UBP, İrsen Küçük ile talihsiz bir süreç yaşadı…
Sadece UBP tarihinde değil, tüm KKTC tarihinde bir başbakan seçim kaybetti.
Bir insan hem başbakan olacak, hem parti başkanı olacak, hem de Ankara’nın çok güçlü desteğini ardına alacak ve seçim kaybedecek, görülmüş ve duyulmuş bir şey değil bu!
Ama bizde oldu!
İrsen bey, yanlış icraatlarına bir de yanlış ekip seçerek önce kurultay sonra da seçime girince olanlar oldu ve seçimlerde ağır bir yenilgi alarak sadece başkanlıktan değil aktif siyasetten de oldu!

Peki, UBP yeni dönem de genel başkanından çok mu memnun?
Belli ki değil!
Sanki de gelen gideni aratacak gibi görülüyor…
Özgürgün’den bahsediyoruz!
Trafik cezalarını sildiren, vatandaşı geri zekalılıkla suçlayan, gariban bir çiçekçi yüz göz olan…
Şimdi diyor ki;
“Sertoğlu, bizim üyemiz değil!”
Alın da bozdurun şimdi!
Sertoğlu, UBP’nin üyesi değilmiş…

Tamamen acemilik ve panik halinde söylenmiş bir söz…
Sertoğlu, gidip Zürih’de çok tartışılan ve tartışılmaya da devam edecek olan imzayı attı ya, bir insan partiden ancak bu kadar basit bir şekilde dışlanabilir…
Özgürgün, kime ya da kimlere yaranmayı hedefliyor onu bilemeyiz ama partinin kurultay delegesi olan, geçmiş seçimlerde de LTB’ye aday gösterdiği birini üye olmamakla aklı sıra kamuoyu baskısından kurtulacak…
Sözde milliyetçilik hesapları yani!

Özgürgün istese de istemese de Hasan Sertoğlu UBP’nin yıllardan beridir üyesidir ve böyle olmaya da devam edecektir…
Bize söylenenlere göre, Sertoğlu ‘üye değil’ söylemine şiddetli tepki göstermiş ve gerekirse partisinden istifa etmeyi bile düşündüğünü söylemiştir…
Sakın böyle bir şey yapmasın!
İrsen Küçük dönemi iyi bir göstergedir;
Partili ve kamuoyu kötü yönetimin cezasını vermiş İrsen beyi eve göndermiştir…
Hüseyin beyin de akıbeti artık belli olmuştur….
Yani;
Özgürgün yolcu ama Sertoğlu hancıdır…
Böyle genel başkan düşman başına!




“Reform hükümeti!”



“Son atamalar hükümetimizin kamu reformundan ne anladığını bir kez daha ortaya koydu. İşin özeti şu:
İki önemli partimizden oluşan hükümet kamu reformundan bir nane anlamıyor.
'Nazlı yarim' misali üç ay bekleyen hükümet atamalara kalınan yerden devam etti. Anakronizm haline gelen dairelerin birleşmesini olsun yapsaydı diyeceğiz ama nafile. Hastanelerde doktor yok, okullarda öğretmen yok ama müdür, maşallah, çok.
Bir bakan var. Bakanın özel kalem müdürü var. Sonra bakanlığın müdürü var. Bir de basın sorumlusu var. Var mı? Var!
Doktor yok, matematik öğretmeni, ayran yok ama bir tek memurun yapacağı işi yapacak müdürler ve ayrıca memurlar var.
Reform hükümetimiz hayırlı olsun!
Kendini ABD Maliye veya Savunma Bakanı zannedip Özel Kalem Müdürsüz yapamayan reformcu bakanlarımız da hayırlı olsun!..”

(Ulaş GÖKÇE)


MESAJ KUTUSU

Sayın Aziz GÜRPINAR, ihtiyat sandığı primlerine 2 yıldır faiz işlenmediği yönünde şikayet mesajları almaya başladık. Böylelikle çalışanların büyük zarar ettiği belirtiliyor. Konuyu gündeme getirmenizi bekliyoruz.

Sayın Hasan SERTOĞLU, hadi eleştirdiğiniz bir takım siyasilerin kim olduklarını da ifade ettiniz ama ‘summak dayı’ için kime mesaj gönderdiniz pek anlaşılmamış. Kamuoyu hafta sonunu sumak dayıyı arayarak geçirdi.

Sayın Ömer GÜLTEKİN, Liman Gazino’yu 10 yıllığına Ruslara kiraladığınız söyleniyor. Bu arada Çatalköy’deki muhteşem şatonuza da 3 milyon dolara alıcı aradığınızı öğrendik. Hayırdır yoksa başka diyarlara mı göçeceksiniz?

