Olacak iş değil… Başıma bir iş açtım ki, kendim ettim kendim buldum kardeşim. Adam oturmuş, üşenmemiş yazmış. Doğan Harman öldü yaşasın manipülasyonun yeni jenerasyonu diye. Ne bulaşıyorsun? Akıllı dursana kardeşim! Yok, illa ki elleyeceğim meseleyi; aldım boyumun ölçüsünü şıp diye.
Mehmet Ekin Vaiz şöyle demişti:
“CTP yeniden ayağa kalktığında artık karşınızda Mehmet Ali Talat, Ferdi Sabit Soyer ya da Eşref Vaizi değil, sizin hamlelerinizi 3 hamle önceden görebilen, bilgi çağının olanaklarına hakim, daha dinamik ve atılgan gençler bulacaksınız. Ya kendinizi yeni neslin tabiriyle ‘update’ edin (güncelleyin) ya da akranınız siyasetçiler gibi jübile hazırlıklarına başlayın.”
Oğlum Ali okudun bu yazıyı, aklında da kaldı ne bulaşıyorsun arkadaşına? Hiç işte, PARTY TIME ya artistlik yapılacak mutlaka! Fena hem de çok fena…
İzah-ül girizgâh!
Sabahın ilk ışıklarıyla 2009’da KKTC’nin kalbi Cumhurbaşkanlığı’ndaki Mehmet Ali Talat, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca ve dönemin Maliye Bakanlığı Müsteşarı Zeren Mungan’ın ses kayıtlarıyla ilgili haberleri okuyarak açtık gözümüzü. Akşamdan kokuları çıktığı için, Başkanın Adamları DVD’sini 14’üncü kez izleyip kendimi meseleye adapte etmiştim zaten.
Film şu sözlerle başlıyor: Kuyruk daha akıllı olsa, köpek kuyruğunu değil, kuyruk köpeği sallardı. Orijinal adı “Köpeği Salla” zaten filmin.
Hellimli Demokrat Mehmet Ekin Vaiz kardeşimin “Boysan Boyra Ersin Tatar ile ortak mı” yazısını sosyal medyada okuyunca 6’ncı hissim “gündem manipülasyon, vaziyet al” diye fısıldadı kulağıma.
Hem avukat, hem mizahçı, hem program yapımcısı ve sunucu, hem reklamcı, hem parti meclisi üyesi… Kesişen yolların ortasında bir şatocuk maliki! Birçok yanı oldukça bildik ve halime denk geliyor bana lakin, MEV avantajına birkaç gömlek farkımız yok da değil hani.
Velev ki Ali Bizden başbakan…
Mehmet Ekin Vaiz’e bağlandık. Meseleyi sordum. Kırmadı teferruatıyla izah etti. Sessizce dinledim. Pek bir şey anlamadım, müphemdi dedikleri. İdrakimde sorun olduğu garantiydi çünkü kalemi usta, belagati kuvvetli arkadaşlarım listesinde yer alıyordu, sorun bendeydi.
Bir ara mealen şöyle dediğini işittim:
“Velev ki Ali Bizden Başbakan oldu ve ondan bir şey istendi yapmadı. Söylem diye bir şirketi de var. Peee… 6 ayda hem Ali Bizden’i hem partisini rezil rüsva ederim”. Amman anam… Çok korktum. Sonra bu ihtimalin zurnanın son deliğinde orangutan geçirmekten daha düşün olduğunu değerlendirince rahatladım. MEV sürekli benim adımı vererek örnekliyor, sıklıkla ismimi kullanmakta ısrar ediyordu; bir bildiği vardı!
Meseleyi anlamıştım. Sözünü balla kesip şu soruyu sordum canlı yayında:
“Sen sıradan bir partili değilsin, CTP Parti Meclisi üyesisin. Partin, Lefkoşa reklam panolarıyla ilgili tartışmalarda Cemal başkan döneminde imzalanan sözleşme nedeniyle LTB’nin değerinin çok altında gelir elde ettiğini söyleyerek eleştirdi. İptaliyle ilgili beyanlar yapıldı. LTB başkanı CTP’li, sen CTP PM üyesi ve ilgili şirketin avukatısın. Bu durum tamam mıdır?”.
Birden “alooo alooo” sesleri yükseldi ki güzel bir espriydi. Verdiği yanıtta tamam, tamam değil ve tamam-mamam gibi ifadeleri işittim ancak kesin bir şey diyemem. Ne de olsa gündem manipülasyondu ve MEV beni manipüle etmişti. Sapla saman karışmış, olaya adım feci şekilde karışmıştı. Zor sıyırdım, hemen şarkıya geçtim MFÖ’den Alidesidero… Tamamdı.
Hüdaoğlu lapsusu
Dr. Gürdal Hüdaoğlu stüdyodaydı ve yine oldu! Hocama abisinin adıyla hitap ettim, dil sürçmesi. Ama ne yapabilirim? Hep başına geliyor, iletişim doktorunu tıp doktoruyla karıştıran ben değilim sadece.
Zaten manipülasyonun Freud’un kavramlarından beslendiğini söyledi. Dil sürçmesi demek olan lapsus da Freud’un kavramı, ben ne yapabilirim?
Annan Planı dönemi ve sonrası manipülasyon örneklerini veren hocam, kamuoyu mühendisliğini anlattı. Süper örnekler, süper saptamalar paylaştı bizimle. Bir kez daha zekâsına ve eleştirelliğine meftun etti PARTY TIME’ı.
Erçakıca tebrik kabulünde
Yayınlanan ses kayıtlarıyla ilgili Hasan Erçakıca’yı PARTY TIME’a VIP konuk olarak davet için aradığımda telefonu şöyle açtı: Tebrik etmek için mi arıyorsun Aliciğim?
Haydaa… Ne vardı ki tebriklik? Sordum: “O gün söylediklerimi şimdi de söylerim, söylediğim için pişman olduğum bir şey yok”.
Yayında da bu değerlendirmesini paylaştı. Parti meselelerinin Anayasa’ya göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı tarafından konuşulmasının doğru olup olmadığını sordum. Bunun normal olduğunu, bir üslup meselesi olduğunu ifade ettiler. Peki Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun UBP’nin içişleri ile ilgili müdahaleleri de normal miydi Erçakıca’ya göre? Sordum, cevabı da aldım. Merak eden dinleseydi PARTY TIME’ı. Radyo Havadis 107.8 ve www.radyohavadis.com adresinden hafta içi her gün 15.00 ile 17.00 saatleri arasında bila ücret yayın yapıyor.
Aslı astarı orada, bu satırlar manipülatif :)