“Devletler arasında sürekli dostluk ve düşmanlık yoktur sadece çıkarlar vardır” ilkesi uluslararası ilişkilerin ve diplomasinin temel prensiplerinden biri...

Öyle olmasa, dünün düşmanları bugünün müttefikleri ve dünün müttefikleri de bugünün düşmanları olarak yakın coğrafyamızda karşı karşıya gelmezlerdi!

Doğu Akdeniz, Kuzey Irak ve Suriye, bugün kaynayan bir kazan..

Yarın belki İran, Lübnan ve İsrail, toprakları düşük yoğunluklu ancak yıkıcı etkiler doğuran çatışmalardan nasibini alacaklar.

Diplomasinin kartları savaş dişlisi tarafından yakın coğrafyamızda açılmakta.

Türkiye, bekası için, iç güvenliği için, jeopolitik çıkarları için Kuzey Afrika, Kuzey Irak, Suriye ve mavi vatan Doğu Akdeniz’de mücadelesini stratejik bir derinlik içerisinde sürdürüyor.

Peki, bazı Avrupalı strateji uzmanları tarafından iddia edildiği gibi Türkiye, Rusya ve ABD arasında sıkıştı mı?

Benzer iddialara cevap niteliğinde değerlendirilecek analiz ise Al Jazeera’da yer alan 'Erdoğan savaşın ortasında Rusya ve Ukrayna ile ilişkileri nasıl yönetiyor?' başlıklı makalede analist Aleksey Kushch'ın Erdoğan'ın başarısının jeopolitik çatışmanın ortasında Batı, Rusya ve Çin'i dengede tutmasından kaynaklanması yorumundan bir başkası değil.

...

Bugün Kıbrıs’ta yaşanan ezber bozulmaların alt yapısındaki nedenlerin de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarılı denge politikası olduğunu söylemek iddialı bir yorum olmayacaktır.

Rusya’nın KKTC’de konsolosluk açarak faaliyete başlaması ise başarı ile sürdürülen denge politikasının en son örneklerinden biri.

Kıbrıs’ta ezberler bozulurken dün Rusya’ya tapanlar bugün kızarken, dün kızanlar ise Rusya’ya bugün mesafeli ancak sempati ve saygı ile yaklaşıyor.

Rusya’nın KKTC’de açtığı konsolosluk sonrası Kıbrıs Türk solu dördüncü kez düştüğü akıl karışıklığından (birincisi SSCB dağıldığında ikincisi Annan Planı Referandum sonuçları üçüncüsü ise kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş hayata gözlerini yumduğunda Denktaş karşıtlığı üzerine kurgulanan üretmeyen muhalefetlerinin sonu geldiği için yaşanmıştı) bu sefer nasıl çıkar bilinmez ama Kıbrıs Türk sağının da gelişmeler karşısında politikalar üretmesi diğer bir ifade ile üzerindeki ölü toprağını atarak 40 yıllık siestasından uyanmasının vaktinin geldiğinin habercisi aslında tüm gelişmeler.

...

Doğu Akdeniz jeopolitiği ve dengeleri açısından bozulan ezberler Kıbrıs Türk siyasetine de Annan Planı Referandumu sonrası yapmadığı ödevini de bir kez daha hatırlatmakta.

Annan Planı Referandumundan bugüne kadar geçen yaklaşık 20 yıllık sürede ise Kıbrıs Türk solunun güneyden çıkan sonuçtan Kıbrıs Türk sağının ise kuzeyden çıkan sonuçtan sürdürdükleri gerek iç gerekse dış politikaya dair siyasi duruşlarına yönelik dersler çıkararak ödevini yerine getirdiklerini söylemek ise zor ve hatta utanç verici bir noktada.

Kıbrıs Türk solu ve sağı yine sınıfta kalır mı kalmaz bilinmez ama bilinmeyen bir şey daha var Rusya’nın KKTC’de konsolosluk açma adımının ileriye gidip gitmeyeceği.

Rusya’nın konsolosluk açmasını elbette son derece önemli bir gelişme ancak KKTC tanınacak, bu sefer galiba olacak diyerek de aşırı iyimser politikalar ile Kıbrıs Türkünün umutları da yükseltilmemeli.

...

Akdeniz satrancında, dünün müttefiklerinin birbirlerinden uzaklaşmasını, dünün düşmanlarının bugün müttefik olarak Akdeniz’de oyun bozarak oyunu yeniden kurmasını izliyoruz.