Sayın Türkay TOKEL, sizin bölgeye müdürlük verilmeyince bundan en fazla sizin başınızın ağrıdığını söylüyorlar. Madem ki elinizdeki liste kabul görmedi, bir süre daha çekeceksiniz artık. Bu arada bölgenizde partiden kopmalar olabilir bilesiniz…

Sayın Halil FALYALI, Bellapais’deki malikanenizde muhteşem bir törenle yeni yaşınızı kutlamışsınız. Kaynatanız ve Sayın Talat da sizi yalnız bırakmamış. Mutlu ve sağlıklı nice yaşlar temenni ederiz…

Sayın Kemal Deniz DANA, UBP tabanından LTB başkan adaylığı için müthiş bir destek başlatıldı. Ben derim ki gelin dertsiz başınızı derde sokmayın…Tansiyon hastası olduğunuzu da göz ardı etmemek gerek…

Sayın Hamit BAKIRCI, yazımıza hassasiyet gösterip aradığınız ve açıklama yaptığınız için teşekkür ederiz. Bu konuda biz de size yarın ki yazımızda yanıt vereceğiz. Daha çok yeni siyasetçisiniz eskilerin tuzağına düşerseniz üzülürüz…

Sayın Ali Özmen SAFA, basın sektörüne yaptığınız yatırımları bir yana koyarsak bu ülkeye yaptığınız en büyük hizmet Lefkoşa mezarlığına yaptırdığınız cami olmuştur. Allah ne muradınız varsa versin…

Sayın Serhat KOTAK,
Kıbrıs Postası’nın gazete ismi olarak kullanılacak olmasından sonra bir takım girişlerde bulunarak konuyu mahkemeye götüreceğinizi öğrendik. Bizce mahkemeye gitmeden önce karşı tarafla konuşun…

Sayın Özdil NAMİ, ilk kez bir Dışişleri Bakanı Kıbrıs sorunu konusunda sendikalara detaylı bilgi verdi ya gözlerden kaçmadı. Ancak kamuoyunun da bilgilendirilmesinde yarar görüyoruz…

Sayın Asım AKANSOY, hem genel başkan hem de başbakana karşı aday olmanız büyük cesaret olarak algılandı. Ama kamuoyu artık sizi asık suratlı değil daha sempatik olarak görmek istiyor…

Sayın Tolga CİVELEK, The Cacao gibi ülkeye kalite ve lezzet getiren bir yerli markayı dünya markası yapmaya hazırlanmanız taktir edilecek bir davranıştır. Bu ülkenin sizin gibi atılımcı yatırımcılara ihtiyacı var. Umarız devlet baba da size desteğini esirgemez…

Sayın Fehmi TOKAY, Lefkoşa TMK’dan bir dünya birincisi çıkardınız ya koltuklarınız iyice kabarmıştın değil mi? Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Zeki ZİYA, atınız İzmir’de yapılan yarışlarda birinci gelerek sizi fazlasıyla memnun etmiş diyorlar. Artık kendisini nasıl ödüllendireceksiniz onu da siz düşünün…

Sayın Halil TALAYKURT, siz geldikten sonra bakanlıkta zeytinli ve ev yapımı limonata dönemi başlamış. Bir sabah kahvaltıya muhakkak geleceğiz ancak tahinli de isteriz ona göre…



GÜNÜN FOTOĞRAFI





Günün Fıkrası

Ördeklere dikkat


Üç kadın arkadaş bir kaza sonucu aynı anda hayatlarını kaybedip cennete giderler. Cennetin kapısında onları karşılayan melek:
“Bizim burada uymanız gereken tek kural var. O da ördeklere dikkat edin sakin üstlerine basmayın” der. Sonra kapı açılır üç kadın cennete girerler. Gerçekten de etrafta ördek doludur.
Üstlerine basmamak adeta imkansızdır. Dikkat etmesine rağmen kadınlardan biri kazayla bir ördeğin üstüne basar. Hemen Cebrail belirir. Yanında son derece çirkin bir adam vardır. Kadını kolundan adama kelepçeler ve “Ördeğin üstüne basmanın cezası olarak sonsuza kadar bu çirkin adama kelepçeli olarak yaşayacaksın” der.
İkinci gün kadınlardan biri yine kazayla bir ördeğin üstüne basar ve Cebrail anında yanında çok çirkin bir adamla gelip onları kadına ceza olarak birbirlerine kelepçeler.
Üçüncü kadının gözü bu olaylardan çok korkar. Diğerlerinin akıbetine uğramamak ve sonsuza kadar çirkin bir adama kelepçelenip yasamamak için her attığı adıma acayip dikkat etmeye başlar. Aradan aylar geçer ve hiçbir ördeğin üstüne basmaz.
Derken bir gün Cebrail belirir. Bu kez yanında boylu poslu inanılmaz derecede yakışıklı bir adam vardır. Cebrail hiçbir şey söylemeden yakışıklı adamla kadını kelepçeler ve yine bir şey söylemeden çeker gider. Kadın artık mutluluktan uçmaktadır. O güne kadar gördüğü en yakışıklı adamla kelepçelenmiştir.
Adama döner ve “Ben acaba ne yaptım da sonsuza kadar senin gibi güzel bir adamla birlikte olmayı hak ettim” der.
Adam suratı asık bir şekilde cevap verir: “Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördeğin üstüne bastım” der.