Bir ülke hayal edin. O ülkede yer yıl seçim oluyor ve halk her yıl yeni umutlarla sandık başına giderek o ülkenin yöneticilerini seçiyor. Seçilen vekiller daha sonra bakan olmak adına kendi içlerinde yarışa giriyor. Ve bu yarış, birilerini kazandırırken birilerini kaybettiriyor.

Buraya kadar her şey normal. Ve şimdi yeniden bir ülke hayal edin. Kazananlarla kaybedenler arasında sorunlar yaşanıyor ve kendi partilerinden seçilmiş adamlar sürekli birbirlerinin kuyusunu kazıyor. Buraya kadar da normal.

Ve yine bir ülke hayal edin. Görev verilerek atanan bakanın ne bir binası ne bir odası ne bir oturacak koltuğu ne de bir makam aracı olsun. İşte bu normal değildir… Bu, bu ülkenin büyük bir ayıbıdır! Siz görev verdiğiniz bakana madem makam veremeyecektiniz niye Bayındırlık, Çevre ve Kültür Bakanlığı diye bir bakanlık açıp, buraya bir bakan atadınız?

Evet geçen gün basına da yansıdığı gibi bakanlar arasında kaos yaşandı. Biri oturduğu koltuğu devredemedi, diğeri kendine ait olmayan koltuğa oturarak ‘’burası benim’’ dedi.

Makamına oturamayan bakan oldu mu hiç bir düşünün. Ne üzücü ve ne ayıptır ki görev verdiğiniz bakana bir koltuk değil sahiplenebileceği bir çatı bile vermediniz. Gülsek mi ağlasak mı bu yaşananlara.

Kıbrıs siyasi tarihinde bu bir ilktir. Kutlu Evren maalesef bakanlık görevini alsa da henüz tam anlamıyla bu görevi yürütemez. Evren; değil bir koltuk, içine girebileceği bir bina bile bulamazken nasıl hizmet vermesi beklenebilinir ki? İşte üzücü olan da budur.

Geçtiğimiz gün Hakan Dinçyürek; bakanlıkta birtakım sorunlar yaşandığını ve Sunat Atun’un Kutlu Evren’e yaptığı saygısızlığı dile getirmişti.

Bakanlık görevini teslim alması için Kutlu Evren ile sözleşen Hakan Dinçyürek; çiçek ve çikolatasını hazır etmiş ama Kutlu Evren bu görevi almaya gitmemişti.

Kendisi ile yaptığımız görüşmede Kutlu Beyle saat 11:15’te anlaştıklarını ve Kutlu Evren’in görevini teslim almaya gitmediğini dile getirmişti. Hatta Evren ile yapılan görüşmede Evren’in kendisine ‘’Maliyede işim var’’ dediğini de vurgulamıştı. Tabi Kutlu Evren’den önce o makama giderek orayı sahiplenen Sunat Atun, Hakan Dinçyürek ile sözlü bir takım sorunlar yaşadı.

İşte bu olay, basına makam kavgası olarak yansıdı. Aslında Kutlu Evren mütevazı davranarak iki kişiye bölünemeyeceğini bildiği binaya gitmeyi uygun görmedi. Zaten Sunat Atun’un kendisinden önce oraya gittiğini de bildiğinden yeni bir yer bulunana kadar beklemek istedi. Hakan Dinçyürek’e de telefonla bunu bildiren Evren, Dinçyürek’e hizmetlerinden dolayı teşekkür ederek daha sonraki süreçlerde görüşeceklerin dile getirmişti.

Ama olay Evren’in binaya gidip girmemesi değildir. Olay, yeni atanan bakanın oturacak bir koltuk dahi bulamayacak kadar aciz bir devlet olduğumuzun kanıtıdır.