Doktor ve eczacı kesimi ciddi panik yaşıyor...

Reçeteleri sırf iyilik olsun insanlar mağdur olmasın diye yazanlar da artık büyük bir tedirginlik var!

Söylenene göre 150 kişilik bir liste var ama daha 40 civarının ismi deşifre oldu...

Bu işleri para karşılığı yapan var mı kesinlikle var!

Ama sırf iyilik olsun, dostlar ahbaplar kırılmasın diye yapanlar da hayli fazla...

Onların uykuları gammazlama korkusuyla bölünüyor!

Tutuklananlar sırf başkalarına da kelepçe takılsın diye isim vermeye başlamış diye duyduk...

Ben içeri girdim başkaları da girsin mantığı!

Ben rezil rüsva oldum, onlar da olsun...

Çoluk çocuğun toplum içinde yüzü kızarsın!

Hasta ruhlu bunların birçoğu...

...

Kelepçe konusu önceleri çok göze batmadı ama Sibel hanım konu olunca ortalık kalktı oturdu!

Suçu sabit olmayana kelepçeye bizde kesinlikle karşıyız...

Siyasiler bile sosyal medyada tepki olunca kelepçeye karşı açıklamalar yapıyor!

Yahu siz bu ülkenin seçilmiş vekilleri, bakanlarısınız...

Derdinizi sosyal medyada anlatmaya çalışıp şov yapacağınıza bu konuda gerekeni yapsanıza!

Biz kelepçeye karşıyız diyebiliriz de siz bunu diyemezseniz...

Sizin göreviniz gerekeni yapmak!

İnsanlık ayıbını ortadan kaldırmak...

Ses de olsun görüntü de!

...

İnanın ki Sibel hanımın ellerine kelepçe takılmasaydı kelepçe konusunu kimse kafaya takmayacak aksine içinden ya da dışından oh olsun diyecekti...

Sibel hanım elbette bu ülkenin en değerlilerinden!

Kelepçeli fotoğraflarının yayınlanması eminiz ki uzun bir süre travma yaşamasına neden olacak...

Ama asıl soru şudur;

Daha önce tutuklanan hekim ve eczacılar ellerinde kelepçe ile görüntülenince niye bu kadar ses getirmedi?

Hele de meslek örgütleri...

Hepsi sus pus oldu!

Tabipler Birliği bile önce sessiz kaldı ama sonra yönetimden bazıları isyan edip istifa tehdidinde bulununca geçen gelen açıklamayı yaptılar...

...

Şimdi camiada en çok şu soru ile karşılaşıyoruz;

Listeyi gördün mü, benim ismim var mı?

Tek bir şaibeli reçete yazmayanlar bile artık kendilerine güvenmeyip bu soruyu yöneltiyorlar...

Çok büyük bir tedirginlik hakim!

Artık herkes birbirine şüphe ile bakıyor, meslek dayanışması filan hak getire...

Herkesin ruh hali bozuldu!

Büyük bir kesim reçete yazmıyor artık...

Tek bir şaibesi bile olmadığı halde!

Olan da sigortalı ve emeklilere oluyor...

Dost ahbap ilişkileri bitmiş vaziyette!

Telefonun ya da kapının çalınacağı saati bekliyorlar...

Peki mağdur olanların mağduriyetini kim giderecek bunun önlemini almayı düşünen, taşınan birileri var mı aranızda!

“Mafya Kıbrıslıya bayılırım...”

“Anladığım kadarı ile "itibar" sahibi aile, meslek ve paradan gelen Kıbrıslıların izledikleri yöntemler "yasa tanımazlık ve yasaya aykırı" ise bu normal kabul edilmelidir diyen foncu-avrupacı grubu gene hareketlendirildi. “Zaten bu oluşum devlet mi ki yasasını tanıyacağız" yaklaşımını sürdürüyorlar. Kendilerine de "solcu" diyorlar.

Her gün "devlet" olamayacağımızı haykıran bu güruh, sizi zenginler üzerinden yasa tanımazlığı kabul etmeye çağırıyor. Ama yasayı tanımayanların zengin Kıbrıslılar olması şartı da olmazsa olmaz koşulları.

Zengin Kıbrıslı yasa çiğnerse bunu "insani yasa tanımazlık" diyerek savunmanız isteniyor. Zengin Kıbrıslı ise "devlet zaten yok canım" üzerinden yasa çiğnemeyi pohpohlamaya çağırıyorlar sizi. Zenginin yasa tanımazlığı yeni değildir dünya yüzünde de bunu "solcu, barışçı, eşitlikçi" adı altında yapmak daha yeni dünya yaklaşımları. Esas proje herhalde solun kalan kırıntılarını da bu insanlar üzerinden yok etmek.

Bu söyleme sahip olan sol ambalajlı zengin zümrecilerin koyduğu ad da "Kıbrıslılar birlik olsun".

