Geçtiğimiz günlerde Sayın Bakan Aziz Gürpınar ülkenin en büyük çimento fabrikasını ziyaret etmişti. BEM’in bu ülkeye kattıklarının yanı sıra ‘iş sağlığı ve güvenliğinde’ öncü tek firma. Sırf bu yüzden çalışma sistemlerinin diğer firmalar tarafından örnek alınması taraftarıyım.

Geçtiğimiz günlerde Lefkoşa sanayi bölgesine gittim. Aslında çok sık uğradığım ama hiç vakit geçirmediğim bir bölgedir. Bu bölgeye her uğradığımda sıkça gördüğüm manzaralar bana ne şartlarda çalıştığımızı hatırlatıyor. Birçok işçi ‘iş sağlığı ve güvenliği’ önlemi alınmayan iş alanlarında ekmek parası için çalışmaktadır.
Ada genelinde kaçak olarak çalıştırılan işçi sayısını net olarak bilmesek de kaçak işçi çalıştırmanın önüne geçen tek bir yetkili de görmedim doğrusu.

Tüm bunların ötesinde ülkemizde çocuk işçi sayısı da küçümsenmeyecek rakamlara ulaşmıştır. Özellikle sanayi bölgelerinde her köşeden bir çocuğun çalışır vaziyette önünüze çıkması muhtemeldir.

Ülkemizde tüm iş yerleri detaylı bir şekilde mercek altına alınmalıdır. Zamanında çocuk işçilerin çalıştırılmasından duyduğum rahatsızlık yüzünden ilgili bakanlığı aramış, gerekli şikâyetimi yapmıştım. Bir gazeteci olarak olayın deşifre edilmemesi için konuyu gazetelere taşımak yerine yetkililere bildirmiş fakat o gündür bugündür yapılan ihbar dikkate alınmamıştır.

Bakanlık bugün BEM gibi uluslar arası kaliteyi yakalamış bir fabrikada ‘iş sağlığı ve güvenliği’ konusunda tam teşekküllü çalışma yaptığı için firmaya plaket takdim etmiştir. İşte tüm bunların farkında olan bakanımız lütfen sanayi bölgelerindeki iş merkezlerini de ziyaret ederek, çalışma ortamlarını yakından incelesin ve gerekli plaket takdimini sanayi bölgesinde de bu kurallara uyan firmalarımıza yapsın lütfen.

Gürpınar, iş güvenliği konulara eğilerek hızlı bir şekilde önlem alma gayreti içindedir. Fakat önceliği çocuk işçi çalıştırıp, hiçbir iş sağlığı ve güvenliğine uymayan firmaları mercek altına alınması için gerekli çalışmayı yapması olmalıdır. Kendi altındaki kadronun da bu konularda daha duyarlı olması şarttır. Şikâyet edildiği halde çocuk işçi çalıştıran iş yerine gidilmiyor ve aylar geçmesine rağmen çocuk işçiler halen bu yerlerde çalıştırılıyorsa ben bakanlıktaki sistemin nasıl çalıştığını sorgularım.

Sanayi bölgelerinin genelindeki sorun da budur. Çocuk yaşta işçi çalıştıran mı, asgari ücretin altına işçi çalıştıran mı, iş sağlığı ve iş güvenliğinden bihaber olan iş adamları mı istersiniz kısaca uygun olmayan her şey var. Bu önlemler halen neden alınmıyor bilmiyorum ama bu işin önlemini almak elbette ki sıkı bir denetimden geçer.

Eğitim alma yaşındaki çocuklar paslı demirlerin içinde, ağır işlerde çalıştırılıyorlar. Tüm bunlarda yetmezmiş gibi az bir ücrete tabi tutuluyorlar. Yani bir insanın yaptığı işi yapan çocuk işçiler asgari ücretin çok altında maaşla angarya çalıştırılıyor.

Geçtiğimiz günlerde kahve çay taşıyan 8-9 yaşlarındaki erkek çocuğuna sordum. ‘neden okulda değilsin de çalışıyorsun?’… Çocuk cin gibi, belli ki öğretmişler… ‘Abla ben Türkiye’de okuyorum’ dedi. Hemen sordum ‘bu nasıl okumak yani, ne zaman gidiyorsun derslere?’. Çocuk güldü ve ‘boşver abla’ deyip, hemen yanımdan uzaklaştı. Yani olay budur. Çocuklar, çocuk yaşta çalıştırılmanın suç olduğunu biliyor ve ailesi tarafından işe tembihlenerek işe gönderiliyorlar. Aslında bu daha da büyük suçtur. Çocuklar doğruyu yanlışlarla öğrenmiyorlar tam aksine yanlışa yanlış katarak hayata atılıyorlar.

Bugün en büyük sorumluluk devlete düşmektedir. Bu konu oldukça ciddi bir kondur. Eğer çocuk işçiler iş kazası geçirir ve yaşamını yitirirse bunun hesabını kim verecektir? Çocuklarını göz yuma yuma çalıştıran aileleri mi? Çocuk işçileri iş güvenliği olmadan yasak olduğunu bile bile çalıştıran işveren mi? Yoksa tüm bunlara rağmen yeterli denetim yapmayıp, güvenlik önlemleri almayan devlet mi?