En önemli konulardan biri de erken seçim bu günlerde.
Önüne gelen yorum yapıp duruyor kim güçlü diye.
Aslında herkes kendince güçlü. Yani her parti kendi içerisinde çalışmalara başladı bile.
Kendi yandaşlarından aldıkları güçle her parti kendini hükümette görmek için ‘birinci parti’ olmakta iddialı.
Düşünün bir halkın gözünde her biri ne hale geldi. Yani her gelen diğer partiyi aratır oldu.
Önceleri CTP için söylenenler, bugün UBP için kat ve kat söylenmeye başlandı.
Gel görün ki kanayan yaralar çabuk sarılmış olmalı ki kendine güvenen CTP iktidar olmaya oynuyor.
Bu süreçte ne CTP ne de UBP için pek yorum yapak istemiyorum. Çünkü yılların köklü partilerinin tabanları kolay kolay partilerini terk etmez. Birlik olmak adına yine ayni kulvarda yer alırlar. Her ne kadar hataları ve yanlışları olsa da....
Şu an yükselişte olan ama henüz ne kadar gücü olduğu kestirilemeyen DP-Ulusal Güçler, yani İrsen Beye kızarak partiden istifa eden vekiller ile ayni çatıda birleşmeyi kabul eden DP'nin neler yaşayacağı muammadır.
Attıkları adımdan geri dönmeleri pek mümkün olmayan UBP'li vekillerin gelecekle ilgili sıkıntıları olsa da bugün tek gayeleri İrsen Küçük'ü tahtından indirmektir.
UBP'li olarak DP ile bir çatı altında yer almak ve ayni yolda yürümek ne kadar süre devam eder orası belli değil ama gelecekteki birliktelikleri sorgulanır bence.
Bu süreçte önemli isim olan Sayın Eroğlu henüz bir duruş sergilemedi. Yani Sayın Eroğlu’nun kızı her ne kadar Kaşif için çalışmış olsa da geçtiğimiz günlerde basında bir önemli bir açıklaması ile yer aldı. Evet Resmiye Canaltay ‘UBP’den kovulana kadar UBP’liyim’ demişti. Bu nettir. Ben UBP'den başka yerde değilim demektir. Diğer bir değişle Kaşif'in yanında değilim demektir.
Kurultay süresince ailece Sayın Kaşif’e çalışmış olsalar da bugün görünen o ki Kaşif’in değil UBP’nin yanında yer almayı tercih etti Eroğlu ailesi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu bu süreçte açık destek beyan etmemiştir fakat duruşu ile Sayın Kaşif’i desteklediğini de söylemek mümkün değildir.
Yani Sayın Eroğlu her ne kadar açık oynamasa da her konuşmasının ardından Eroğlu-Kaşif-İrsen ilişkisi sorgulanmıştır. Gel gelelim bugün DP-ULUSAL GÜÇLER olarak sahaya inerek birbirine kenetlenen iki parti için henüz Eroğlu’nun ne düşündüğü ya da neler aklından geçirdiği de belli değildir.
Henüz hamlesini yapmayan Eroğlu, UBP yerine Sayın Kaşif’e destek verdiği an her şeyini kaybedebilir diye adımlarını düşünerek atacaktır. Sarayın kapısında İrsen beyin gözü olsa da kolay kolay yerini kaptırmayacağı da gerçektir.
Eroğlu, UBP içerisinde en güçlü isimdir. Bunu bilmeyen yoktur. Fakat bugün Eroğlu'nun gücünü kırmak için birçok girişim yapan Küçük, Eroğlu^'nun bir numaralı siyasi rakibidir. Yaşları ve duruşları ile birbirine rakip olan siyasiler için artık geri sayım başlamıştır. Artık siyasi rekabet yerine birlik olma zamanı gelmiştir. Yani eninde sonunda Eroğlu-İrsen ilişkisi normale dönecektir (erken seçim için olsa bile)
UBP’liyim diye partiye gönül verenler Küçük’e küsüp de partilerini terk etmedikleri gibi yine hiçbir şey yokmuş gibi birbirlerine kenetlenmeyi tercih edeceklerdir.
İşte bu Partiye olan aşktır.
Ha bu aşk için acı çekilmedi mi? üzüntü yaşanmadı mı? Evet, Acı da çekildi üzüntü de yaşandı. Ama kimse kolay yolay çektiği acıdan ya da üzüntüden yılıp da UBP’den vazgeçmedi.
Eroğlu ne zaman hamle yapar bilinmez ama sanırım yapacağı hamle bu sefer Kaşif’in pek de işine yaramayacaktır.
Bu yarış UBP’nin gerçek gücünü ortaya koyacaktır.
Eğer UBP eski gücünü yakalar ve yükselişe geçerse işte o zaman bu ülke daha çok şeylerden ders alacak demektir.