Bu Kıbrıslılık adı altında sizden gene istenen şey zengin, "varlıklı", sistemin avantajlarını her daim kullanan zümrenin kalkanı olmanız. Kendi zengin zümreleri içinde görmedikleri Kıbrıslıların uğradığı haksızlıklara çıtlarını çıkarmadıklarını hepimiz biliyoruz oysa. Yoksula saldıran, zengini Kıbrıslılık yaftası ile koruyanlar bu ülkeyi sömürmeye devam etsin diyen bir söylemin devamı görüyorsunuz. İşlerine geldi mi hatırlıyorlar Kıbrıslılığı, halkı. Halk kendileri için bağırsın diye "birlik" çağrısı yapıyorlar. İnanma ada yarısı, söylemleri senin için değil zenginler içindir.

"Mafya Kıbrıslıysa bayılırım" diyenle farksız, onun da hangi "özgürlüğünü" bu güruh korumak için yola düşmüş ortada.

Hepsi aynı zihniyetin uzantısı. Hepsinin gene düğmesine basılmış aynı zehirli söylemle yoksul düşmanlığı yapıp zengin sevdası üzerinden halka ayar veriyorlar. Vazgeçin bunlara solcu, eşitlikçi filan demekten. Vazgeçin solcu diye bunlardan medet ummaktan insan aşkına!..”

(Umut ÖZKALELİ)

MESAJ KUTUSU

Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, bakanlığınızın sosyal medya hesabındaki cinsel içerikli video tam bir rezalet videonun dün gün boyunca hesapta kalması ayrı bir rezaletin göstergesiydi. Yapılan ihbarlarda dahası gelecek deniliyor şimdiden önleminizi alırsanız başınız ağrımaz!

...

Sayın Serdar DENKTAŞ, önümüzdeki sene yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için dünkü paylaşımınızla adaylığınızı resmi olarak açıklamış oldunuz. Çok deneyimli ve profesyonel bir ekiple çalıştığınız ilk olarak da kamuoyu anketlerine başladığınız söyleniyor hadi bakalım hayırlara vesile olsun...

...

Sayın Ebru ÇENELİ, sizin de açıkladığınız gibi sivrisinekle mücadelede yıllardan beridir ihale yolsuzluğu yapılıyor. Hatta bir ara eski bakanlar bile bu işleri takip edip payına düşeni alıyordu ama ne yazık ki şimdiye kadar belge ve bilgileri karartmayı çok iyi becerdiler...

...

Sayın Hüseyin PAŞA, kurumdan sızan bilgilere göre elektrikte zammın ay sonu yüzde 35 civarında yapılacağı konuşulmaya başladı. Hadi varlıklı aileleri pek etkilemez ama dar gelirliler için bu kış belli ki çok soğuk geçeceğe benziyor, herkesin Allah yardımcısı olsun artık...

...

Sayın Kemal YILMAZ, sizin bakanlıkta işi olan vatandaş sadece uzun kuyruklarda beklemiyor araçlarını park etmek için de büyük çaba sarf ediyor. Bakanlık müsteşarı olarak toprak olan arazinin en azından asfaltlatılması gerektiği yönünde mesajlar göndermeye başladılar hadi bakalım iş başına...

...

Sayın Sami ÖZUSLU, Türkiye’ye sokulmayıp geri gönderilen 12 kişinin haklarını savunmak en azından ilk icraatınız bakımından önemliydi. Bakalım bu konuda iktidar partilerinin üyelerini de kabul ettirebilecek misiniz, gazanız mübarek olsun...

...

Sayın Mehmet HARMANCI, zabıta ekiplerinizin sürekli ceza yazmasına bir itirazımız yok ama artık kaldırım ihlallerine de müdahale ederlerse en azından kamuoyunun beğenisini kazanacaklar. Hele de bazı işletmeler önlerindeki kaldırımı babalarının malı gibi kullanmaya başladılar...

...

Sayın Erdal ÖZCENK, DAÜ’nün bazı çalışan ve öğretim üyeleri bundan böyle maaş kesintilerinin şart olduğunu kendilerinin de destek vereceğini belirten mesajlar göndermeye başladılar. Aksi taktirde özelleştirmenin kapıda olduğunu bile kabul etmiş durumdalar...

...

Sayın Ayfer ALTUNCUOĞLU, YDP’den istifa ettiğiniz yönündeki açıklamanız bazıları tarafından iyi anlaşılmamış olsa gerek ki daha detaylı açıklama yapmanızın şart olduğu yönünde mesajlar göndermeye başladılar. Millet de de ne merak ama değil mi?

...

Sayın Sibel SİBER, dün mahkeme tarafından teminatla serbest kalınca gözlerinizdeki ifade bir çok seveniniz tarafından gözleri nemli olarak karşılandı. Bu arada önümüzdeki günlerde eski bir bakan arkadaş da listede var diye duyduk isimler önemli olmaya başladıkça eminiz ki kelepçe olayı ortadan kalkacaktır, gelmiş geçmiş olsun...

...