Seçim sonuçları kesinleştikten sonra ortaya çıktı ki öyle çok da kolay hükümet kurulmayacak…
Tufan hoca kapıyı çoktan kapattı, sokağa inmeye hazırlanıyor!
Kudret hoca belli ki kendini iyice kasacak, UBP’ye taviz vermeyerek muhalefette kalmayı yeğleyecek…
Oysa burada hata yapıyor!
UBP öyle ya da seçmenin yüzde 35’inin oyunu almış bir partidir…
Beğeniriz ya da beğenmeyiz bu sonuç bir halk iradesidir!
Tamam burada Kudret hoca belki kendince UBP’nin seçilmişlerini cezalandırmak isteyebilir ama ya seçenler?
Onlara ayıp olmuyor mu biraz!
…
Karar elbette halkın iradesi ile 9 vekile sahip olan Halkın Partisi’nin yetkili kurullarınındır…
Ama bu süreçte kesin kararlarla iktidara kapısını kapatan Özersay’ı bekleyen tehlikeler de yok değildir!
Daha seçimler bile yapılmadan öyle çok senaryolar yazılıp çizildi ki şimdi büyük ihtimalle bunlar devreye sokulmak istenecek ve UBP’nin tüm zorluklara rağmen yeniden iktidarda kalması için her şey denenecektir…
İşte bunlardan bir tanesi;
HP’den istifa edip bağımsız kalacak bazı vekillerin olabileceği ve UBP’li hükümete dışarıdan destek verebilecekleri ihtimalini kimse göz ardı etmesin…
Tamam belki siyasi geleceklerini bitiren bir karar olabilir ama siyasette dünün sadece dünde kalacağı gerçeğini de geçmişteki deneyimlerden unutmamak gerekir!
…
Siyasette daha çok yeni olan Özersay’a önerimizdir…
Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki rüzgarı da arkasına alarak iyi bir ivme yakalamış, sonuçta istediği başarıyı elde edemese de memlekete yeni ve umut vaat eden bir siyasi parti kazandırmıştır ve asıl önemli olan da bundan sonrasıdır!
Hayati konularda bir açıklama yaparken çok daha fazla söyleyeceklerini tartmalı, ilerine rakiplerinin eline malzeme vermemek için çaba sarf etmeli ve en fazla da nasıl kendisi halkın iradesiyle meclise girdiyse, diğer partilerin de uzaydan değil buradan, halk iradesiyle o koltuklarda oturacaklarını hiç aklından çıkarmamalıdır…
Bunu ileriki süreçte başarabilir ve siyasi olgunluğa erişebilirse hem kendisi, hem partisi ve daha da önemlisi bu toplum için geleceği olan bir siyasetçi olarak tanınacaktır!
Çünkü kendisi ne kadar yeni ve acemi olsa da karşısındaki siyasetin kitabını yazmış çok dişli rakipleri mevcuttur…
DP özüne döndü de…
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın açıklamalarına bakarsak sonucu yeterli bulmadığı anlaşılıyor ama…
Bize göre en azından kendisi bir dönem daha mecliste olacağından keyfi hayli gıcırdır!
DP özüne döndü diyor Serdar Başkan…
2 vekil kazanmak özüne dönmek ise o zaman sormazlar mı adama;
DP mademki sizin başkanlığında özünde çıktı, onun bunun siyaset basamağı haline geldi bunda kendinizde hiç mi bir pay çıkarmazsanız!
Şimdi yine kızacak ama…
DP’nin özüne döndüğünü söyleyip bundan memnun olan Serdar Denktaş acaba kendisi hiç evine dönmeyi düşündü mü?
Partisini önünü açmak için başka bir çare olmadığına göre bir kez denese de bir de öyle sonucu görse fena mı olurdu yani!
YDP’ye yeni başkan mı geliyor?
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı seçim sonuçlarından pek memnun olmadığını açıklasa da aslında kendi ve arkadaşları zoru başarmış ve DP’yi geçerek meclise girmişlerdir…
Bunu küçümsememek gerek!
Ama sanki de bize öyle geliyor ki önümüzdeki süreçte YDP’de çok ciddi değişimler ve yapılandırmalar olacak…
Hatta genel başkanları bile değişecek!
Erhan Arıklı böyle bir şeyi kabul eder mi binmez ama…
Öyle isimler duyuyoruz ki bu partimiz gelecekte kendisinden en fazla söz ettiren parti konumuna gelecek!
,
Yiğidi öldür ama…
Genel seçimlerin en fazla konuşulan, eleştirilen hatta ağır hakaretlere maruz kalan kişisi oldu Hüseyin Özgürgün…
Günahıyla ve sevabıyla partisini birinci yaptı, tüm olumsuzluklara rağmen!
En çok da İnci Pars olayı ile gündem oldu…
Kendi partilileri bile bir seçim öncesinde önce boşanma sonra da yeniden evlenme girişimine tepki gösterdiler!
Sonuçta o kararını vermişti ve bu karardan da dönmeyerek önce boşandı sonra İnci Pars ile evlenerek kararlılığını ortaya koydu…
Ve tabi ki en önemlisi de balkon konuşmasında yanında yeni eşinin olması her ne kadar çoğunu hayrete düşürse de çoğunluk ‘helal olsun’ demeyi ihmal etmedi!
Bir erkeğin kadınına sahip çıkması böyle bir şeydi çünkü…
Hastane notları…
Hastane odasından yazı yazıp da hastaneden bahsetmemek olmaz…
Bugün dokuzuncu günümüz ve artık biz de sisteme iyice alıştık!
Yanımızdaki deftere de küçük notlar almaya devam ediyoruz:
Temizlik ve hijyen oldukça yol alınmış bu konuda…
Günde iki kez odalara gelen ekipler köşe bucak temizlik yapıyorlar, gülen gözleri ile.
Ne odalarda ne koridorlarda o eski ‘hastane kokusu’ yok!
Nevresimler sıklıkla değiştiriliyor…
Yemekler inanılmaz:
Ne yalan söyleyeyim ilk gün hastane yemeklerini yiyebilir miyim diye geçmişti kafamdan…
Böyle düşündüm diye utandım!
Günde 3 çeşit hatta bazen 4 çeşit sıcak ve leziz yemek, salatası, yoğurdu, tatlısı da ayrı…
Burada Salih Kayım ve ekibini kutlamak gerek…
Hastane notlarına önümüzdeki günlerde de devam edeceğiz!