınca darp edildiğini söyleyen muhabir arkadaşımız kendine gelmeye başlamış ve Polis Çavuşu’ndan şikayetçi olacağını söylemiş. Polis Çavuşu Ercan bey de onu Adli Şube’ye götürmüş. Diğer muhabir arkadaşlarda kendisi ile birlikte polise gitmiş. Ama yine orada da taşkınlık yapmaya devam eden ve darp iddiası ile şikayetçi olan muhabir arkadaşımız diğer muhabir arkadaşlarımızı da olduğu yerden kovmuş. Ve Polis Çavuşu Ercan beyin boynuna sarılarak özür dilemeye başlamış. Tabi yaşanan tüm bu olaylarda kendisinin dediği gibi bir darp ya da dövme yok. Tam aksine bu muhabir arkadaşımız kendine zarar verecek her türlü tartışmaya ve davranışa girmiş. Kaldı ki o gece sergilemiş olduğu bilinçsiz davranışları dahi hatırlamayacak kadar çok içmiş. Yaşanan o gecenin ardından 3 gün boyunca mahkeme koridorlarında kahve içerken görülmüş.
Peki, şimdi sorarım ben Polise iftira atmadaki amaç ne?