Ancak bir gerçek var ki, gelişmelerin gerek Akdeniz’de gerekse başka coğrafyalarda da yeni dengeleri oluşturacağı ve yeni yapıları inşa etmenin zemini hazırlanırken Akdeniz’de devam eden Soğuk Savaş’ta ülkeler arası yeni dostluklar, yeni müttefiksel oluşumlar, farklı diplomatik ilişkiler yanında yeni karşıt duruşlar belki düşmanlıklar üzerinden hidrokarbon mücadelesi sürecek.

Oyun yeniden kurulurken Matruşka’nın içinden ne çıkacağını, satrancın diğer oyuncuları ise dört gözle bekliyor.

Kıbrıs Türk’ünün ve siyasi aktörlerinin ise sadece Rum tarafını değil artık Rusya’yı da daha iyi oku(ması)yabilmesi gerekli.

Ve daha da önemlisi, Kıbrıs Türkü dünü unutmadan ve dünden utanmadan, bugün Türkiye’yi çok daha iyi anla(malı)yabilmelidir...

MESAJ KUTUSU

Sayın Tahir SERHAT, Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürü olarak özverili çalışmalarınız takdirle izleniyor ancak sahte reçete olayında sorumluluğunuz görünenden çok daha fazla, zira yolsuzluğun çok önceki yıllara kadar uzandığı, daireden de bazılarının bu işe karıştığı ihbarları yapılıyor, haberiniz olsun istedik!

...

Sayın Erhan ARIKLI, tüm uyarılara rağmen sosyal medyada halen makamınızın ağırlığına uygun olmayan açıklamalarda bulunmanız bırakın muhalif siyasileri kamuoyunda da tepki ile karşılanıyor. Bu konuda hükümet ortaklarının da rahatsız olduğu konuşuluyor!

...

Sayın Salih CANSEÇ, bazı kurumlarda alımların ihalesiz yapılması için türlü yollar denendiği yönünde şikayet mesajları gelmeye başladı. Merkezi İhale Komisyonu’nu es geçerek yapılmak istenen alımlara karşı önlem alıp gerekirse deşifre etmeniz yönünde uyarılar geliyor...

...

Sayın Abdullah ÖZTOLGALI, müdürü olduğunuz çevre dairesine yapılan özellikle ses limitini aşan işletmeler için yapılan bir çok şikayet ile ilgilenilmediği hatta çoğu kez telefonlara bile bakılmadığı yönünde şikayet mesajları geliyor. Birileri eğlenecek diye bazılarının hayli rahatsız olması çok da hoş olmasa gerek değil mi?

...

Sayın Dursun OĞUZ, sırf bir düğün törenine katılsın diye deport edilen bir şahsa verilen izin kamuoyunda tepki ile karşılandı. Düğün dernek işleri için bu tür izinlere devam ederseniz bunun altından kesinlikle kalkamazsınız, acaba diyoruz emir yüksek yerlerden mi geldi?

...

Hasan Basri BEYCANLI, Kıbrıs Sigorta’dan emekliliğiniz hayırlı ve uğurlu olsun. Şimdi sizden sonra bu makam için en az üç aday kıyasıya yarışıyor, bakanların kapılarında bir umuttur bekliyor, bakalım hangisi ipi göğüsleyip mutlu sona ulaşacak artık hep birlikte göreceğiz...

...

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, bir devlet kurumunun devlet doktorlarından değil de özel doktorlardan reçete kabul etmesi özellikle hastalar arasında tepki ile karşılandı. İlaç parasından daha çok doktor vizite parası ödenmesinin kabul edilemeyeceği mesajlarınız geliyor...

...

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, bakanlıktan ayrıldıktan sonra sürekli olarak televizyon programlarına katılmanız parti kulislerinde eleştiri konusu olmaya başladı. Bu nedenle bu konuda bazı kararlar üretilmesi bekleniyor, haberiniz olsun istedik...

...

Sayın Reşat DEĞİRMENCİ, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı bakanlık müdürlüğü göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Aslında çok daha yüksek makamlara layıksızınız ama elbette o günlerde bir gün gelecektir değil mi? Biz de işin uzmanlarını hep daha yükseklerde görmek isteriz...

...

Sayın Tahir TOPAL, bu yıl da vergi şampiyonluğunu kimseye kaptırmayarak bir kez daha birinci sıraya yerleştiğiniz için tebrik ederiz. Oysa bir çok iş insanı da sizden çok daha fazla kazandığı halde nasıl oluyorsa artık bir türlü potaya giremiyor.

...