Torpilin de bu kadarına ‘pes’ derim ben.

Yazmayım diyorum ama olay bu kadar ‘pes’ dedirten bir olay ki, yazmak zaruri oldu.

Öncelikle Cezaevi’nde yaşanan firarı çok da garipsemedim. Ülkede yetersiz gardiyan sayısı ile olacağı buydu. Gerçi sadece gardiyanlar mı yetersiz? Öncelikle iki yıl önce Merkezi Cezaevi’nin çıkan projesinin ardından 2015 bütçesine o ya da bu şekilde konmaması İçişleri Bakanlığı’nın bir ayıbıdır.

Yazık ki bizler bir şeyleri başaramadığımız gibi başkalarının başarmasını da engelliyoruz. Her ne sebeple Cezaevi'nin yapılması ertelenmiş olursa olsun bugün olumsuz yaşam koşullarının sürdürüldüğü Cezaevi içler acısı durumdadır. Görünüyor ki mahkum sayısı arttıkça ne Cezaevi’nin yaşam koşulları iyileştirilebilir ne de gardiyan sayısında bir artış yaşanabilir. 330 mahkumun ve 250 gardiyanın yer aldığı Cezaevi’nde gardiyanlar vardiya usullü çalışıyor yani 330 mahkuma 25 gardiyan düşüyor. Kimse bu rakamların ülke şartlarında yeterli bir rakam olduğunu düşünmesin.

Neyse gelelim ‘pes’ dedirten olaya. Geçtiğimiz aylarda gardiyan alımına gidildi. Torpil olmayacak diye varsayıldığını düşündüğümüzde bile personel alımının hesabında kitabında uymayan bir istihdam gerçekleşti.

Torpil yapılabilir. Buna nasıl olsa alıştık ama bu torpil yapılırken keşke her şey hesabına kitabına uygun olabilseydi. Üzücü olan, 15 gardiyanın içerisinde ‘gözünden özürlü’ bir gardiyanın olmasıdır.

Düşünün; devletin en önemli kurumunda, güvenliğin en üst düzey olması gereken bir yerde, bir gözü görmeyen gardiyanın çalışması ne kadar doğrudur.

Sırf torpil olsun diye alınan bu insana da yazıktır. Bu gardiyanın nelerle karşı karşıya kalabileceğini bu insanı istihdam yaparken düşündüler mi hiç? Bir mahkumun firar etmesinden dolayı ne malum ki bu adamın zan altında kalmayacağı?

Üst düzey güvenlik isteyen ve dört gözünüzü açmanız gereken bir yer olan Merkezi Cezaevi’nde ‘özel’ bir statü yok. Yani özürlü istihdamı yapılamaz. Gözünden özrü olan ve askerliğini bile yapmayan bu adam ne diye Cezaevi’ne gardiyan alındı? Gerek gözü, gerek ayağı, gerek aklı. Merkezi Cezaevi’nde çalışacak kişilerin hiçbir şekilde sağlık sorunu olmamalıdır. Mahkumlar bu adamın gözünün birinin görmemesinden yararlanarak hem firar edebilir hem de bu yönde yaşanabilecek birçok durumu kendi lehine çevirebilir.

Kimse bunu normal görmesin. Güvenlik açısından en titiz olması gereken bir yer olan Merkezi Cezaevi‘nde gözünün biri görmeyen adamın çalışması doğru olmadığı gibi çok da sakıncalıdır.
Görüldüğü gibi dün firar eden mahkum bir anlık açığı yakalamış ve kaçmıştır. Kim garanti edebilir ki gözünün biri görmeyen gardiyanın da bir anlık açığını yakalamayacaklarını. Öncelikle yaşanan bu olayda bir miktar kendimizi de suçlamamız gerekir. Herhangi bir mahkumun elimizin altından kaçabilmesi bu kadar kolay olmamalıdır.