Dün Levent Özadam’ın köşesinde çok beğendiğim bir fotoğraf yayınlandı. İtiraf etmeliyim; kim olduklarını bilmiyorum. Orta yaşlarında, tertemiz giyinmiş bir beyefendi motosiklet sürüyor; arkasında, büyüğü beyefendiye tutunmuş gencecik bir kadın... İkisi de mutlu, objektife nasıl da güzel gülümsüyorlar...
Altlarındaki, çok büyük ciplerden, taksitle 5 senede öde öde bitmeyecek mühim marka otomobillerden değil; önünde sepeti olan eski bir motosiklet... Pek mühim marka otomobilliler arabalarında kurum kurum kurumlanırken fotoğraftaki iki fert Nuh Nebi’den kalma motorda epeyi mutlular...
Kıbrıs’ın, Kıbrıs’a sevdalı, nevi şahsına münhasır insanlarına ne Paris’te ne Moskova’da ne de İstanbul’da rastlarsınız. Onlar tek ve birdir; dünyanın her zerresine insanlığın değişik kültürleri işler; Kıbrıs’ınki de bir taneciktir, bir zerredir ama zerre olmayı başarmıştır. Beyoğlu’nda kuzusuna mavi boncuk takıp da dolaşan delilere benzemez onlar... Mevzu doğallıksa, dobra, kızdığında küfürden sakınmaz, eğlenmesini bilen Kıbrıslıların eline hiçbir millet su dökemez. Eşeği ile Meclis bahçesine giren, 50 derece sıcakta şemsiyesi ile eyleme giden Kıbrıslıların gösterdiği direnç takdirlerin en büyüğünü hak eder yüreğimde.
Seviyorum bu toplumu. Vallahi bu ve benzeri fotoğraflar yüzünden çok seviyorum. Gülen ve dalgasını geçebilen Kıbrıs insanına tapıyorum. Çok eleştiririz buralarda memleket insanını... Belki bilmezsiniz bu ülkeye olan aşkımızdandır, artık hiçbir güç tarafından koparılamaz, sizlere düğümlü bağımızdandır tüm serzenişimiz. Sizleri en az kendimiz kadar sevdiğimizden…
Başkasınız. Var ya, tüm bu mücadeleye değersiniz her şartta. Hayırdır; aşka geldi diyeceksiniz… Şu fotoğrafı gördüm, içimden geldi. Gündüz 3, akşamına 2 toplantı yaptım üzerine yazımı yazacaktım ki bu fotoğrafı gördüm, ruhum şad oldu. Çünkü Kıbrıs’ın umududur bu insanlar, Kıbrıs budur ya da...
Ve sizler bizlerle beraber, bizler sizlerle beraber “biz” oluyoruz. Kıbrıs’ta yaşayanlar bir bütünde birleşiyorsak, bize mücadele gücü veren sizin bu tarifi zor, içine sığmaz dobralığınızdır ve hayatı keyfine geldiği gibi yaşama becerinizdir. Var olmalısınız ki inadına, hep beraber var olabilelim bu topraklarda, aynı kavuran güneşin altında…
Ben bağımsız boykotçu, belki siz CTP’li, diğeriniz UBP’li, bir diğeriniz BKP’li belki; yaptığımız tüm tartışmalar daha güzel bir Kıbrıs için… Aynı güneşin altında daha bağımsız bir Kuzey Kıbrıs’ı birlikte tartışa tartışa kurabilmek için…